birkaç kırık sandalye ve rolünü beceremeyen bir kukla sahnede,
keşke hiç almasaydın o bileti, keşke hiç tanımasaydın beni.
kusurumu günahımı bağışla şimdilik, bu kuklanın gözyaşı akmasın nedensiz.
gel attıkları köşede saçlarını okşa, tahtadan ellerini göğsüne bastır.
bir isteği var bu kuklanın gitmeden son kez olsun sarılıp onunla beraber ağla,
doya doya, kana kana, elinle yanağını bastıra bastıra ağla...
çok manidar bir nicke sahip yazar. hayata karşı gardını nasıl ve ne şekilde alacağını bildiğini düşünüyorum. e bu yaşa**boru diye gelmedi. sevgiler kuklacığım.
kardeşim ironi yapmıyorsun sen. direkt hakaret boyutlarında o söylediklerin. ama ben üslubunun insanları yanıltabileceğini, biraz daha saygılı olman gerektiğini düşünüyorum. haklı/ haksız aramıyoruz burda ayrıca. anlatmak istediğim, insanların nick altına ballı kaymaklı entryler döşeyen yalakaların ne kadar da acınası olduklarıydı.
sen, gelmişsin bana diyorsun ki, 'dakikada 10 tane entry yazmışsın, bi de ironiden bahsediyor. '
kötüyüm veya iyiyim. buna sen karar veremezsin ki söz konusu yazarın nick altında senden başkaları da dururken, sadece senin tepki vermen de ilginçmiş. her neyse babuş. insanlara yalaka, asena gibi etiketler yapıştıracağına önüne bak, bi destur çek.
kimseye saygısızlık yapmadığımı belirtmek istiyorum. sadece ve sadece sözlükteki yavşaklıkları su yüzüne çıkarmaya çalışıyordum.
yaptığım göndermeleri, ironiyi anlayamayacak kadar düşünmüyor. hadi onu geçtim, mantığını da yanlış kullanıyor. beni milli susucunun nick altında yavşayanlarla alay ettiğim entrylerim yüzünden yalaka kalıbına sokmuş fakat bir sayfa öncesinde satır satır yavşamıştır.