bugün
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu14
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak10
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- kıza iğne batıran türbanlı11
- erkek gibi kisa tirnakli kadinlar8
- uludağ sözlük köpek avlama timi16
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi12
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal15
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
- yazarların en sevdikleri diziler11
yasayan en buyuk yonetmenlerden ama gariptir ki tek bir oscar odulu layik gorulmemistir kendisine. mukemmel bir oykuleme ve kurgu kabiliyeti vardir. ama bence en takdire sayan ozelliklerinden birisi de sinema tarihinde buyuk basarilara imza atmis, buyuk bir usta olmasina ragmen inanilmaz derecede alcak gonullu olmasidir.
the age of innocence gibi görkemli dönem filmlerinden,new york new york gibi artık klasik olmuş müzikallere kadar çektiği her filmde imzası gayet net hissedilir bir uslubu olan,oscar ı aldığında salonda kopacak alkışı duymak istediğim yönetmen.....de niro fetiş oyuncusudur..
En son (bkz: the aviator) filmiyle beyazperdeye dönen oscarda hep hüsrana uğramış büyük yönetmen...
new york aşığı usta yönetmen.
kalburüstü sayısız filme imza atmış, ancak akademi'den hakettiği saygıyı bir türlü görememiştir. yönettiği gangs of the new york adlı film tam 10 dalda akedemiye aday olmasına rağmen tekini bile alamamıştır. (hatta onun yerine ödülü the pianist ile roman polanskiye verdiler. sırf yahudi soykırımı meselelerine değindiği için!)
the oscar goes to scorsese? (ne zaman artık ne zaman)
yıllar sonra gelen edit: sonunda, the departed ile huzura ermiş bulunuyoruz efenim..
kalburüstü sayısız filme imza atmış, ancak akademi'den hakettiği saygıyı bir türlü görememiştir. yönettiği gangs of the new york adlı film tam 10 dalda akedemiye aday olmasına rağmen tekini bile alamamıştır. (hatta onun yerine ödülü the pianist ile roman polanskiye verdiler. sırf yahudi soykırımı meselelerine değindiği için!)
the oscar goes to scorsese? (ne zaman artık ne zaman)
yıllar sonra gelen edit: sonunda, the departed ile huzura ermiş bulunuyoruz efenim..
martin scorsese'nin robert de niro'yu değil, robert de niro'nun martin scorsese'yi ün ve kariyer sahibi yaptığı fikrini şiddetle savunmaktayım. ancak yine de o muhteşem ortaklıklarından meydana gelen başyapıtlarda ikisinin de emeği yadsınamaz. ikisinin de new york'lu ve new york aşığı olmalarının, aralarındaki uyumun temel unsuru olduğunu ve bu uyumun da beraber çalıştıkları filmlerin kalitesini arttırdığını düşünüyorum.
son olarak, bob dylan'ın hayatındaki -kanımca- en önemli döneminin* ağırlıkla ele alındığı no direction home belgeselini çekmiş, böylece gözümdeki zaten yükseklerde olan değerini iyice artırmış yönetmendir.
yaşayan en büyük yönetmenlerden biridir. filmlerindeki etkisini izler izlemez hissedebilirsiniz. öyle ki, bir filmin scorsese filmi olduğunu anlamak, yönetmenin dikkatli izleyicileri için oldukça kolaydır.
ancak;
taxi driver, raging bull, new york new york gibi başyapıtlara imza atan bir usta, the aviator gibi bir filmi yönetmeyi nasıl kabul etmiştir hala aklım almaz, orası ayrı.
ancak;
taxi driver, raging bull, new york new york gibi başyapıtlara imza atan bir usta, the aviator gibi bir filmi yönetmeyi nasıl kabul etmiştir hala aklım almaz, orası ayrı.
leonardo di kapuçino ile beraber çalıştığı filmlerinin sayısı arttıkça, gözümdeki değerini gitgide yitirmekte olan, geçmişin usta, günümüzün oscar peşindeki yönetmeni. işin vahim tarafı, scorsese'nin efsanevi partneri robert de niro idi. artık leo. di kapuçino. yani, de niro'nun namına da halel geleceğinden korkarım.
bir an önce, o muhteşem kariyerindeki tek eksik kalan nokta mahiyetindeki oscar'ını alması ve daha fazla piyasa film yapmaması, kapiçüno içme hevesinden de hemen sıyrılmasıdır, yegane dileğim.
bir an önce, o muhteşem kariyerindeki tek eksik kalan nokta mahiyetindeki oscar'ını alması ve daha fazla piyasa film yapmaması, kapiçüno içme hevesinden de hemen sıyrılmasıdır, yegane dileğim.
1942 doğumlu amerikalı film yönetmeni. belli başlı filmleri şunlardır:
Taksi Şoförü (1976)
New York, New York (1977)
Son Vals (1978)
Kızgın Boğa (1980)
Kahkahalar Kralı (1983)
Paranın Rengi (1986)
Günaha Son Çağrı (1988)
Sıkı Dostlar (1990)
Korku Burnu (1991)
Casino (1995)
Yaşamın Kıyısında (1999)
Newyork Çeteleri (2002)
Göklerin Hakimi (2004)
Köstebek (2006)
- taksi şoförü filminde jodie foster henüz çocuk yaştadır (14).
- kızgın boğa filminde kullanılan ses efektlerinin nasıl elde edildiği, bugün bile hala sırdır.
Taksi Şoförü (1976)
New York, New York (1977)
Son Vals (1978)
Kızgın Boğa (1980)
Kahkahalar Kralı (1983)
Paranın Rengi (1986)
Günaha Son Çağrı (1988)
Sıkı Dostlar (1990)
Korku Burnu (1991)
Casino (1995)
Yaşamın Kıyısında (1999)
Newyork Çeteleri (2002)
Göklerin Hakimi (2004)
Köstebek (2006)
- taksi şoförü filminde jodie foster henüz çocuk yaştadır (14).
- kızgın boğa filminde kullanılan ses efektlerinin nasıl elde edildiği, bugün bile hala sırdır.
bu sene altın küreyi alan ve sonunda oscar ödülüne ulaşacağı düşünülen yönetmendir... bu seneye kadar neden almadığı sorulasıdır.
the departed filmi ile kalitesini bir kez daha ortaya koymuştur, inşallah bu sefer oscarı alır...
oscar denen nanenin kimlerin ellerinde olduğunu zaten biliyordur, şayet alırsa marlon brando gibi bir tepki koymasını beklerim. gerçi marlon brando bambaşkadır ya...
ayrıca (bkz: the departed) ile oscar alırsa diğer nadide filmlerine yazık olacak insan. (bkz: taxi driver) (bkz: raging bull) (bkz: goodfellas) (bkz: gangs of new york)
ayrıca (bkz: the departed) ile oscar alırsa diğer nadide filmlerine yazık olacak insan. (bkz: taxi driver) (bkz: raging bull) (bkz: goodfellas) (bkz: gangs of new york)
bu gece alsın artık şu oscarı dediğimiz adamcağız.. leonardo dicaprio'ya rol yapmayı öğreten bu amca, 6. kez aday olduğu en iyi yönetmen dalında bu kez hiç olmadığı kadar iddialı.. the departed filmiyle aday olan scorsese, dicaprio blood diamond ile oscarı çakarsa "benim filmlerimde neden böle oynamadı ki" soracaktır kendine sanırsam..
edit: ve nihayet muradına erdi..
edit: ve nihayet muradına erdi..
çok geç kalan oscar'ın sahibi. büyük usta.
robert de niro ve leonardo di caprio'yu beyazperdeye taşıyan , de niro'yu efsane leo'yu efsane adayı yapan ve akademinin hiç sevmediği büyük usta. ama sonunda oscarı kaptı.
bu sene akademinin bir nevi özür dilediği ve gönlünü aldığı yönetmen. benim dikkatimi çeken babil'in sadece en iyi müzik ödülünü alması. bana daha fazlasını hakediyor gibi geldi.
öncelikle;
(#185654)
sonradan da;
akademinin çok geç olmakla beraber, sonunda ödülü verdiği usta yönetmen.. the departed den çok daha iyi/kalbür üstü film yönetmesine rağmen, ödülü bu filmle alması çok tuhaftır..
(#185654)
sonradan da;
akademinin çok geç olmakla beraber, sonunda ödülü verdiği usta yönetmen.. the departed den çok daha iyi/kalbür üstü film yönetmesine rağmen, ödülü bu filmle alması çok tuhaftır..
passion filminin yönetmeni... asi, yaramaz çocukların abisi
(bkz: Martin Luciano Scorsese)
hep woody allen'ın antitezi olarak gördüğüm büyük yönetmen.
tıpkı tom waits-leonard cohenikilisi gibidirler. scorsese, büyük şehirdeki yoksulların zor hayatlarını dramatize ederek anlatır. allen ise, zengin ve orta sınıf kentlilerin hayatla olan çok basit kavgalarını ironik olarak anlatır. tıpkı tom waits, kaldırımda şarap içip hayata ağlıyorsa leonard cohen'in otel odasında viski içerek ağlaması gibi. biri olmadan diğeri olmuyor. zaten şaraplı bir geceden sonra viski içmemek de olmuyor ki.
tıpkı tom waits-leonard cohenikilisi gibidirler. scorsese, büyük şehirdeki yoksulların zor hayatlarını dramatize ederek anlatır. allen ise, zengin ve orta sınıf kentlilerin hayatla olan çok basit kavgalarını ironik olarak anlatır. tıpkı tom waits, kaldırımda şarap içip hayata ağlıyorsa leonard cohen'in otel odasında viski içerek ağlaması gibi. biri olmadan diğeri olmuyor. zaten şaraplı bir geceden sonra viski içmemek de olmuyor ki.
hamlet'i ve duel in the sun'ı 6 yaşında iken gördüm.
yaptığım filmlerde hep ikisi arası birşey oldu! *
yaptığım filmlerde hep ikisi arası birşey oldu! *
sadece izlemekle olmaz... usta, ustalarından antonioni'nin ardından yazmış:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=231153
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=231153
michael jackson'ın bad isimli şarkısı'nın klibi kendisi tarafından çekilmiştir.
güncel Önemli Başlıklar