öldüm gülmekten, bu kadar olur diyorum başkada birşey demiyorum.
hele amirimin ismail abiyi kravatından çekip getirmesi harikaydı, çekyattan düştüm ya la.
15 dakikada efsane olmayı başarabilen 12. bölümünün tekrarlarının 09 mayıs 2011 pazartesi saat 15:50'de, 10 mayıs 2011 salı 01:00'de ve 10 mayıs 2011 salı 15:50'de trt1de yayınlanacağı dizi. ha bir de gülmekten öldürebilen dizi, evet o da var. *
kelimelerin kifayetsiz kaldığı durumlardan birinin mastar halini yaşatmayı başaran türk televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en iyi iki dizisini leyla ile mecnun'un 12. bölümünde izleme şerefine nail olduk, çocuklarımıza anlatacak bir anımız oldu en azından..
görüp göreceğim en iyi en muhteşem komedi dizisi sanırım. buraya kadar her şey normal. garip tarafı bir Türk yapımı olması. tanıtımı ilk yapılmaya başladığı günlerde "aha bi aşk dizisi" demiştim. ama abicim böyle muhteşem, böyle geyik bir dizi beklemiyordum valla bak *.
behzat ç. nin de katkısıyla inanılmaz bir bölüm oldu bu gece. ailecek karnımıza kramplar girdi gülmekten desem kesinlikle yalan olmaz.
giydirmedikleri yapım, bahsetmedikleri konu kalmayacak bu gidişle. "eternal sunshine hafıza bakım ve onarım merkezi" mi dersiniz, arda'nın "seni kınıyorum ve laflar hazırladım" demesi mi dersiniz, iskender'in "tarak gibi dünya" lafıyla innnceden küfrü mü dersiniz, hapishaneden kaçışlarının "nerdesin be birader" tarzı mı dersiniz... ne ararsan var. ha birde ismail'in "şansı varsa 127 saate kolunu kurtarması" vardı. arda ve mecnun'un ezeli düşman kıvamında olup, para ve mutluluk, kadının iş hayatındaki yeri gibi şahane toplumsal olaylar üzerine konuşmaları, erdal bakkal'ın önünde mütemadiyen verilen mesajlar...
--spoiler--
bir ülkede mecnun diye fakir bir genç yaşarmış.. ülkenin padişahının kızı leylaya aşıkmış.bir gün leyla ülkedeki herkese meydanda kendi eliyle çorba dağıtacağını söylemiş.bunu duyan mecnun heyecandan eline geçen küçük bir tası kapmış ve sıraya geçmiş... sıradaki herkes mecnunla dalga geçmeye başlamış
-"küçücük bir kap çorba için mi bekliyeceksin bu sıranın sonunu?" diye..
mecnun :-"çorba umrumda değil. leylamı bana çorbamı doldurana kadar izleyebiliyim yeter" demiş.
uzun bir zamandan sonra sıra mecnuna gelmiş.mecnun o kadar heyecanlanmış, o kadar kendinden geçmişki; kafasını kaldırıp leylasına bakamamış. leyla elindeki kepçe ile ve büyük bir hışımla mecnunun kafasına vurmuş.
mecnun kafasından kanlar akar vaziyette iken kafasını kaldırıp leylası ile bir süre bakışmış.sanki dünya durmuş onların gözleri konuşmuş... bir süre sonra mecnun:
- "leylam" diye bağırmış.
kalabalık mecnuna büyük bir sinirle:
- "sen ne salak adamsın, o senin kafanı kanlara kattı sen hala leylam diyorsun" demiş.
mecnun:
- "leylama laf edemezsiniz, o kadar kişi içinden benim kafama vurdu diye kıskanıyorsunuz" demiş.mecnun leylanın arasında sadece ikisinin anlayabildiği bir dil varmış.
mecnunla leyla bakışırken leyla:
-"ben senin için koca ülkede kazanlar kurdurup, kendi elimle yemek dağıttım ve sadece senin gözlerini bir an için görebileyim diye sense yüzünü kaldırmıyorsunki göreyim güzel gözlerini! senin kafana vurduğum için yüreğim yanıyor ama yüzününü görebildimya o dünyalara değer" demiş.
leylanın göz lisanı ile anlattığı bu sözlerden sonra mecnun kendinden geçip "leylam" demiş
--spoiler--
anlayamayanlar için:
yûnus'un dağdan sadece 'düz odun' getirmesini müşahhas bir manâ yükleyerek olduğu gibi kabûl etmek zihnen ve fiilen de mümkün değildir.
"senin kapından eğri giremez!" ifadesinin burada yûnus'un iç dünyasını yansıtan dolaylı bir ifade olduğunu ıskalamamak gerekir.
kasd-ı mahsûsa hakk'ın dergâhında odunun bile eğrisinin doğrulacağıdır. yûnus da kendisini tapduk'un doğrulttuğu bir odun seviyesinde görmektedir.
eğri odunun nasıl doğrultulacağını tabîatıyla tapduk sultan bilir! odun ya yakılarak veya yontularak düzeltilip doğrulur.
hülasa odun- odun meşrep insan- dergâh-ı hak'ta bir şekilde güzel ahlâkı tamamlayacaktır.
Türkiyenin en iyi 2 dizisi behzat ç ve leyla ile mecnun diyorduk adamlar iki diziyi aynı anda gösterir oldu.Ve cok da süper oldu bence .resmen evde cok sesli kahkahalar duyulmasına sebep oldu .ayrıca hiç acımayıp yerli yabancı birçok diziye bir laf soktular yine.
türkiyenin en iyi iki dizinden biridir. son bölümüyle türkiyenin en iyi iki dizisinin oyuncularını bir arada gördüğümüzden mütevellit, en iyi dizisi olmuştur kanımca. fakat bu ünvan pazar günü tekrar behzat ç ye devredilecek. sebebi, bu sefer leyla ile mecnun dizisi oyuncuları behzat ç ye konuk oluyor. ayrıca ismail abiye selamlar sevgiler, boğazımızda gemi beklediği için de tebrik ve takdir ediyorum.
edit: ulan bugüne kadar sevdiğimiz dizileri izlerken hep sevmediğimiz ve onu izlerken canımızın sıkıldığı bir karakter olmuştur. behzat ç ye hayran olsak bile bahar denilen hatun çıktığında sahneye bir sıkıntı gelir içimize amma velakin bu dizide sıkıcı olan tek bir karakter olmaz mı arkadaş valla helal olsun.
ismaili kaçıran adam: nereye kaçıyosun gir lan içeri. (bir elinde silah bir elde kahvaltılık)
ismail: aa domates, içerde yumurta var, gel menemen yapıyım, gel içeri allah aşkına ya, gel valla gel.
bölümlerinin neredeyse her birinde yerli komedi yapan dizileri eleştirdiği bir dizi... ne yalan söyliyim adamı hiç sıkmadan dizi izlemeyene bile dizi sevdirecek bir yapım.tabi önemli olan burak aksağı tebrik etmek sonuçta onun kalaminden çıkan bir dizi...
kaygısızlar'ın günümüze uyarlanmış hali gibi, trt'nin yedi numara'dan sonra türk halkına armağanı süfer dizi.
izleyin anacım, fanatik behzat ç. hayranı olarak tavsiye edilir. izlerken sıkmaz, dünya ahiret kederi bırakmaz adamda o derece.