" Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor. "
Taksiciliği hobi olarak ve yeni insanlar tanımak için yapan Türk Dili ve Edebiyatı ve Sosyoloji mezunu yazar.
Neyse, size bir Oktay Rifat şiirinden birkaç dize paylaşayım.
sen lambayı yakar yakmaz
tanımadığım biri çıkıyor kapıdan
sen gelince sözgelimi
camdan bakınca ya da oturunca
vapurlar düdük çalıyor
tavan çarşaf gibi mavi ve düz
kucağımda bir ikindi meltemi
seni seviyorum.
" Evet, senin de anladığın gibi kıyamete çok az bir zaman kaldı. Dünya'dan geriye hiçbir şey kalmayacak. işte sevgili delikanlı! Bu yüzden, yaşadığın şu günlerin değerini bil! "
Ne yapsa sözlük yazarlarına yaranamayan ve eleştirilen yazar.
Nasreddin Hoca bir gün torunu ve eşeğiyle yürüyormuş. Mahalleli onları görünce, " Enayilere bak, eşeğin üstü boş kendileri yürüyor" demiş.
Ertesi gün ikisi de eşeğin üzerine binmiş, mahalleli, " Zavallı hayvana nasıl da yük bindiriyorlar, acımasızlar" demiş.
Ertesi gün hoca eşeğe binmiş, torunu eşeği çekmiş. Mahalleli, " Koca adama bak, çocuğu yürütüyor, kendisi eşeğe biniyor" Demiş.
Ertesi gün, torunu eşeğe binmiş, hoca eşeği çekmiş. Mahalleli, " çocuğa bak, ne kadar düşüncesiz, ihtiyar adamı yürütüyor " Demiş.
Yani diyeceğim odur ki dostlar, ne yazsam birileri tarafından eleştirileceğim. O yüzden nasıl yazacağımı, hangi konular hakkında başlık açacağımı bana bırakın.
Ermeniler asırlarca bir arada yaşadığımız kardeş bir halk. Onları sevdiğim için niye hapse gireyim amk? iyi misin sen? Ülkede düşünce özgürlüğü diye bir şey var.