*ilk olarak çokk severim. Hele içi evde hazırlanıp da yaptırılmışşsa offf.
*Nerde lahmacun görsem bizzat ben, hemşehrim, müzeyyen ve müzeyyen'in saçlarıyla beraber 4 kişi oturup lahmacun yediğimiz zaman aklıma gelir.
Yer: Okmeydanı,
Zaman: o günden sonra tarihi şaşırmıştım
Nasıl bilionuzmu, yeme de otur izle yani bir şaheser. Lahmacunu görünce kendisinden önce saçları bütün gücüyle uçarak tam ortaya daldıydı. Bakınız yalan yoktur (bkz: true story) sanırsın uçan adam sabri. O günden sonra saçları benim için ayrı canlı bir varlık olarak kaldı. Bu da böyle bir anımdır.
nerede yapıldığına bağlı olarak kalitesi değişen türk kültürünün en tapılası ürünüdür.Yalnız dediğim gibi bazıları kulanılan kıymadaki iç yağın bağlı olarak çok kötü oluyorki yerken acısını hissetmessiniz ama sonra midenize oturunca vay halinize.
Türk pizzası olarak adlandırılan bir yiyecektir.
Acılı olanı daha güzeldir.
Ayran'la birlikte muhteşem bir kombin oluşturur.
Sıcak yenmesi daha makbuldür.
En sevdiğim yiyeceklerden biridir.
daha 7-8 yaşlarında iken dedem sağ olsun kebapçıda açık hesabım vardı. küçükken en sevdiğim yiyecekti anlaşılacağı üzere. o minnacık bünyeyle haftada en az 10 lahmacun yerdim amk. hiç mi hiç bıkmadım. olumsuz tat koşullanması denen garcia zımbırtısı da sağ olsun beni hiç bulmadı ve ben yemeye devam ettim. arada mahalledeki en sevdiğim çocukları da toplayıp gidiyorduk. ziyafet çekiyorduk amk. hepsi de para ödemeden elimizi kolumuzu sallayarak nasıl çıktığımıza dumur oluyorlardı. hatta beni illuminati'den sananlar da olmuştu ama onlara siktiri çekip bi daha lahmacun ısmarlamamıştım falan. yok lan biliyordu hepsi dedemi.
neyse o değil de üzerinden 19 sene geçmiş o kebapçı hala açık. geçen gün önünden geçerken anılarım canlandı bi anda. bi 25 metre kadar geçmişken geri dönüp dükkana adım attım. kasada yine halil abi vardı. demek ki daha ölmemiş. beni görür görmez elindeki meşguliyeti bir anda savuşturup bana tüm içtenliğiyle gülümsedi. beni tanımıştı amk. kaşlarımı kaldırıp tanımamazlıktan geldim. daha fazlasını istiyordum. beni zaman makinesine alıp yaklaşık çeyrek asır geriye atabilecek potansiyel vardı bu herifte. o gülüşünde yakalamıştım onu. cidden de öyle oldu; sonra çok hoş bir sohbet ettik, küçüklüğümden bahsetti, dedemi falan sordu. yaşadığını öğrenince sevindi falan.
üzerine 3 tane acılı lahmacun gömdüm. istinaden elimi, yüzümü akıp geçen zamanla yıkamanın verdiği sevindirik ruh haliyle kasaya yöneldim. halil abi, elimi cüzdana attığımı görünce ters bir bakış attı ve kinayeli bir dille terbiyesizlik yapma diyerek güldü. cüzdanı yerine bıraktım, hiç olur mu öyle abi falan demedim. bilirsin bir daha ki sefere tek gelmem dedim. güldü, başımın üzerinde yerin var aksi dedi. eyvallah abi dedim.
hayatta satın alamayacağım bir mutlulukla, karnım tok, sırtım pek bir şekilde oradan ayrıldım. kikir kikirdim.