yakında bizi hurley gibi deli hastanesine kapatacaklar yemin ediyorum.zaten bir sürü cevap bekleyen konular varken yeni soruları aklımıza sokmus dizidir.
Fısıltılar diye nitelendirdiğimiz whispers muhabbeti, şu an zamanda bir ileri bir geri giden lostielerimizin sesleri. Her ses bir frekanstır ve frekanslar tamamen yok olmaz. Hala o ortamda kalır. Bunu da zamanında duymuşlardı zaten. Duydukları kendi sesleriydi.
Bir başka ayrıntı da henüz birinci sezondayken boone ve locke'un yemi'nin uçağını buldukları sırada locke'un bacağının tutmamasıydı hatırlarsak. locke'un bacakları neden tutmamıştı ? çünkü locke o uçağa tırmanacam diye ethan tarafından bacağından vuruldu. bunun etkilerini teee fi tarihinde hissetmişti locke ve bacağı tutmamaya başlamıştı. akabinde boone tırmanmış, düşmüş ve ölmüştü. yani boone'un ölümü locke yüzünden değil ethan yüzündendi.
hemen devam ediyoruz. sezon 5 başlarken dr candle uyanmış ve pikabına bir plak koymuştu. plak takılmıştı. ve sürekli aynı yeri loop etmişti. tanıdık geldi mi ? düşünelim ? tamam söylüyorum. desmond brada'nın 108 dk'da bir sayıları girip adaya yaptığı şeye bir göndermeydi o. adayı sürekli 108 dk içinde loop ediyordu. ada aynı zamanda kalıyor ve böylece bulunamıyordu. hatch'e sayıları girmeyi bıraktıkları anda da loop bozuldu. ada hızla normal zamana gitmeye başladı. akabinde desmond anahtarı çevirdi de pikabı durdurdu.
geçmişi değiştiremezsin muhabbetini söylemişti dr candle. aynı şeyi daniel faraday de sawyer'a söylemişti. sawyerhatch kapısına o kadar vurmuştu da kapı açılmamıştı. ama faraday vurunca desmond brada kapıyı açtı. madem geçmişteki biriyle irtibata geçemezsin zamanı değiştiremezsin desmond barada ile faraday nasıl konuştu. bunun nedeni de ikisinin birbirlerinin sabitleri olmaları. ayrıca charlote'un da desmond ve mikhowski ile aynı hastalığa* yakalandığını farkettik. desmond'a annemi bul dedi. ama adını duyamadık. charlote acep faraday'in annesi mi ? ya da ikisi kardeş mi ? anneleri de o desmond'a kuyumcuda yüzük satan karı mı ? o karıyı gene dördük ve 70 saat kaldığını belirtti. yani 70 saat sonra ada yeniden yer değiştirecek ve belki de bir daha bulunamayacak. bu zamana kadar da 4 8 15 16 23 42 yani oceanic 6'i yeniden adaya getirmeleri gerekmekte. yani 6 kişimiz adanın sabitleri ? böylece her şey bitecek. wildmore bunu başaramadığı için geri dönememiş adaya zamanında.
ayrıca locke'un richard ile karşılaştığı yerde richardlocka'a bir pusula vermişti seni tanıymıycam bana bunu göster diye. o pusula tanıdık geldi mi ? lockeçocukken richard onu görmeye gelmişti ve locke ısrarla bıçcağı seçmişti. pusula o anda masadaydı. aynı pusula.
--spoiler--
kadının odasındaki sarkaçı, bilkent üniversitesi fen fakültesinde olan sarkaça benzettim. adını unuttum ama manyetik alanla ilgili birşey o sarkaç. adanın yerini tespit etmeye çalışıyor olabilirler.
psychiq hatırlattı: foucault sarkaci
--spoiler--
5. sezonunda soru sorduran, merak ettiren meshur ama sıkmaya baslamıs yapısından arınarak, prison break tarzı maceralı ve hızlı bolumlerle devam edecegini belli etmeye baslayan dizi.
locke bacağından vurulmuş yatarken richard geldi bildiğimiz gibi. gerçi o meşaleli adam richard değildi gerek gömleği gerek kol saati olarak ama o ayrı konu.
richard bir sonraki görüşmede zaman yolculuğu nedeni ile locke'u tanımayacağını, kendini tanıtmak için pusulayı seçmesi gerektiğini ve bunu kesinlikle unutmaması gerektiğini söyledi. ama locke pusulayı seçmedi. bıçağı seçti.
-lostu izliyor musun?
+yoo.
-hadi canım..şaka dimi? ama kavak yelleri ni izliyorsundur değil mi
+yoo
-ohoo,neyse onu geçtim lost u kesin izlemen lazım,seninle birlikte yeni sezonu bekler heyecan yaparız.
+sezon?
-işim zor olacak galiba..
iki bölümünü de izledim, garip bir ferahlık çöktü önce içime, kate'i, jack'i, desmond'un brother'ini ne çok özlemişim yahu, dedim kendi kendime,
bir zaman sonra ise kendimi yine "hoca ne anlatmaya çalışıyor bunlar" derken ve sözlük sözlük spoiler incelerken buldum, işte o an anladım ki, lost hayatım yine, yeni, yeniden başlamış, hayırlı olsun, i'm lost.
spolierleri okudum, 4 sezon artı iki bölüm izledim, kendimi zorladım, burnumdan kan geldi zorlarken, korktum, "noluyo lan" dedim, anlamaya çalıştım fakat olmadı. olsun dedim. akıl dedim. akıldan üstündür dedim. yine spoilerlara baktım. genelde şöyle "o abla kim ya? o kimin annesi, kimin babası? o nerden çıktı? hey allah neler oluyor lan?" hep bir sorgulama havası, az bilgi var genelde spoilerlarda. (şu kelimenin de okunuşunu bilmiyorum denk gelince -de denk gelince -da basıyorum. çok da hoş oluyor.) neyse. gençler diyeceğim o ki yapımcılar hariç dünya'da kimse anlayamadı, anlayamayacak tam anlamıyla diziyi. bence binlerce soru işareti ile kalıcaz mayıs 2010'da. "hafız o değil de şu vardı, şu oldu, şu kimdi, o öyle değil miydi?" bunu yazıcaz. lost (1234) yazıcak solda. görüşürüz.
pezevenkler bir soruya bin soru katıyor her bölümde. biz de sözlükçüler, forumcular olarak (böyle yazınca da iğrenç oldu) komplo teorisyeni olduk, çıktık. birazdan spoielar (allah belanı versin be) vererek hem benim sorularımı teorilerimi hem de ekşi sözlük başta olmak üzere gördüğüm en ilginç teorileri yazacağım ama toplamak lazım kafada önce. mesela bu şerefsizin önde gideni j.j abraams (bu adı yazınca hep başka bir şeyle söylemek, başka bir halde söylemek geliyo son kelimesini ama neyse ayrıca isim de meymenet yok, ayrıca meynemet (doğru olmadı galiba) ne pis bir kelime be) isimli abimizin bir filmi vardı. bir efsanenin içine ettiydi belki de görevimiz tehlike 3'te. (ingilizce'sini yazacak kadar enerjim yok şu an) "davşan ayağı", "davşan ayağı" deyu iki saat beyin siktiler, sonra bir bok çıkmadı ya da ben kaçırdım. ayrıca, bu ne lan? baya baya korkuyoruz bir saniye bile kaçırmaya. acaba ne oldu ya, ben kesin kaçırdım diye düşünüyoruz. hemen yorum okuma ihtiyacı hissediyoruz. bize hitap etmiyor sanki. neyse. bu arada hakkaten sinirliyim. salak hissediyorum kendimi. ne diyodum. he işte bu j.j topraams (bu değildi aklımdaki kelime) görevimiz tehlike'deki gibi imgelerle bizi 6 sezon savuracak ve bok gibi kalacağız, binlerce soru ve bir bok anlamamışlıkla. izleyeceğim bunu bile bile. gerçi bir ihtimal daha var ki. o da şu ki: genel bir açıklama, genel bir mantık oturtma çabası. o zaman işler hallolabilir toptan. hepsi bir rüyaydı tarzı bir türk filmi sonu ile bu dertten kurtulabilirler. biz de "oh be mınakoyiim" der normal hayatımıza döneriz. tabii. izlemesi, indirmesi, altyazısı, yorumu ayrı dert olan 6 sezonluk vaktimize yanarız ama kafamız rahat uyuruz o gece ve müteakip geceler. gerçi bu abraam benden daha akıllı belli. bir şeyler düşünür, bir şeylerle bizi yine ikna ve tatmin eder ama edemezse başka bir şekilde tatmin olma ihtiyacı hissederiz ki. abrram için iyi olmaz. şimdi saçma spoilera geçeyim. ya da ne boksa ona geçeyim.
--spoiler--
şimdik efendum. 4 sezon oldu anlamadık değil de çözemedik çoğu şeyi değil mi hepimiz. sananlar bir kere bu sanıdan vazgeçsinlerki 5.sezon her şeyin açığa çıktığı ve bir bir açıklandığı bir sezon değil. aksine binlerce soru geliyor yeni yeni. 2 bölümde bunlar anlaşıldı, kafalara soru işaretlerinin çengelleri asıldı. 5.sezona geçmeden kafamda yazın oluşturduğum sorular var. gerçi çoğunu unuttum ama. misal bir vaaaalt noldu, babası maykıl'a, noldu, koreli dayıço öldi mi. 3 sene nasıl geçti de locke öldi. gülüyor mu ağlıyor mu belli olmayan şarlot (kızıl abla) kutup ayısını bulunca ve üzerinde bir işaret görünce neden zevkten dört köşe oldu, ayrıca o kızıl kim, 4. sezon bölüm 13 yani finalde o abla adaya daha önce gelmiş gibi bir hava estirildi çinli ağabeyimiz tarafından o ne iş, ayrıca hayalet avcısı çinli- japon iğrenç insan kim, en büyük gizemlerden hakan peker vari yaşlanmamasıyla ünlü riçhard ne iş (allah'ım nolur riçhard'ın olayını öğrenmeden ölmiyim. amin), locke'a seçimini yap seçeneklerinden seç dediydi, neler oldu,neler yaşandı. claire vardı, jack'in babası vardı, lan onu çoğu insan unuttu galiba jacop vardı, bunların olayı ne, sayılar ne iş, "yu gonna day çarli" vardı, o kesin öldü mü? işte bu soru işaretlerinin yanına bir sürü soru işareti daha eklenebilir ve yazmaktan yoruldum. bunlar belli başlıcaları.
5.sezondan da sorular var tabii. mesela yüzükçü teyze (sezon üç desmond'la (ki adamımdır) konuşan kahin teyze, benjamin'le kilise labaratuvar arası bir yerde "70 saat bebeem, 70 saat topraam" dedi. işte 2. bölüm böyle bitti mesela. noluyo lan? gerçi ondan önce tapınak şövalyeleri gibin bir halde kara tahtaya sigma falan çizip (tahminimce öss kasıyodu ve odanın ortasında da cern deneyleri son sürat devam ediyodu ama), hesap makinası olarak kullanılan bir bilgisayara bir şeyler yazıp 70 saat buldu. yani götten atmadı o sayıyı ama. ne iş 70 saat? adaya gitmleri için gereken zaman mı 70 saat sonra adanın yeri mi değişecek? neler oluyo lan? bir de mesela rüyalara giren bir daniel faraday var. desmond abimizin rüyasına girip "oxford'a git bebeğim, bavulunu topla bebeğim git oxford'a" dedi. anamı bul o sana anlatır her bir şeyi dedi. anası o kahin karı mı? ama orası los angales diyor okuduğum kaynaklar. bir iddia daha var daniel faraday'ın anası ilen ilgili şarlot(kızıl) hani riçhard tarzı oda yaşlanmamış da (adaya hani daha önce geldi tarzı bir durum oldu ya (bu durumu bende hatırlamayıp 4. sezon 13'e baktım orada böyle bir şey var) belki de odur deyiler anası için. iyice dedikodu programı ha. anası oymuş, o şöyle demiş falan tarzı. o kahin teyzedir herhal anası ama mesela geçen sezon faraday harika bir bölüm olan galiba 5'de desmond benim sabitim falan dediydi. oradan çıkarsa bir iş çıkar. zaten olay bence desmond'da hala. faraday sen özelsin falan da dedi.
adanın zamanda atlaması falan zaten çok pis beynimi yaktı. diğer diğerleri çıktı. locke geldi falan. ethan, eko'nun abisinin uçağı, o arada ölen bir çocuk var. yılların figüranı, göründüğü ilk bölümde öldü. ama çığırttı. konuştu. gerçi muhalif olmuyacan abi. ateş ateş diye bağırınca al sana ateş derlar adama. allah'ın sopası, adanın merhameti yok. bu zaman atlaması, pikap falan hepsi mayıs 2010 gibime geliyor. kısa vadede çözülebilecek tek sorun, anlaşılabilecek tek yer ilerki zamanda 6'lının başına gelenler gibi. hugo, benjamin, sayid falan o ilişkiler yakında açıklanır. jack, kate,sun bunlar yakında anlaşılır. ve galiba adaya da dönecekler. tabii 70 saat işi, ne zamana dönecekleri, nasıl dönecekleri, dönünce adada nasıl şeyler (çünkü adada paso 3 yıl öncesini, sonra biraz daha öncesini, sonra biraz ilerisini, sonra yine 3 yıl öncesini görüyoruz.) görcekleri falan bunlar hep muamma tabii.
kısacası bu da çoğu spoiler (oldu lan galiba olmasa da içime sindi) gibi bilgiden çok soru yumağı oldu. olsun. canlar sağolsun.
işte şimdi bazı güzellikler. bence adada olanları açıklaması için geleceğe dönüş'ten doktor'a büyük ihtiyaç vardır. zaman atlaması falan daniel bizi kesmiyor. hem hakim de değil fazla (gerçi o da ibne gitmiş dharma olmuş bizden habarsız), ne olur doktor brown bize sen lazımsın. bir de büyük ihtimal hugom, tosunum hapse düşer onu da maykıl sıkolfiyeld paklar. abisi filan bir kaç adam döver, dizi şenlenir. bir de bu dizi bir de ergenekon işte bunları öğrenmeden ölmemeliyim. işte o zaman boşa yaşadığım şu hayatım iyice sefil bir halde bitmiş olur.
--spoiler--
canlar işte böyle lost, olmadı, olmayacak,anlayamayacağım, olsun her bölüm sonrası, spoilerları okumak, sohbet etmek bile güzel varsın anlanmasın.
juliet: neden atladın alikopterden be ya?
sawyer: onun gemiye sağsalim varması içün ehmm yanii onların!
kate e aşık tabi bunu herkes biliyor ama bir 3 sene mevzuu var o ara julietle işi pişirecekler gibi geliyor bana.
sonracıma bu widmore denen adam sun yengeye dünya artistlik yaptı sen nasıl yanıma yaklaşırsın diye. a y.raam en büyük düşmanın yattığın yatağa kadar gelip " sen benim kızımı öldürdün ben de senin kızını öldürecem, ananı skicem olum" demedi mi? neyin artistliği bu?
sabit muhabbeti de çok kafa karıştıracak gibi. danny boy da var bir haltlar! gene olay brathamız canımız desmond kardeşimizde çözülecek. bütün sezonların en güzel bölümlerinde kendisi olduğunua göre bu sezonda bir şov bekliyoruz.
--spoiler--
s05e01 itibariyle gündeme getirilen zaman içinde değişiklikler yapabilirsin ama bazı kurallara uymak zorundasın durumu bana hawking'in evren düşüncesini hatırlattı. tabi hawking biraz daha işi ilerletip; tanrı zamana ayak uydurmak zorunda olabilir gibi bir şeyler daha yazmıştı. daniel'in dediği;" zaman sokağa benzer.
sokak içinde istediğini yapabilirsin fakat yeni bir sokak yaratamazsın. zaman mutlaka olması gerekeni işletir."
--spoiler--
richard : next time you see me, im not going to recognize you. you'll give me this.
locke : what is it ?
richard : it's a compass.
locke : what does it do ?
richard : it points north, john.
ayrıca
locke : it was ethan who shot me.
richard : well. what comes around, goes around.
--spoiler--
onu bunu bilmem de, adanın ayarının çok fena bozulduğu dizidir. resmen folloş olmuştur adadaki lostielerimiz zamanda bir ileri bir geri gitmekten. hele o ateşli ok sallayan, daha önce hiç görmediğimiz, "adamızda ne halt ediyorsunuz?!" diye höyküren ve koyu bir ingiliz aksanı ile konuşan psikopatların hangi zamandan olabileceklerini tahmin bile edemiyorum.* yine locke geldi en heyecanlı yerde sapladı bıçağı, sıçtı bıraktı...