--spoiler--
daniel faraday için artık burada değil demesi şahsen beni çok merak ettirdi. naptınız olum adama. evvelden gördüğümüz maden gibi yere falan gitti de ondan mı öyle dediler acaba.
bir de claire'e ne olduğunu merak eden sadece ben miyim?
--spoiler--
jack'in çok fena babalara geldiği bölüm olmuştur. üzüldüm demesem yalan olur; yahu ne alıp veremediğiniz var jack'imle de "ohh oldu" diyorsunuz. sawyer'a tav oldum jack'e ayar verirken ama puşt iyi de ayar verdi hakkını yemiyelim. ama jack bu yediği ayardan sonra doğrulmayıp da inadına yanlış hareketler yapmaya başlarsa kötü olur, kızarım bu sefer. bak ayarı yemişsin otur bi düşün bakalım adam ol, akıllan biraz. bak juliet gitti elinden, kate zaten folloş olmuş, bi de üstüne doktorluğun gitti kaldın ortalarda workman "ada, ada" diye tuttururken. heh, şimdi napcan?
sayid ve ben'in tanışma sahnesi bi ayrı güzeldi zaten. senaristler birisinin öleceğinden bahsediyorlarmış. ben de diyorum ki; sayid ölecek ama durduk yere de ölmeyecek bence. başına gelen onca olaydan sonra her şeyden ben'i sorumlu tutup yılanın başını küçükken ezeceksin deyip, fırsatını bulmuşken ben'i öldürmeye kalkışacak. lakin, başarısız olacak ve dharmacılar tarafından öldürülecek.
juliet de cidden gitgide güzelleşiyor, bu dharma yaramış ona; yüzüne kan falan gelmiş, hafiften de kilo almış, maşallah maşallah.
jin ile sun da birbirlerine kavuşamadı bi. gariplerim, aralarında 30 yıl var. bir de christian sun ile frank'e 1977'de çekilmiş resmi gösterirken cidden sun'ın arkasında bir kadın gözüküyor, bildiğin charlotte. noluyor lan!
ayrıca jin'in "buralara uçak düştü mü" diye girdiği yerdeki kişi, radzensky mi ne, bildiğin bizim yahudiydi, 2. sezon mu 3. mü ne bayağı çektirmişti bizimkilere. bakalım tek gözünün nasıl kör olduğunu öğrenebilecek miyiz? belki de sayid kör etmiştir onu.*
ve faraday nerede...? yoksa! küçük charlotte'ı alıp adadan kaçtı mı? valla bak, demedi demeyin sonra.
önceki bölüme göre daha güzel bir bölümdü. hadi eyvallah.
--spoiler--
hepsini geçtim de ben in penny yi öldürmüş olabileceği ihtimali çok pis canımı sıkıyor. sırf bu yüzden desmond da adaya dönmeyi kabul edebilir ki kadın ona adanın işi bitmedi senle demişti.
juliet gerçekten gün geçtikçe güzelleşiyor. düz fönlü saçlar çok yakıştı kate i solladı bence. sawyer jacke güzel güzel ayar veriyor. sayid ölürse üzülürüm ada ölsün diye mi çağırdı bu adamı ya?
tüm böümleri birkaç hafada izlenip günümüze yetişebilen dizi, pek karışık pek acaip değişik bir şey.
--sezon 5 bölüm 9--
efendiler, ben de lost spoiler ekibine katıldım 4 haftada 0dan başlayıp yetiştim size. şimdi benim de sorularım var tabi.
faraday nerde? adaö dizinin ihtiyacı olduğu bilim adamıydı.
adada kadınlar doğurabiliyorsa demek ki sonrasında jacob amcanın bok yemesi adada yeni kimse doğmuyor. yapsa yapsa jacob yapar böyle işi. ha bir de ben'in annesi onu doğrurken ölmüştü ya bence benjamin'in laneti falan olur derim de ne gerek var. jacop necisin olm sen?
uçaktakilerin yarısı neden 1977de gerisi günümüzde? ne saçma şey lan bu?
dharma'nın hugo gibi bir dombiliyi adada işe almasına kimse mi kıllanmadı?
bu arada jacop'un klubesi ne zaman kurulacak?
ben ne zaman dharma'ya ihanet edecek? çünkü bu yaşlarda "others" tayfasına takılıyor, hatta sayid'e ne nedenle yemek götürdü bence.
77'de widmore nerde?
jack ben'in babasıyla aynı işte mi olacak, bence olacak.
hugo ile kate'in mesleği ne peki?
sonic çift miydi neydi işte o lanet şeyen mikhail geçince kulakları falan kanamış ağzı köpürmüştü, sawyer'in maşallahı mı var?
şu eğitim kasetlerindeki capon hep farklı isim mi kullanıyor ben mi kıllanıyorum?
dharmanın minibüsleri de 4x4 arazi aracı mübarek her koşulda adanın her yanına gidiyorlar.
appayrı bir soru, yerin altına gömülü hidrojen bombası adanın o kadar oynamasına kıpraşmasına rağmen hala duruyor, "jughead"di adı.
claire nerde ya? oğlunu niye verdi? jack aaron'un amacası olduğunu biliyor da niye umursamıyor? falcı claire'e "he shall not raised bye another one" dedi kaç kere claire özoğlunu ormana bıraktı. ne ayak lan? claire ne zamandır babasını seviyor?
claire bir dahaki bölüm sırf seni görsek yeter ya.
bu arada jack'in babası bir jacobun klubesinde, bir dharma kabilesinde, bir bakmışsın yerin dibinde... nerde terkedilmiş yer var adam orda takılıyor. necisin olm sen? bu arada alkolü bırakmış sanki.
--spoiler--
sayid dharmacılara others olarak tanıtıldı ama sawyer 1974'te dharmacılarla karşılaştığında "gemi kazası yaptık başka arkadaşlarımız da var onları aramamız gerek" demişti. 1977'de sayid yakalandığında aha işte bu bizim kayıp arkadaşlarımızdan diyebilirdi. böylelikle sayid'i zora sokmazdı. bu da demek oluyor ki sayid'e özel bir görev yüklediler. bekleyip göreceğiz. ama yılların yalancısı sawyer'a yakışmadı o an bunu düşünememek.
s5b9da açıkça anlaşıldığı üzere adada yan gelip yatma devirleri bitmiştir. bu konuda en takdire şayan olan sawyerdır. işini eşini aşını bulmuş sabahtan akşama kadar çalışmaktadır. bunlada kalmamış jack, kate ve hurleyide işe sokmuştur..
--spoiler--
sawyer kate'i kendi barakasına komşu barakaya yerleştirmiş 5*9'da bunu gördük. ileriye yönelik stratejik bu hamlesi de gözlerden kaçmadı çakalın...
--spoiler--
--spoiler--
13 mayıs' ta tatile girecek dizimiz. iki saatlik sezon finalinde bir düğüne yer verileceği söyleniyor. sun ve jin ile ilgili bir flashback olabilir.
--spoiler--
dizide herkesin soyadı ya ünlü bir bilim adamının, ya da filozofun soyadı***. bu bağlamda yapımcılardan en kısa zamanda sinanoğlu soyadına sahip bir karakter beklemekteyim.
aşağıdaki spoiler'ı s05e10 izlemeyenler okumasın. böyle yazıncada insanın daha bir okuyası geliyor ama okursanız bu dizi sizin için biter. iyice fenalaştın değil mi, okumamak için kıvranıyorsun, gözün ister istemez aşağıya kayıyor. ama bence kesin okuma. öyle yani
hocam şimdi ben öldü *ben'in geçmişte ölmesi bütün geleceği değiştirdi. dizide ilk defa uzay zaman kırıldı, boku yedi. daha önce gelecekten gelenler hiç bir zaman geçmişi değiştirebilecek büyük olaylara neden olmamıştı. buradan yola çıkarsak ben'in ölmesi ihtimal dışı. kemikte kalmıştır o kurşun.
Benjamin Linus'un adadan dondugu vakit çölün ortasında kendine doğru gelen atlılara "Turkce biliyor musunuz" diyerek,Güzel Türkçe'mizi de dahil ettigi; arap sacina dönen konusu ile her bölümü merak uyandiran sahane dizi..
--spoiler 5x10--
sayid'in ben'i vurması zaten kaderin kurduğu bir senaryoydu. yani sayid ben'i vurarak kaderi değiştirmedi. sadece olması gerekeni yaptı.
--spoiler5x10 --
evet, sayid neden ajira uçağındaymış bunu öğrendik. yanındaki abla ne ayakmış bunu öğrendik. sayid neden ben'le çalışmayı bırakmış bunu öğrendik (ki ben, benjamin'in sayid'den penelope'yi öldürmesini istediğini, sayid'in de bunun üzerine yolları ayırdığını tahmin ediyordum*). yani aslında mevcut soruların önemsiz bir kısmına cevap veren bir bölümdü. ve çok önemli bir sorunun cevabını gelecek haftaya bırakarak bitti: benjamin linus öldü mü?
ana sorunun cevabına göre gündeme gelecek yan sorular da var tabii. öldüyse gelecekte neler değişti? bu durum gelecekten gelen lostie'ler üzerinde nasıl etki yaptı? etkiler hemen hissedildi mi? ölmediyse neden ölmedi? geçmişi değiştirmenin gerçekten bir yolu yok mu? sayid'e ve genç benjamin'e ne oldu?*
5x11'in adı whatever happened, happened. bu isim, faraday'in zaman yolculuğu ile ilgili söyledikleri ışığında genç benjamin linus'ın öldürülemeyeceği anlamına geliyor gibi görünüyor. ama tabii lost bu, belli olmaz. şahsen ben oldham'in tanıdık biri çıkmasını bekliyordum, o beklentiyi yarattı dizi. ama ters köşe oldum. sayid'in son sahnedeki hamlesini ise beklemiyordum. ikinci kere ters köşe. üçüncü ters köşe de sanırım 5x10'un promosunda sawyer'ın "you're on your own now" demesi ama bölüm boyunca sayid'in hayatını kurtarmak için herşeyi denemesiydi. lost söz konusuysa promoya bile güvenmeyeceksin arkadaş.
--spoiler--
sayid rusya' da charles widmore' un adamını öldürdükten sonra benjaminle buluşuyor.
hayalleriyle oynanmış genç kız gibi " peki şimdi ne olacak" diyor sayid.
benjamin; " özgürsün sayid, bitti artık. "
--spoiler--
bölümün en ters köşeye yatıran sahnesi ben in vurulması. bakın ölmesi demiyorum, vurulması.
çünkü izleyenler görmüştür, kan falan çıkmadı hiçbir yerinden.
bu bölümde sayid in psikopat ben in ise "kötü kadın çocuğu" olduğunu iyice pekiştirdik.
gelecek bölümün adından da anlaşılacağı gibi " whatever happened happened " ben ölmeyecektir.
