"Çevremde, o güne kadar yaşamış ama yaşamlarından bana hiçbir şey ulaşmamış bir milyon insan. Yaşıyorlardı. Bildik ülkeden milyonlarca kilometre uzaktaydım. Dillerini anlamıyordum. Hepsi de hızlı yürüyordu. Beni geçince, hepsi de kopuyordu benden. Nerede bulunduğumu bilemez oldum."
''Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? içinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?"
Eksik kalmış tamamlıyayım.....
...
Sonra seni kandırsam
Klarnet çalıp beynini şişirsem
Hergün taksici maaşıyla geçinilmez bende biliyorum
Uyurken sürekli sağa sola osursam..
gözlerimi kapasam
senin için bir mısra tasarlasam
bir renk düşünsem
başımı senin dizine koyduğumu uyuduğumu düşünsem
çocuğunmuşum gibi saçlarımı okşadığını kocanmışım gibi yakama çiçek taktığını
bir yağmur şehrin bütün seslerini öldürse sen ve ben günün yirmi dört saatini öldürsek boğazlasak
ellerin göğsüme girse avuçlayıp kalbimi koparsa
sımsıcak
ben senin kanına girsem
kalbine kurulup otursam...
''...yaşama kafa tutmayı da öğrenebilirdi, O güzelim saçlarını bir kerecik olsun çıplak memelerinin üstüne dökmeyi becerebilirdi. Kendi olurdu. Ama sevecen bir erkeğin karısı olma dışında varolamadı, korkularına yenildi, bir tabağın, bir kilimin güzelliğini bütünlemekten öteye gidemedi.''
ilk Bi kaç sezonu iyiydi de son sezonu olmamış. Got gibi.. Yani Got derken game of thrones olan. Şaka şaka.. Bir yazar. Eski olanından.
Şaka maka Olm tutmuş film serisi gibi 6 ne lan? Elm sokağı mı bu, hızlı ve öfkeli mi? Kaça kadar gidecek bu daha? Yeni projelerlen gel artık ya. 2013 nere 2024 nere. Bitir artık şunu.
“Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, kendime bir yer… Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayrı yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.”
‘’bir zamanlar kendimi
bulunmaz hint kumaşı sanmıştım.
kaç metredir benim yokluğum?
benden daha çok var sanmıştım.
benim yokluğumdan dünyaya
bir elbise çıkar sanmıştım.
dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
sonunda ben de alıştım.
ah...dedim sonra,
ah!’’
"Kimselerin vakit ayırmadığı biriyim
Biliyorum.
Sıradan bir alışkanlık, körleşmiş
Bir küçücük ayrıntıyım
Biliyorum.
(Bir sigaranın tutuluşu örneğin
içilişi ve sonra atılışı)
Öfkem biraz da bu benim
Ya siz biliyor musunuz?
Saygısızsam, saldırgansam, acımasız
ilgisizlik besliyor kötü yanlarımı..."
kalbimi çatır çatır kırmış ve insanlara olan güvenimi ciddi biçimde sorgulamama sebep olmuş olsa da sözlükte iyi vakit geçirmesini dilediğim yazar. saygılarımı sunarım.
" Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine. Bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceği düşündüysem. Bir haksızlığı haykıran herkese senin soluğunu verdim. Bütün hapislerin penceresi yaptım seni. Sonra tuttum kenar mahallelerin yalnızlığını gösterdim, bir özür, bir bağışlanma umuduyla. Söze inandım, gövdene ondan çok... "