konusu daha çok drama yakın olan filmde komedi unsurları da yer almıştır. haluk bilginer'in zaten bilinen oyunculuğu bu filmde zirvelere çıkmıştır. ilginç konusu ve geri dönüşlerle çok güzel işlenen senaryosuyla filmde, aysun kayacı bile tarafımdan yadırganmamıştır. özellikle haluk bilginer ve ata demirer'in masa sahnesindeki uzun diyalogları seyirciyi gülmekten öldürmektedir.
"her insanın hayatında bir 15 dakika vardır.
ikiye ayırır hayatı: öncesi ve sonrası
sanırız farklıdır ikisi
oysa sonraki sadece diyetidir öncekinin
sonra farkedersin ki
aslında bütün hayatın o 15 dakikadır.
bazı 15 dakikalar çıkmayan bir iz bırakır,
bazı 15 dakikalar her izi çıkarır..." sözleriyle biten film.
son yılların en başarılı türk filmlerinden biri. senarist haluk özenç 'in ne kadar zeki ve ilginç bir insan olduğunun da kanıtı aynı zamanda. zeki, çünkü filmleri arasında müthiş bağlantılar ve entrikalar kurup insanı meraklandırıyor ve çok ince esprilere sahip. ilginç, çünkü fasulye gibi çok çok komik ve başarılı bir türk filminden sonra mumya firarda ve hırsız var gibi hayal kırıklığı filmlere de imza attı. tatlı hayat dizisinin mimarlarından ve bu filmde de döktürmüş. bir sonraki filmini de merakla bekliyoruz. bu kez nasıl bir şey çıkacak ortaya, diyerek de meraklanıyoruz hafiften.
filme dönünce, filme berbat diyenlerin neden böyle düşündüklerini anlamak mümkün değil. işin içinde bu kadar usta olunca gülmekten donuna işemek veya hüngür hüngür ağlamak mı gerekiyor? bu film ne komik,ne duygusal,ne de aksiyonu bol bir film. bu film izleyene bir şeyler veren, merak uyandıran ve zevkle izlenen bir film. emeği geçen herkese teşekkürler.
bu arada müziği de nefis. dinlemek gerekir. pamela - (bkz: kısık ateşte)
tu kaka olarak lanse edilmiş, pek fazla reklamı yapılmamış bir film olsa da, özellikle başındaki girişleri ile ''sıkıcı olacakmış'' gibi görünse de ilerledikçe, kişlerin ve de karakterlerin öz hikayelerine sardıkça, kendisini izlettirebilen; zaten kısa olan süresinin (yaklaşık 85 dakika; avrupa yakası'nın, 100. bölümü bile yaklaşık 105 dakikadır.) nasıl geçtiğini, seyredenlerin büyük çoğunluğunun anlamadığı, çok süper denmese de iyi kurgusuyla da izlettirebilen, geneli itibariyle, hayatı sorgulayan, kimi zaman esprili anlatım içeren senaryosuyla kendisini izlettirebilen 2005 yapımı neco çelik filmi. özellikle dediğim gibi kurgusu sağlamdır, ama ''önemli değilmiş'' gibi görünse de, ufak bir ayrıntı gözden kaçmamış da değildir:
özkan uğur'un geriye sarıp metin akpınar'ın çocukluğunu anlattığı sahne var. film 2005 senesinde geçiyo kısmen. o anda filmdeki haliyle metin akpınar misal 60 yaşında olsa, çocukluğundaki sahnede de 13 ya da bilimum 14 yaşında olsa sene de, yaklaşık olarak 60'lı yılların başına falan denk gelir. dikkatli baktıysanız tam o sahnede, çocuğun arkasında bir ''ülker takvimi'', sağ alt köşesinde de, ''ülker golf dondurması''nın reklamı var. o tarihte de ne alakası varsa ''ülker golf''un... şunun şurasında 3-4 senelik bir mazisi var. ne olursa olsun, film çekerken hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekir...
bir de oyunculuklar pek sağlam değildi sanki... haluk bilginer çok şaaşalı oynamamış; sadece kendisinden beklenilen, kendisine yakışan oyunculuğu oynamış. metin akpınar'da da bir zorlama, bir ruhsuzluk... ata demirer ise, gayet etkileyici... özkan uğur ile eyşan özhim'de iyiydi sanki...
kısacası, çok sağlam olmasa da, izlenmesi gereken, yaban olarak görülmemesi, ''desteklenmemiş'' olsa da, boş bir vakitte, ''kendini izletebilecek bir türk filmi izlenebilmesi'' amacıyla izlenebilecek tarzda bir film...