4. sezonunun acili$ sahnesi icin tahminler yurutulen dizi.
--spoiler--
4. sezon icin yayinlanan promolarin bir tanesinde meyvelerin patladigi bir sahne goruyorduk.gelen bilgilere gore** o sahnede hurley arabasi ile o meyvelere giriyormu$.o patlama ondan oluyormu$.yani acili$ sahnesi bir flashforward olabilirmi$. ***
--spoiler--
tv.com'daki gelecek bölümün yazısı beni benden almış evin içinde dört dönmeme sebebiyet vermiştir.
--spoiler--
Next episode: The Beginning of The End
They thought they had met the enemy. They thought they had seen evil. They thought wrong. The new season begins. And as the death of Charlie reverberates around the island, another form of death approaches the island. Unlikely alliances are formed, as the enemy of their enemy becomes their friend. But who can be trusted? And is rescue really as close as it seems? Season Four: Defend The Island, Or Die.
Airs: Thursday January 31, 2008
meali; (eksik yanlış demeyin bu ayarda birşey işte)
Gelecek bölüm: Sonun Başlangıcı
Düşmanları ile karşılaştıklarını sandılar. Kötü olanla yüzleştiklerini sandılar. Yanıldılar. Yeni sezon başlıyor. Charlie Pace'in ölümünün yankıları adaya ulaşırken, ölümün başka bir yüzü adaya yaklaşmakta. Düşmanın düşmanı dost oluyor, beklenmedik ittifaklar kuruluyor. Ama kime güvenilebilir? ve kurtuluş göründüğü kadar yakın mı? Sezon Dört: Adayı savun veya Öl.
31 Ocak 2008, Perşembe
--spoiler-- **
(#2811271) daki yazıdan etkilendiğimden dolayı yine bir lost teorisi yapmak üzereyim sevgili dostlar.
--spoiler--
charlie pace öldü. ama başka bir formda geri geleceğini promolardan biliyoruz.
adada yaşayan ve zaman içinde seyirci tarafından lostie ve the others olarak bilinen taraflar önceden birbirine düşman gözüyle bakıyorlardı fakat adaya yeni gelecek olan kişiler ikisinin de ortak düşmanı olduğundan aynı tarafta yer alacaklar ve omuz omuza çarpışacaklar.
adaya gelenler kim diye sorarsanız daha yapımcılarla konuşmadım ama bence dharma. hem the others'dan intikam almak hem de adanın varlığından haberdar olan lostie tayfasının kökünü kurutmak için geri geldiler.
--spoiler--
hele bi olsun lostradomus'a çıkacak adım ama herşey sözlük için.
karakterlerin birbirlerini istedikleri zaman cok rahat bayilttiklari dizi. ya adamlarda ne el ayari var, arkadan enseye bir indiriyorlar, adam mutlaka bayiliyor. ulan bi kere de hassas bir yerine gelsin darbe, olsun biri ya da ilk vurusta bayilmasin...
dünya üzerinde yüz milyonları ekran başına kitleyen lost dizisinin sırrı çözüldü. andrew smith adlı bir amerikalı senaryodaki gizemi çözüp seventh seal theory adıyla internet sitelerine gönderdi. işte lost’un sırrı;
fısıltılar kime ait?
ada, doğal bir mineral(black rock). alvar hanso’nun dedesi magnus hanso’nun niyeti köleleriyle birlikte bu efsanevi black rock’ı patlatıp elde edeceği madeni satmaktı. bir fırtınaya yakalanarak karaya vurdular. magnus kurtuldu, köleler öldü. adayı terk etmek için bir sal inşa etti. kölelerin çığlıkları kulaklarındaydı. aslında onları gerçekten duyuyordu. black rock elekromanyetik aktiviteyi, sesi, düşünceyi, hafızayı kaydediyordu. aynı zamanda ona geleceğiyle ilgili sezgisel bir fikir de veriyordu. bir gemi yapıp eve döndü. gemisiyle adaya makul bir mesafede seyrederek meditasyon halinde, taşın ona gelecekle ilgili anlattıklarını telakki etti. bunları ticaret hayatında kullanarak adanın sırrıyla birlikte varisi alvar hanso’ya bırakabilecek kadar muazzam bir servete sahip olacaktı.
gizemli sayılar
valenzetti adlı matematikçi, dünyanın sonuna dair ‘4,8,15,16,23,42’ sayılarını içeren bir formül hesaplamıştı. bu sayıların her yerde olduklarını ve dünyanın sonunun tahmininde önemli olduğunu iddia ediyordu. alvar formülü ögrendi ve adanın kendisine verdigi bilgiyle alakalı bularak valenzetti ile dharma inisiyasyonunu oluşturdu. amaç bu sayıları değiştirerek dünyayı öngörülen korkunç sondan kurtarmaktı. alvar insanlığın iyiliği için adayı bazı kalifiye insanlarla paylaşması gerektiğini biliyordu. bu yüzden bilimadamlarını ve psişik sınırlara dayanan güçlere sahip özel çocukları adaya getirdi.
adadaki istasyonlar
adada kurulan istasyonlarda kaderin değiştirilemezliği teorisini sınayan deneyler yapıldı. bu deneylerden biri swan’dı. aslında test edilen şey, görevlerine olan inanlarının kaderi yerinden bir milimetre oynatıp oynatamayacağıydı. işe yaramadı. sorunlu kaderin adada hapsedilmesine karar verildi.
merak edilen jacob kim?
çocukların en özeli jacob zihniyle objeleri oynatabiliyordu. madem black rock hafızayı depolayabiliyordu, jacob da kayanın gücünün yoğun olduğu yere yerleştirildi ve bir bilim adamı ordusunun gözlemi altında kayadan kaderi emmeye çalıştı. daha sonra ‘incident’ olarak bahsedilecek patlama gerçekleşti. jacob bu patlamayla cismani formunu kaybedip black rock tarafından emildi. ama nesneleri hala oynatabiliyordu. kendini taş halinde hareket ettirebiliyordu. siyah bir toz bulutu halinde hareket edip çeşitli şekillere bürüyebiliyordu.
kaderi değiştiremediler
patlama enerjinin serbest bırakılmasını gerekli kılmıştı. yoğunlaşan enerji bilim adamlarının kader üzerindeki araştırmalarının sürmesini sağlıyor, enerjinin periyodik olarak boşaltılması ise başka felaketleri önlemeye yarıyordu. swan’ın artık gerçek bir amacı vardı. elektromanyetik enerjinin her 108 dakikada bir yakındaki bir başka uyduya aktarılması gerekiyordu. bu iş için radzinsky ve inman atandı. fakat onlar kaderin değişmeyeceğini düşündüler. bununla birlikte incident, dünyanın felaketine yol açacak olan bir anomali yaratmıştı.
adaya anomali çekti
bakunine, bu anomalinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi takip etme ve etkileyebileceği insanların profilini çıkarma görevi verildi. o da flame istasyonu vasıtasıyla bu insanları buldu. her biri bir şekilde düşen uçakla ya da birbiriyle bağlantılıydı. anomali büyük dalgalar halinde büyüyecekti. sonunda bir şekilde bütün bu insanlar aynı gün aynı saatte aynı uçağa bindirilerek adaya getirildiler. dharma kaderin rotasının tamirinde (course-correcting) ona yardımcı oluyordu."
turkce dublaj ile birlikte kolay ulasabildigimiz bir kanal tarafindan yayinlandiginda izlemeye baslamayi dusundugum dizi.
(bkz: cok beklersin)
(bkz: hazira konmak)
--spoiler--
tahminimce 4ncü sezonda mittelos bioscience vs dharma initiative izleyeceğimizi düşündüğüm dizidir. bu esnada bizim sahil halkı ne halt eder? izleyip göreceğiz. we have to go back kate sözünün ise jack'in bir kısım sahil halkını bırakıp eve döndüğünün kanıtı olabilir. ama lost bu emin olmamak lazım herşey olabilir. ben şerefsizini en son ağaca bağlı bırakmıştık. bunun bir sürü elemanı var onları bıraktı alex' le bizimkilerin peşine düştü. adamlarda her türlü teçhizat olduğunu düşünecek olursak, bunların geri dönüşü ve eğer becerebilirlerse telefonla irtibata geçtikleri ve benim dharma'dan olduklarını düşündüğüm kişilerle kıyasıya bir savaş ortamı oluşacak kanısındayım. e az kaldı artık. 8 bölüm varmış zaten ellerinde. bunu 5 bölümü flashback le; e bir bölümü de yoğurtlu flashforwardla geçer. iki bölümde de neler öğreniriz neler udyarız bilemeyiz artık.
--spoiler--
bu kadar popüler olmasına inat izlemediğim dizi. çevremde bu dizi hakkında heyecanlı bir şekilde bahsedenleri gördükçe, izlememek adına daha da kasıyorum kendimi. izlememeye ve sohbetini yaptırmamak için elimde gelen yapmaya devam edeceğim.
yaptığımız araştırmalar uçak yolcularının yekten bedevi olduğunu ortaya çıkarmıştır. kutup ayılarının başka bir izahı yok...
biz buna; bir yerde kutup ayısı varsa, bedevi fazla uzaklaşmış olamaz diyoruz.
şimdi ben bu lost'un hassas terazisi üzerine türlü türlü beyin jimnastiği yaptıran teoriler okudum. Ve hakikatten hepsi de o kadar mantıklı ve kendi içerisinde tutarlı ki. Yani herkesin kafasında "acaba 6 sezonluk diziyi -ki her sezon 24 bölüm- nasıl mantıklı bir şekilde açıklayacaklar sorusu var. Anlatılagelen teorilerden, yapılan çıkarımlardan ötürü benim bu mantıksal açıdan bir kuşkum yok lost'a dair. Şu zamana kadar kurulan teoriler semavi dinlerle, helenistik/iskandinav/asya dönem mitleriyle, tarihsel süreçte önem arzetmiş filozoflarla, fantastik/ütopik kitaplara, türlü türlü hikayelerle bağdaştırıldı. Yani bu şüpheyi, merakı hep taze tutacak ufak tüyolar verildi internete -Ki bununda senaristtinin, yapımcısının bilinçli bir sell-strategy olduğunu düşünüyorum.
O yüzden ben tamamen geçtim bunları yani lost'un nasıl sonlanacağı umrumda değil, benim tahayyül etmeye çalıştığım bu adamların, hikayeye dair bu kadar geniş kalibrede bir permütasyona gitmeleri acaba hikayenin sonrasında bize başka sürprizler mi var diye düşündürtmekte. Çünkü şu zamana kadar televizyon tarihinin ilklerini lost'ta gördük, interaktif bir yapısı vardı (izleyicinin fikirlerini dikkate alan bir senaryosu oldu), sanal gerçeklik kavramını yerle bir etti (hurley'nin çalıştığı fried chicken web adresi, oceanic havayolları ) gibi türlü türlü gerçeklik olgusunu, hayatı sorgulatıyor adama. Ama tüm bu keşmekeş bana kıyamet hakkında türlü türlü habercilik yapan suni gündem mühendislerini ve "kişinin kıyameti kendi ölümüdür" ayetini aklıma getiriyor, bakalım o günleri görecek miyiz, hayır bir de 4-5 adam yazıyor bu diziyi al n'oldu işte 7 ay sonra çoğumuz unuttuk bile, halbuki bu 7 ay nasıl geçecek deniliyordu. insan annesinin, babasının ölümüne alışıyor lost'a mı alışamayacak sanki...