bir ilkokul cocugunun zeka ve hayal gücünün tavan yaptıgı yazıdır.**ve aynen şöyledir:
Konu: "3 dilek hakkınız olsa ne dilerdiniz?"
Öğrencinin yazdığı kompozisyon:
Günümüzde üç dilek hakkımız olması çok önemlidir. Maalesef
sevinerek bu hakkımizı kullanırız her zaman. Benim 3 dilek hakkim olsa 3 dilek hakkı daha isterdim. Elde var 6 dilek hakkı , 5'i ile 3 er dilek daha
dilesem 15 dilek hakkım daha olur. 15 dilek ile her istediğimi
dilerim. Günah değilse Tanrı olmayı dilerim. Tanrı olduktan sonra
dilek hakkım sonsuz kere sonsuz olur. Çok akıllı olurum. Maalesef
her istediğimi yapabilirim. Kendime kasvetli bir yarış arabası
yaptırırım. Onunla dedemlere gider dedemlerin elini operim. Dedem bana torunum Tanrı olmuş der. Sevinir. Harçlik verir. Abime vermez, çünkü o
arabaya kusan bir gerzek. Sonra dedem mezarlıkta zombileri öldürmeye
gonderir beni. Hepsini yok ederim ışın kılıcıyla. Babami da döverim...
kompozisyon yazarken dikkat edilmesi gereken hususlar
okumak: başarılı bir kompozisyon yazmanın yolu okumaktır. okuma, kişiye düşünce zenginliği, sözcük zenginliği ve anlatma yeteneği kazandırır. insanın hayal dünyası, bildiği sözcüklerle sınırlıdır. ne kadar geniş sözcük dağarcığına sahipseniz, hayal dünyanız o kadar geniş olur. ayrıca okuyarak bir yazıya nasıl başlandığını, yazının nasıl geliştirilip sonlandığını görmüş olursunuz.
dilin kurallarını bilmek: yazı dilinin kendine özgü ilkeleri vardır. konuştuğumuz gibi yazamayız. yazarken dil bilgisi kurallarını göz ardı etmemeliyiz. sözcüklerin anlam inceliğine dikkat edilmeden kullanılması dil yanlışlığına yol açar. ayrıca dilimizi zenginleştiren deyimlere ve atasözlerine hâkim olmak, sözcüklerin gerçek ve mecaz anlamlarını bilmek yazarken bizlere güç verecektir.
gereksiz sözcük kullanmama: bir önceki maddeyle de ilgili olan önemli bir problem de gereksiz sözcük kullanımıdır. gereksiz sözcük kullanmak bir anlatım kusurudur. bu yüzden, yazarken gereksiz sözcük kullanımından uzak durmalıyız.yazarken mümkün olduğu kadar kısa cümleler kurun. cümlelerinizi bağlaçlarla veya fiilimsilerle uzatmayın. çünkü uzun cümlelerde, anlatmak istediğiniz düşünceyi toparlamanız güçleşir.
düşünmek: uzun uzadıya araştırmak anlamına gelen düşünmek, yalnızca insanlara özgü bir özelliktir.iyi konuşup yazmak için mutlaka düşünmek gerekir. yazmaya başlamadan önce konu üzerinde düşünmelisiniz.
kompozisyon hangi bölümlerden oluşur?
başlık: yazının en kısa özetidir. başlığı okuyan okurun yazı hakkında genel bir fikir edinebilmesi gereklidir. başlık seçimi bu doğrultuda yapılmalıdır.
giriş: bu kısımda konunun amacı belirtilmeli konuda bahsedeceğiniz şeylere değinilmelidir. giriş ana fikiri yansıtacak bir kaç kelimeden oluşur. ancak. çünkü, fakat gibi bağlayıcı ögeler bu kısımda kullanılmaz.
gelişme: ortaya konulan düşüncelerin anlatılacağı, verilerle destekleneceği bölümdür. bir kaç paragraftan oluşabilir. örneğin düşüncemizi bir kaç yönden savunacaksak bunları ayrı paragraflarda ele alabiliriz. benzetmeden, tanık göstermeden yararlanılabilir. gelişme bölümünde anlatılan her şey mutlaka birbirleriyle bağlantılı şeyler olmalıdır. gelişme bölümünün sonlarına doğru düşüncenin kanıtlanması, açıklanması yavaş yavaş bitirilmelidir ayrıca tüm bunlara ek olarak gibi kalıplar kullanılabilir.
sonuç: sonuç bölümü kompozisyonun en can alıcı bölümüdür. yazılanlar, savunulan düşünceler toparlanmalı bir sonuç cümlesiyle birbirlerine bağlanmalıdır.toparlayacak olursak , özetleyecek olursak gibi kalıplar kullanılabilir. bir hikayeye ya da atasözüne bağlayarak da kompozisyon bitirilebilir. ancak en can alıcı bitirmelerden biri de yazının giriş bölümüne gönderme yapmaktır.
ilk okuldan beri ogretmenlerin zorla yazdirdigi ve bu zorlama sayesinde haytimizin en kotu yazilarini ortaya cikmasini saglayan ayrica giris gelisme ve sonuctan olusmasi gerektigi aklimiza sokulan yazili metin.
yazın, müzik, resim, heykel, mimari vb. alanlarda genel olarak "düzenleme, düzene sokma" anlamına gelmesinin yanısıra "sözlü ve yazılı anlatımda gerekli kurallara uyarak doğru ve etkili anlatımı oluşturmak "anlamını kazanmıştır.
her ne hikmetse bir türlü bunun yaşama geçirilmesi gereken bir eylem olduğu anlaşılmaz.Herkes kompozisyonu bir tür falan sanır.Hoca ilericiyse, atatürk'ten, muhafazakar ise din büyüklerinden bir örnek koymak ve yazıyı üç paragrafa bölmekle müstesna bir yazı yazıldığı sanılır.
bunda da öğrenci haklıdır, çünkü eğitimi vermeyi bilmeyen/anlamayan çoğu yetersiz/tembel öğretmen de bunu salt sınava özgü ve bir özdeyiş/atalarsözü sormakla becerdiğini sanır.