şimdilerde, adı geyiklerde bol bol anılıyor ama zamanında bu ülke gençliğini derinden sallamıştır. zamanının en ünlülerinden biridir. ayrıca mozart ile yakından tanışıklılığı olup, onun hakkında şöyle bir ifade kullanmıştır,
"Mozart dinlemiyorum ama Türkiye'ye gelirse konserine mutlaka giderim." *
yıllarca bu herif yüzünden adımdan nefret etme sebebim.
sene 1985, gözlerimizi yarım açmışız...
tam o gün haberlerde bir orta okul çocuğu, öğretmeninden yediği dayakla komaya girmiş.
annem duygusal kadındır çok üzülmüş çocuğa, babam da edebiyatçı, halk ozanlarına bayılır, erzurumlusu var ercişlisi var demiş.
nüfus memuru da koydum gitti ulan şeklinde hayırlı olsun vatana millete deyince adımız olmuş emrah.
e şimdi ben sana ne diyim be adam, bunca hikayesi olan bir ismin başına küçük gelip, senelerce "kooooşşşşş" diye sonuna nidalar ekleniyorsa ben sana küfür etmiyimde kime edeyim?
varoluş sosuna bulanmış bir nihilizm. insan acı çeker. iç evreninden dünyaya açılan kara delikten geçmeye çalışır. anlam arar. ama bazen faydalar faydasız, imkanlar imkansızdır. noktalı vürgülden sonraki bölüm ise belki de türk müzik tarihinde görece kavramına, izafiyet teorisine bırakın atıfta bulunmayı, direk kafa atan tek bölümdür.
saat 04:00 da bana yazdırdığın şu şeylere bak emrah allah belanı versin senin e mi?
edit : ha buarada yazacağın şarkı sözünü de sikeyim tamam mı abicim? bi açıklama getiricem diye düşünüyorum gecenin bi yarısı