martin eden

entry165 galeri7
    114.
  1. jack london'ın en güzel eserlerindendir.

    ****alıntı****

    -soylesene bir burjuvanin kizinda ne bulabilirsin ki? birak onlari. yasama gulen, olumle alay eden ve sevebildigi zaman bunu adam gibi yapan, denetimsiz bir ates gibi yanan bir kadin bul. boyle kadinlar da var ve burjuva yasamlarinda her seyden korunarak buyutulmus, golgesinden korkan o urkek kizlar seni sevmeye ne kadar hazirsa onlar da o kadar hazirlar.

    -arkadasi ya da tanidigi yoktu, yenileriyle de tanismiyordu. boyle bir istek duymuyordu. durdurulmus yasamini yeniden harekete gecirmesi icin nereden gelecegini bilmedigi bir uyari bekliyordu. bu arada yasami plansiz, bos, amacsiz bir bicimde gecip gidiyordu.

    -toplum disi biri olmaya baslamisti. her gecen gun iyi insanlarla birlikte olmanin onun icin daha zor olmaya basladigini goruyordu. onlarin varliklarindan rahatsiz oluyor, konusma cabalari sinirlerini bozuyordu. onu huzursuz ediyorlardi. onlarla bir iliskiye girer girmez kurtulmak icin gerekceler siralamaya basliyordu.
    2 ...
  2. 113.
  3. bir kitap ne kadar acıtabilirse o kadar acıtıyor. bazen okuduğum sayfalardan hiçbir şey anlamayıp kendimi geçmiş anılara dalmışken buluyorum. sonra, şimdi nerededir diye düşünürken bilinmezliklerde geziyorum. bilirsiniz beni bu bilinmezlikler öldürür. dayanamayıp kalkıp evin içinde turluyorum. gözlerim boş ve yere bakıyor kafamda ruth.

    okuyabilmek duru bir zihin istiyor ama her seferinde oturup 8-10 sayfa okuduktan sonra aklımı kaybediyorum. kendimi tanınmaz hallerde bulup derin düşüncelere gark oluyorum. bu hikayenin tanıdıklığına duyduğum özlemden kendimi toparlayamıyorum.
    1 ...
  4. 112.
  5. başladıktan sonra heran elime almak için fırsat kolladım. 520 sayfa su gibi akıp bitti.
    --spoiler--
    ah martin keşke seni sen olduğun için seven lizy ile beraber binseydin o gemiye.
    --spoiler--
    0 ...
  6. 111.
  7. --spoiler--

    martin bilgiye aç sürekli daha çok ögrenmek isteyen ne iş olursa yapan (genelde agır işler) sefil ve genc bi adamdır.tesadüfen üst kesimden biriyle tanışıp onların evine yemeğe gider ve orda ruth'u görüp aşık olur. ruth onun için resmen bi tanrıçadır. ama ruth bilgili, kültürlü, güzel ve kendisinden yaşca büyük bi edebiyat ögrencesidir. daha sonra martin biraz da ruth için okumaya ve öğrenmeye başlar
    martin okudukça yazmaya başlar yazdıklarını gazete ve dergilere gönderir ama hiçbiri yayınlanmaz zamanla sabrı tükenir en büyük destekcisi olan ruth da onu terk eder.
    ruth bi sürtüktür (bu benim görüşüm) canım martin'imi sırf para ve mevki için terk etmiştir. martin buna dayanamaz, yemez içmez günlerce bi boşluğa düşer. en büyük dayanağını kaybetmiştir. yazdıkları artık para getirir olmuştur ve ülkede iyi kötü bi ünü vardır ama ruth'u özlemekten ve acısını cekmekten bi türlü mutlu olamaz. ruth martin'e geri döner ünlendiğini görünce lakin martin artık ruthu sevmiyordur ona karşı duyguları bitmiştir aslında her şeye karşı olar duyguları bitmiştir, tükenmiştir ve yazdıkca daha da tükenecektir

    üst kesimin hayatı midesini bulandırır, sahte nezaketten nefret eder. açlıktan ölmek üzereyken ona bi parca ekmek vermeyen bu insanlar ün sahibi olduktan sonra her akşam onu evlerine yemege cağırmaya başlamışlardır, martin hepsinin yüzüne; ben yok olurken nerdeydiniz? diye bağırmak ister ama bunun için hevesi yoktur. sessizce tükenir
    daha da nefret eder.

    kendi deyişiyle martin iflah olmaz bi realisttir
    hayat iyi değildi, nahoş, acı bir tat bırakıyordu ağzında. onu korkutan da buydu. yaşamı özlemeyen bir yaşam, bitmeye yüz tutmuş demekti.
    en son gemiyle bi yolculuğa çıkar ve kendini kariyerinin en parlak döneminde, hayatı boyunca olmak istediği yerden denizin dibine bırakır.

    'bulanan bilincinde, "bu acı, ölüm değil," düşüncesi dalgalandı.
    ölüm acıtmazdı. hayattı bu acıtan; bu korkunç boğulma duygusu hayatın verdiği acıydı; hayatın ona indirebileceği son darbeydi bu.'

    neyse kıcasacı en sevdigim kitaptır. martin'e aşık olur insan okurken. kitap bitince bi boşluğa düşersiniz martini düşünürsünüz. kitapta altını cizerek okuduğunuz yerleri tekrar ve tekrar okur bi daha seversiniz kitabı.
    jack london'a böyle harika bi kitap yazdığı için minnettarım

    martin başka bi evrende dahi olsa seninle tanışmamız mümkün mü acaba?

    --spoiler--
    7 ...
  8. 110.
  9. Muhteşem biri. Yani bir roman kahramanı. Okumayanlar çok şanslı. Okuma ihtimallerine binaen.
    0 ...
  10. 109.
  11. Kitabın her satırını yaşamak gibiydi...
    3 ...
  12. 108.
  13. Bana göre yanan günışığı kadar güzel olmayan jack london eseri. Onu benim nezdimde ölümsüz bir kahraman yapan şey ise:

    -Spoiler-


    inanılmaz özendiren intiharıdır. Yeni bir karar alıp hayatına güzel bir şekilde devam edebilmesi son derece mümkünken bunu elinin tersiyle itmesidir. Neden olsun ki neden isteyeyim ki bunu deyip manasızlık gerçeğini yüzümüze vurmasıdır. Tıpkı nikolay vsevolodoviç gibidir. intiharına gelince, düşünün bir gece vakti okyanusta giden bir geminin içindesiniz. geminin bordasından Usulca suya bırakıyorsunuz kendinizi. Ay ışığı ve sayısız yıldızlara bakarken gemi çoktan uzaklaşmış sizden. Nefesinizi tutup suya dalıyorsunuz gidebildiğiniz yere kadar dalmak bir daha isteseniz de kurtulamayacağınız şekilde dibe gitmek düşüncesindesiniz fakat bi torik balığı size çarpıp planınızı bozuyor yüzeye çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Tekrar derin bi nefes almadan etrafınıza bakıyorsunuz gece olmasına rağmen aydınlık ve içi olduğu gibi görünen okyanusta envai çeşit balıklarla başbaşasınız. Ve insanın boğazına yumru gibi oturan o ölüm.

    ~~
    2 ...
  14. 107.
  15. jack london amcamızın bizler için bıraktığı bir adet şaheser. kitabı bitmesin diye 1 ayda yaya yaya okudum. bazı bölümleri 3-4 kez okuduğum bile oldu. olay örgüsüne ustaca yedirilen betimlemeler, betimlemelerin arkasindaki ince detaylar o kadar lezzetli ki, tadına varınca bitmesin istiyorsunuz. kitapta esas olarak işlenen tema ise, insanlık tabiatı. yani insanın istediklerine ulaşmada gittiği yoldaki hırsı, onlara eriştikten sonraki doyumsuzluğu, dış dünyanın sahteligi. günlük hayatınızdan da enstantaneler bulabileceginiz, kendinizle özdeşleştirebileceğiniz çok yer var.
    0 ...
  16. 106.
  17. küçükken yazarı ile kitabın ismini çokça karıştırdığım güzel bir jack london eseri.
    2 ...
  18. 105.
  19. Değerli birisinin tavsiyesiyle * okumaya başladığım, su gibi akıp giden bir kitap.

    Daha 5'te birini bile bitirmedim ama okumak acayip hoşuma gidiyor. Mesela şu an kenarda durmasına üzülüyorum denilebilir. Gariptir.
    1 ...
  20. 104.
  21. rahatsız yatağımla bir okyanusun dibini kıyaslarken, şu dakika aklımdan geçen kitaptır.

    --spoiler--
    intihara sempati duymama neden olan tek kitap.
    --spoiler--
    2 ...
  22. 103.
  23. Jack London'un kendi hayatından uyarlamasıyla yazıya aktardığı karakter ve romanı.Martin eden'in muhteşem analizleri ve hayat içerisindeki kolay sarsılmayan özverili çalışmasıyla hayran bırakan, benim gibi üşengeç ve tembelliğe bir miktar yatkın insanın bile hareketlenmesine vesile olabilecek değer ve dersleri barındıran, bireyciliğin kazanım ve kayıplarını en güzel betimlemeleriyle anlatan harikulade bir eserdir benim için.Bunun yanı sıra aşk kavramının en muhteşem yönüyle ele alması ancak bunun uzun soluklu bir yanılmasadan ibaret olduğunu bir kere daha ben'e bu kaynakla yüzüme vurduğunu idrak etmiş bulundum.

    Ve kitabın son sözü olarak kendime aldığım en büyük ders "Bireyciliğin yenilgisi intihardır"olmuştur.

    Edit-imla
    3 ...
  24. 102.
  25. Ruth gibi birinin varlığı Martin Eden ı doğurmuştur. Bu gerçeği görmeyen de ruth a laf eder.
    Herkesin okuması gereken kitaplardandır, Jack London ı sevme sebebimdir.
    0 ...
  26. 101.
  27. Şu romana laf eden gitsin kendini siktirsin. Siz ne anlarsınız zaten aq
    1 ...
  28. 100.
  29. Stefan Zweig abim alınmasın ama gelmiş en geçmiş en sağlam roman belki de budur.

    Bir de spoiler verelim de tam olsun:

    daha sonra ruth, prenses'ten bölümler okurken kızın dudaklarındaki kiraz lekesi gözüne martin'in gözüne çarptı. bi an için ruth'un tanrısallığı paramparça oldu. o da topraktan yapılmıştı. toprağın yasaları, herkes için olduğu gibi onun için de geçerliydi. dudakları kendisininki gibi ettendi. kirazlar, tıpkı kendi dudaklarını boyadıkları gibi, onun dudaklarını da boyuyorlardı. bir kadındı o, tıpkı ötekiler gibi bir kadın. bütün bunlar birdenbire oldu ve onu sersemletti. sanki güneşin gökyüzünden düştüğünü ya da tapılan bir tanrısallığın kirlendiğini görmüştü.
    2 ...
  30. 99.
  31. 98.
  32. Bu yaz birkac kitap okudum ama her alintisinda beni bu kadar etkileyen, duygulandiran baska kitap olmus mudur diye dusundurdu. Sonu da ayri bir guzel zaten.

    Bundan sonra buna benzer diye knut hamsun un açlık kitabini okuyayim dedim ama ayni tadi vermedi. Tadi damagimda kaldi.
    Okumayanlara tavsiye ediyorum.
    1 ...
  33. 97.
  34. Aslında hepimiz bir Martin Eden değil miyiz? Yazıyoruz, yazmayı seviyoruz. Yazmaktan para da kazanmıyoruz. Edebiyat, genel kültür, tarih, siyaset kim ne isterse o konudaki düşüncelerini ortaya koyuyor. Beyin bir kez hava almaya gör, yaz babam yaz diyoruz. Yazma tutkumuzu durduramıyoruz. Yazmakla birlikte okuma eylemi de bir tutku bizim için. içimizde acılar, dış dünyaya uyum sağlayamamak da var. intihar eylemi altında da birçok görüşümüzü aktardık. Sonuçta kurmaca bir yapı, Mardin eden bu dünyadan göçüp gidiyor. Yaşadığı sıkıntılar, aşkları, sorunlarını bırakıp gidiyor ama bizler yaşayacağız ki yazmaya devam edelim. Dünyanın daha iyi bir yer olacağına karşı umutlarımız sürüyor.

    Benzer şeyleri Sait Faik de ifade etmiş. Yazmasaydım çıldıracaktım, diye. Kimse okumasa da öldükten sonra bizden kalan şeyler olacak belki de bunlar. Yazmak, en asil duygulardan biri olsa gerek.
    1 ...
  35. 96.
  36. Jack London adlı yazarın müthiş kitabı okuyun derim.
    3 ...
  37. 95.
  38. metanın kölesi orospu ruth.
    bu kitaptan sonra demir ökçe okunmalıdır.
    2 ...
  39. 94.
  40. Kitap harikaydı da sonu böyle bitmemeliydi ya hayatın anlamını Ruth'a olan aşkı sayesinde buldu onun sayesinde geliştirdi kendini sonunda birlikte olabilirlerdi çok üzüldüm.
    2 ...
  41. 93.
  42. hayatımda okuduğum en iyi kitaptır desem burun farkıyla kaybeder. ama inanın bana ali ata bak^'tan başka birşey okumamış birine versen bile soluksuz bitirir. jack london romanında kendi hayatını anlatmıştır ve dostlar sonundaki süpriz beni benden almıştır. sonunda gözlerimi doldurmayı başarmış sayılı kitaplardandır. orijinalinden okumanın keyfi ise ayrıdır.
    7 ...
  43. 92.
  44. Hayatın hangi noktasında tanışmışsanız o noktada sizi durup bir düşünmeye sevk eden kitaptır. Müthiş gözlemlerin sonucu güzel betimlerle dile getirilmiş biraz dili günümüz kitap okuruna ağır gelecek olan eser.
    4 ...
  45. 91.
  46. yıllardır dosto * okuyan biri olarak böyle bir efsane kitabi geç okuduğum için pişmanlık hissettim açıkçası.

    Martin eden ve kişiliği bana çok tanıdık geldi. Ayrıca yazar olma hırsı ve azmi beni kitabı okurken daha çok tetikledi.

    Ruth'a çok girmek istemiyorum zira girdigimi düşünmek bile istemiyorum.

    Mutlaka okunmalı diyebileceğim eşsiz kitaplardan biri, teşekkürler jack London.
    11 ...
  47. 90.
  48. Okuyup bitirdiğimde 20 yaşımdaydım ve "azim, ancak bu kadar anlatılabilir." diye düşünmüştüm.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük