tuvalet yayla evinin avlusunda ise,
ev geceleri kurtların gezindiği bir yamaca yaslıysa,
daha evvel bu kurtlar evin çatısında kavga etmişşlerse,
velhasıl-ı kelam: avluya kurt gelme ihtimali varsa,
avlunun ortasına etmeden diğer uçta bulunan tuvalete varmak ve
işini bitirdikten sonra aynı cesaretle odaya dönebilmek hatırlanır bu başlık görülünce..
gecenın korunde dısarda olan ve ısıgı bıle olmaya tuvalete gırıp, delıgı goremeyıp oraya buraya yapmak. sabah ev sahibi "kım yaptı" dıye soylenırken ev sahıbıne "bılmeeem" dıyıp bos bos bakmak. *
Çocukluğumda bu eylemi yaparken tuvalette tam tavanda bir yılanla karşılaşmıştım. Tuvaletimi hemen bitirip çıktım. O anı unutamam. Bugün bugün öğreniyorum ki aslında yılanların çoğu zararsızmış. Bugün olsa biraz da rahat bir şekilde tuvaletimi yapar çıkardım. O zamanki aklımla hızla koştuğumu hatırlıyorum.
tuvaletin dışarda olması her köy evine mahsus değil. bizim köydeki evler 150 yaşında vardır belki daha eskileri de olabilir ama çok azının dışarda. hatta dedemlerin evinde 2 tuvalet var.
Tuvalet dediğimiz şeyin genel olarak fayansla çevrili ve işi görmesi açısından rahat bir yer olması lazım. Evden bağımsız birşey var oldukça da yürüme mesafesi fazla. Suç işler gibi rahatsız hissediyorsun. Gecenin köründe herkes uykudayken uyanmışsın. Köyde zaten mutant tipi böcekler kol geziyor. Tuvalete oturamıyorsun etrafı taşla çevirmiş bir tane tahta yaslamışlar öyle duruyor. Cem yılmazın hikayesindeki tuvalet gibi tuvalet abi nolur mıçmayın diyor. 10 saniyede işini görüp kuyruğunu içeri alıp giriyorsun eve.
Kışın da yazın da insani doğaya sövdürür. Kışın sadece götünüz donar orası ayrı da yazın da bin çeşit börtü böcek arı gibi haşaratın kıçınıza kaçma riski vardır. Sırf bu sebepten bile şehir hayatı köy hayatına tercih edilir.