şimdi aynı durum olsa eoka sadece şiddetle kınanır, 300 bin kıbrıslı türk'ü vatan topraklarına kabul edilir ve adada türk nüfus bırakılmazdı dedirtir. adına da kıbrıs çözüm süreci denir, eoka da böylece amacına ulaşırdı. malum suriye'deki türbe akla gelince, pkk karşısında hükümetin tutumunu görünce insanın aklı bunları düşünüyor.
Neden bilmem ama bu harekata katılan askerler büyük oranda kafayı sıyırmıştır, ahir ömründe intihar edeni, karısını keseni, çoluğunu çocuğunu dövüp hor göreni. Az değildir.
Ne ise; tarihimizden bir harekat. Ecevit kadar erbakan da anılmalıdır lakin.
Kıbrıs Barış Harekatı olarak bilinen çıkarmanın mimarının hep Bülent Ecevit olduğu konuşulur ancak o günlerde harekatın asıl mimarının Erbakan olduğu batılı devletler tarafından bile dillendiriliyordu. ingiltere harekat için "harekatın asıl mimarı Erbakan'dır" yorumu yapmıştı.
cumhuriyet tarihinin en şerefli eylemi. Özellikle 2. Dünya savaşı sonrasında Amerika'dan izin almadan iş yapamayan devletimizin ilk defa kendi inisiyatifini kullanarak yaptığı askeri harekat. Allah ülkemize yeniden böyle şuur dolu devlet adamı (mimarı erbakan'dı) ve asker nasip etsin.
Gereksiz harekat olmuştur. Hadi bi bok yiyiyorsun tam yap bari yarıda bırakma amk, al yaptın ne oldu, var mı, oldu mu bi faydası, görebiliyor musun? Yok.. Gereksiz harekat olmuştur.
Turancı bir öze sahip olan harekat. Türkiye cumhuriyeti sınırlarının içindeki Türkleri değil, dışındaki Türkleri de önemsediğini bu şekilde dünyaya kanıtladı. dün Kıbrıs, yarın Musul ve Kerkük.
Erbakanida ecevitide saygi ve rahmetle anmak lazim. Tabi bu harekatta en buyuk pay yine ordunundur. Donemin deniz kuvvetleri komutani ben karadeniz çocuğuyum kibrisa kayıkla bile cikarim siz siyasetçiler bize destek verecek misiniz demiştir. Orduya sadakat onurumuzdur.
20 Temmuz 1974 sabahı adaya havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başlayan Türk birlikleri önce Girne’ye girdi, daha sonra da Lefkoşa’ya yöneldi. Ateşkes başlamadan Girne-Lefkoşa hattı birleşti. 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes ilan edildi.
Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Cenevre'de sürdürülen görüşmeler sırasında anlaşmanın mümkün olmadığı kanaati kesinleşince harekâtın yeniden başlatılacağı anlamına gelen "Ayşe Tatile Çıksın" (Ayşe, Turan Güneş'in kızı Ayşe Güneş'in adıdır.) parolasını Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Bülent Ecevit'e bildirdi.
Bunun üzerine 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başladı. Türk birlikleri 14 Ağustos'ta başkent Lefkoşa'ya, 15 Ağustos'ta Lefke ve Magosa'ya girdi. Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi.