kapı eşiğinde oturmaları yüzündenmiş.
rahmetli anneannem ben kapı eşiğinde durduğumda "prozac hemen kalk ordan geç içeri, kapıda kalırsın, alan olmaz" derdi. ya ben nereside oturmuşum ki bu eşiğin?
teknik olarak kızlarıne vde kalması ihtimal dışıdır.
iktisat büyüklerimizden "jean baptiste say" ın say yasası olarak litaratürümüze geçen şekli ile her arz kendi talebini yaratır yahut atasözlerimizden her malın bir alıcısı vardırsözleri bu evde kalma piyasasının temelini oluşturur ve bunlarla izah edilebileceği gibi bir kız teknik olarak evde kalmaz.
lakin pratikte hanım kızlarımız için genel sebeplerden ziyade özel sebepler mevcuttur ki bunlar da kızımızın evde kaldığına değil, evlenmek istemediğine delalettir.
kendisi çalışmadığı ya da sikko bir işte çalıştığı gerçeğini unutarak evleneceği erkeğin maddi durumu yüksek en az 3000 tl gelirli ve daha da ötesi yönetici veya üst düzey yönetici olmasını ister.
kendisi kültürsüz, ne film ne de kitap kültürü olmasına rağmen evleneceği erkeğin entelektüel olmasını ister.
kendisi hem bodur hem biçimsiz olduğu halde evleneceği erkeğin uzun boylu ve üçgen vücutlu olmasını ister.
kendisi mango dan giyinirken evleneceği erkeğin lacoste giyinmesini ister.
kendisi arabasız ve evsiz olabilir ancak evleneceği erkek bir arabaya ve bir eve sahip olmalıdır!
kendisi tipsizdir ancak, yakışıklı bir erkek ister.
her istediklerinin yapılmasını isterler ancak kendileri bir bok yapmak istemezler...
kendisi parasızdır, evleneceği erkeğin sağlam paraya sahip olmalarını isterler.