arapsaçını da aşmış bir haldeyken sonunu nasıl bağlayacaklarını cidden merak ettiğim ve 6. sezon sonunda herşeyi olduğu yerde bırakıp bize sadece "the end" gösterip bütün sorularımızla bizi başbaşa bırakacaklarını düşündüğüm, hele de 3. sezon finaliyle iyice ilginçleşmiş/karmaşıklaşmış/abuklaşmış, gene de vazgeçemediğim, bağımlılık yapan, sonraki sezona kadar adamı kahreden dizi...
bundan önceki sezon başlarının her biri düşünüldüğünde , 4 . sezonun ilk bölümünün nasıl olacağı hiç kestirilemeyen dizi.. (bkz: her şey güzel olacak)
(bkz: we have to go back)
Dikkat ettiyseniz birisi bir şey söylesin karşısındaki onu dinlemeden ona kızgınsa ona bir yumruk çakıyor. çok şiddet var. bu da ergenler için oldukça kötü.
hazırlanma aşaması yaklasık 5 sene süren ama hazırlayanların bu 5 sene de ne yaptıkları belli olmayan, bazı çekim hataları bulunan, convers li tikkylerin adada dala çıktıkları kumla oynadıkları çocuk dizisi..
9 ay ara vererek izleyenlerini çileden çıkarmış dizidir. yalnız ara bittikten sonra her bir bölümün 1 saat olması ve yeni bir ara olmadan 16 bölümün ard arda yayınlanacak olması lost hastalarının tek tesellisidir.
"bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı skermiş" tezinden yola çıkarsak, çöl olmasada bir tropik adaya kutup ayısı yerleştirilmiş olması beni tüm kısmetsiz lost adası sakinleri adına endişelendirmektedir.
3. sezon final bölümüyle insana ''bunun üstüne dizi çeksinler çocuğumu keserim uleee'' dedirten dizidir. 9 aylık verilenen aranın nedeni ise büyük ihtimalle;
--spoiler--
ölen, vans ayakkabı hastası çarli nin gerçek hayatta evangelina lily ile çıkması ve hamile bırakmasıdır. 9 aylık süre bu hatun doğursun diye verilmiştir. ve büyük ihtimalle çarlinin ölmesinin nedeni de desmond brother'in '' (bkz: you gonna die charlie)'' demesi değil evangelina lily'yi hamile bırakmasıdır.
--spoiler--
ayrıca dizinin altından jacop makop çıkacak diye beklemeyiniz, bence her şey vincent denen şerefsiz hayvanın altından çıkacaktır.
bir zamanlar kitap dünyasında var olan yüzüklerin efendisini okumuş olanlar ve okuyacak olanlar ayrımına paralel bir ayrımı televizyon dünyasına nakşetmiş dizidir. zira dizi izleyenleri lost'u izleyenler ve izleyecek olanlar diye ayırmak muhtemeldir çünkü dizi artık dizlikten çıkmış kült olmuş, fenomen olmuştur. dizinin bu kadar tutmasının bir çok nedeni olabilir ancak bence en önemlisi bildiğimiz şehir insanlarının şehir dışında bir yere düşmesi ve bu acımasız deneyimde zaaflarının, ihtiraslarının, bencilliklerinin, paylaşmalarının ortaya çıkmasıdır.
--spoiler--
özellikle ilk sezonda bu çok fazla ön plandadır. bencil şehir insanının orda birlik olması gerektiğini jack özetlemiştir "we'll live together or we'll die alone!"
--spoiler--
bunun yanında dizi insanın merak duygusunu fazlasıyla okşamaktadır. hemen her karakterle ilgili, adayla ilgili, diğerleriyle ilgili izleyicilerin kafasında bir ton soru işareti vardır. bu 3. sozen final bölümü through the looking glass ile öyle bir hal almıştır ki artık lost izleyicileri şubatı beklerken lost lost diye nicesine sarılmaktadırlar. sözün özü diziden daha fazlasıdır, izlenmelidir.
Yaz tatilimin en büyük eğlencesi olmuş dizidir..Ayrıca sabah ezanlarından sonra acaba bir bölüm daha izlesem mi diye düşündüğüm tek dizidir kendileri , bu arada herkesin benden Lost sezonlarını istemesi ve cok zorunlu kalmadıkça paylaşmak istememe durumumu anlamış değilim.
--spoiler-- sawyer sawyer diye o kadar methettikleri adam bu muydu lan? bizim cilgin bedi$'teki oktay (cenk torun)'un ondan eksigi ne allasen, fazlasi var ma$allah. hem o omuzlar ne o oyle... oeehh.
--spoiler--