eğer bunu sevdiğinize söylüyorsanız, içinizde kendinize karşı sonsuz bir güven ve inançla söylersiniz. çünkü en uç noktada bile onu korumak için her şeyi yapacak, gerekirse kendinizi feda edeceksinizdir ve bunun için bir saniye bile düşünmeyeceksiniz. hal böyle olunca yani size bir şey olması önemini kaybetmiş onu korumak tek dert olmuş ise karşınızıda kimse duramaz.
eğer bunu sevdiğiniz adam söylüyorsa, muhtemelen yukarıda söylediklerimin farkındasınız ve korkmuyorsunuz. çünkü o burda, yanınızda.
Söyleyecek bi insan evladına bazen çok ihtiyacımız olan, yalnız hissettiğimizde bize iyi gelen cümle...
Keşke biri olsa, korktuğumda sarılıp korkma ben varım dese, ağlarken şşştt geçecek dese...
''bir şapkayı beğenince kafana çiviyle çakıyor musun?'' ve daha nicelerini içerisinde barındıran kitaptır. şeker gibi kitap bitmeseydi keşke. oku bak cidden söylüyorum.
''bir şapkayı beğenince kafana çiviyle çakıyor musun?'' ve daha nicelerini içerisinde barındıran kitaptır. şeker gibi kitap bitmeseydi keşke. oku bak cidden söylüyorum.
hayır ya öyle diyenler elbet bir gün giderler... inanmayın sakın! yalnızlığınızla başbaşa kalmayı ve ayaklarınız üzerinde durmayı öğrenmeyi gerektirir.
murat menteş in ikinci kitabıdır. ilk kitabı olan dublörün dilemması kadar güzel değildir nedeni ; sonunu iyi ayarlayamamıştır bence bütün kahramanlar neredeyse ölüyor ve garip bir son oluyor. belki kitap absürt bir kitap ama hayati tehlikenin kurtulmaları çok aşırıya kaçmış gibime geldi. kısacası bir dublörün dilemması değildir.
dublörün dilemması ndan sonra -kendimce- çıtayı öyle yükselttim ki, hani müthiş bir şey bekliyorum istemsizce. Kitabı aldım. iki gün kadar oldu. bakışıyoruz haliyle. arkadaki yazıyı ve müthiş girişi okuyorum, sonra "yok daha değil dur dur" deyip bambaşka bir kitap açıyorum bitiveriyor sonra gene dönüş umarsızca. elbette yüzleşeceğim. uygun koşulların olgunlaşmasını bekliyorum.
hani bazen gökte yabancı bir cisim görür de gözlerine inanamaz ya insan yanındakine benim gördüğümü sen de görüyor musun? diye sorar. bende seninleyken gözlerime inanamıyordum kulaklarıma inanamıyordum vücudumdaki hiç bir hücreye inanamıyordum kimseye de soramıyordum ki benim gördüğümü sen de görüyor musun? diye.
tarzı sözleriyle gönlümüzü mest etmiş samimi aşkın samimi sevginin ne olduğunu aşkın deliliğin ham maddesi olduğunu anlatan güzide murat menteş eseri.
murat menteşin bitirmemek icin can atılan romanıdır. Şu erkek halimle kendimi şebnem şibuminin yerine koyup acaba müntekim mi, enver paşam diye sordurmustur. Lakin müntekim gibi sacmaladığımdan olsa gerek müntekim tarafım ağır basıyor.
son 30 sayfası kaldı, bitirmeden bastan mı alsam diyorum?
bütün karakterler sizden birseyler anlatmakta. kitabın kendine has bir felsefesi var bence. ara ara sizin hayat hikayenize dokunan yerler yani.
Yazarın sizden cok cok zeki olduğunu gördükce yerinizde duramıyorsunuz. Kıskançlıktan kriz gecirecek gibi oluyorum desem yalan olmaz.
Sonra yazarla tekrar arkadas olup güzel güzel okuyorum, bitirmeyecek sekilde. kalanın yarısını seklinde..
emrah serbes daha sağlam yazıyor. tabi kıyasım biraz sakat oldu. katagoriler farklı gibi. ama emrah serbesin yazdıkları daha bi dokunuyor yüreğinize. anlattıkları daha cabuk canlanıyor kafanızda. kücük bir cocuğumu tasvir ediyor istiklalde.
hemen 10 yaslarında bir cocuğa güzelce giyindirip taksime yolluyorsunuz. görüntü ne kesik kesik, ne kötü. hd kalite.. 3D seceneğiyle.