Tek başıma gidip bir kaç sene yaşamayı çok istefidim. Düşünsenize koca gezende yapayalnızsınız. o kadar yalnızsınız ki sizden başka tek bir canlı organizma dahi yok. Ne muhteşem bir duygu. Gerçi nasa ve rusların gönderdiği araçlar o büyüyü biraz bozuyor ama olsun.
atmosferinin dünya gibi olduğu ve üzerinde yaşam olduğuna şüphem olmayan gezegen. belirli aralıklarla gezegen genelinde çıkan kızıl kum fırtınaları nedeniyle gezegen kızıl renge boyansa da bu durumun geçici olduğu ve hayatın çok kısa bir sürede normale döndüğü açıktır. hatta amerika'nın 1960 larda mars'a iki nükleer bomba atarak oradaki canlılara katliam yaptığı ama orada ki hayatın buna rağmen mars yüzeyinin altında bi yer altı şehirlerinde devam ettiği bir gerçektir.
Bir güneş rüzgarının atmosferine çarpması sonucu , gezegenin atmosferinde büyük bir delik açılır ve gezegendeki ısı , basınç dengesi bozulur.
Yüzeydeki suyun büyük kısmı buharlaşır bir kısmı da donar.
Aslında biz insanların soyu mars gezenine dayanıyor. Zira dünyada yaşam yokken Mars'ta yaşam vardı.
Belki sadece bakteriyel boyutta belki de gelişmiş bir medeniyet olarak.
Güneş sisteminin en yüksek volkanı ve dağı (27km) olympus mons'un bulunduğu gezegen. Savaş gezegenidir, hatta istanbul'un fethi sırasında dünyaya yakın olduğu bilinir. harita olayına pek inanmasam da bende akrep burcunun konumlandığı gezegendir.
şu saatte aklıma john grant- i wanna go to marz şarkısını getiren başlıktır.
harika bir şeydir. mars’a gitmek fikrinin kendisi bile beni bu kadar etkilememektedir.
uzerinde yasamasi fazlasiyla zor ve tehlikeli ama bilimsel acidan imkansiz olmayan. gerekli sartlar olusturuldugu taktirde ve belirli zamanlarda dunya'dan yapilacak takviyelerle yasam suresi uzatilabilir. takviyeler olmazsa zor. mars topragi bazı bolgelerde bitki yetistirmeye uygun. yuzeyinde yasam ise radyasyon ve firtınalardan oturu neredeyse imkansiz. bu yuzden yer altinda yasanmak zorunda ve hayati oneme sahip olacak olan enerji ile besin konusunda ters gidecek bir olayin gerceklesmemesi gerek. bu olursa yapacak bir sey yok. yasaman tamamen sansa kaliyor.
Netflix'de Belgesel dizi tadında bir yapım. Henüz bir kaç bölüm izledim bence çok iyi. Mars'a yapılması planlanan yolculuk yapılmış gibi çekilmiş. Dizi de 2 zaman var birisi 2016 diğer 2033. 2016'da gerçek hayatta Mars'a gidebilmek için Elon Musk'ın X Space ile neler yaptığını ve Nasa'da bu güne kadar Mars'a yolculuk için neler yapıldığı anlatılıyor. 2033'de ise bu yapılan hazırlıklar sonucu Mars'a gidilme orada yaşananları kurgu şeklinde anlatıyor. Tek eleştirdiğim kısım diziyi çekenler yerçekimini hiç hesaba katmamışlar. Mars'da yer çekimi, 3,71 m/sn2'dir. Dünya'da ise 9,80 m/sn2'dir. Yani Dünyada 9 adımda gidilecek yere Mars'da yaklaşık 3 adımda gidebilirsiniz ama dizideki karakterler Mars'da yürürke, Dünya'da bir çölde yürüyorlarmış gibi davranıyorlar. Merak edenler için söyleyeyim Ay'da yer çekimi 1,6 m/sn2'dir. Yani Ay'da dünyadan 6 kat daha hafif olursunuz. Örneğin Dünyada 98 kg olan birisi Ayda 16 kilo Mars'da 37 kilo olur yaklaşık. Dizide bu detaya önem vermemişler. Onun dışında izlenesi ve oldukça bilgisel bir yapım olmuş. izlemenizi tavsiye ederim.
Dizi güzel, Mars'a gidişteki ve orada yerleşip hayatta kalma çabası ile ilgili oluşabilecek tüm problemleri gerek bir dizi kurgusu gerekse ilgili kişilerin konuştuğu bir belgesel tarzında veriyor. Üstelik dünyayı mahvettiğimiz gibi orayı da mahvedebileceğimize dair uyarılar da taşıyor, şu anda doğanın ve hayatlarımızın içine eden büyük firmaların isimlerini de vermekten kaçınmamışlar üstelik.
Diziyle ilgili tek eleştirim, Mars misyonunda gerçekte bir kadın komutanın imkansız olduğu gerçeğidir. Kadınlar anatomik ve fizyolojik yapıları gereği, böyle zorlu bir yolculuk ve macerayı komutanlık anlamında kaldıracak özelliğe sahip değiller, dolayısıyla o koşullar altında kararlar onlara bırakılamaz. Bunun da en büyük sebebi duygu durumlarının adet dönemleri sebebiyle stabil olmadığı ve değişebildiği ve kriz anlarında soğukkanlılıklarını koruyamadıkları gerçeği. 50 yaş üstü bir kadını komutan yapsan bu sefer de menapoz döneminden dolayı benzer sorunlarla karşılaşırsın. Dizide hem mars üssü komutanı, hem de dünyadaki kurumun başındaki kadın, bu da biraz atmasyon olmuş.
Boşuna hemen yanımızda olduğunu düşünmüyorum bu gezegenin. Zannımca insanoğlun yaşamını devam ettirebilmek için yeterli miktarda buz haline gelmiş içme suyu ve müthiş enerji kaynakları var marsın. Dünyadan hareket eden bir uzay aracı marsı istasyon olarak kullanıp oradan alacağı enerji ile güneş sisteminin dışına çıkabilir. Gelecekte neler olacağını bilemeyiz ama marsın inanılmaz önemli olacağını düşünüyorum ben.