bugün

önceden haşur huşur yaprak çevirirken şimdilerde tek bir sayfa bile çevirmeden sıkılmak. En büyük sorun isteksiz olmak sanırım yoksa kitap okunmak için. Zira gazete de okuyamaz olur insan zamanla.
parasız olan öğrenci aktivitesi. ister istemez elin korsana gidiyor ama vicadı sızlıyor insanın. sözlükte var mı bilmiyorum ama ödünç kitap veya takas kitap veya en güzeli hibe kitap portalları var mı bilmiyorum. konu hakkında bilgisi olan veya kitaplarını paylaşacak olanlar mesaj butonumun rengini değiştirmesi talep ediyorum.
belki depresyon, belki başka bir sebep; ama bir noktada da teknolojinin ilerlemesiyle değişen alışkanlıklara bağlı, kağıtla araya giren soğukluk. gerçi burada da e-kitap alternatifi çıkıyor okuyucunun karşısına. Ama olmuyor, bir türlü başlanan metin bitmiyor. göz alelacele şekilde özet görsel aramaya, zihin "neden bitmiyorsun" diye isyan etmeye başlıyor.
sayfalarca kod ezberlemenin verdiği istekszliktir. normaldir.
sözlüğe entry girmekten vakit bulamamaktandır. yahu hala beşinci sayfada kaldım be. sözlük vazgeçemiyorum senden.
kitaba odaklanamamak, kitap okurken aklına başka şeylerin takılması gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkan durum.
Çoktan beri vakit ayırıp yapamadığım ve özlediğim etkinlik.
hukuk fakültesi gibi kitap okuma esaslı bir lisans eğitimi alan, bunu takiben kariyerini de hukuk üzerine yapmaya karar verip o yolda ilerleyen bazı insanların başına gelen durum.

mazeret değil elbette, hukuk kitabı ile okuma kitabı arasında dağlar kadar fark olduğunun bilincinde herkes. fakat asıl nokta şu: asgari dört sene boyunca o kapkalın kitaplara gömülmek, hatta bir değil iki, bazen de üç kez okumak zorunda kalmak, fakülte bitse bile mesleki gelişim için okumaya devam edilmesinin gerekliliği gibi sebepler insanı okumaktan soğutabiliyor. ya da aşırı yükleme sebebiyle zihin ekstra okumayı reddediyor.

yine de kitap okuma alışkanlığını küçük yaşta kazanmış bireyler, bu bıkkınlığa rağmen, eline bir kitap almayı başardıkları anda devamını da getirebiliyorlar. yani burda önemli olan o kitaba başlayabilmek. gerisi zaten çorap söküğü.
yıllardır kitap okuyorum şimdiye kadar okuduğum kitap sayısını hatırlayamıyorum. ama artık kitap okuyunca beynim yoruluyor çok sevdiğim halde okuyamıyorum kitaplar işime mani olmaya başladı. psikolojimi bozmaya başladı artık bu yüzden çok istesem de kitaplardan uzak duruyorum. bundan suçluluk duyuyorum. ama yapmam gereken bir iş var ve buna dikkat etmem lazım.
Sınavlar kitaplarla arama duvar ördü sanki. kütüphane ve kitapçıya gidersem sınava engel olursa diye düşünüyorum. şu sınavlar bitse de kurtulsam ve kitaplarıma tekrar geri dönsem. yetkililere sesleniyorum. çok sayın yetkililer şu sınavları kaldırın artık.
her şeye bahanesi olan insanların bahanesinin olacağı olay.

ya arkadaş her şeye bahane uydurmak zorunda mısınız be? okuyamıyorum değil okumuyorum diyin.

spora yazılır gitmemek için bahane bulur, makyajını silmemeye bahane bulur, bilmem neye bahane bulur. 21 gün yap bakalım okumuyor musun okuyamıyor musun?
Kazandığımız para sadece ot gibi yaşamamıza yettiği için haftada bir kitap bile alamaz olduk.
Buna fırsat bulanlar da istediği vakti bulamıyor böyle bir kısır döngü.
Çocuk yaşlarda alışkanlık kazanılmadığı takdirde, olağan bir durumdur.
Ağacı yaşken eğmek lazım...
çöpü bile okuyan bir okurdan, alındıktan sonra ya hiç açılmamış, ya da birkaç sayfa okunup bırakılmış 150'nin üstünde kitabı olan bir 'okumayan adam'a dönüşme hali.

en heyecan verici bilim kitaplarını, mizahın ve ironinin ustalarını, modern kapitalizmin öğütemediği, hayata farklı yerlerden tututan asi yazarların kışkırtıcı eserlerini, nefes kesen polisiye romanları denedim; hatta kendi arkadaşlarımın kitaplarını aldım ki zihinlerinin benim daha önce fark etmediğim gizli delhizlerinin anahtarlarını bulabilirim diye, yine de çoğu okunmamış olarak bekliyor.

akşam yorgunluğu, hafta sonu uyuşukluğu, başka programlar, internette sonsuz bilgi ve malzeme derinliğinde kaybolmak... bir sürü gerekçesi var bunun.
Yaz aylarının sıcaklığı ile daha da zorlaşam eylemdir ki o ( kitap okumak ).
sabahin 6´sinda baslayan günün yogunlugunun, aksamin gec saatlerinde yavas yavas sükunete dönüsmesi sonucu, beden üzereni cöken yorgunlukla yataga girildiginde ele alinan kitabin acilan sayfasindaki ilk paragrafindaki ilk cümleyi daha bitiremeden uykuya dalma sonucu gerceklesen durum.
2. Sayfada uyuyup kaldığımdan dolayı okuyamıyorum sözlük, siyah kan gibi aşırı sürükleyici bir roman değilse sızıp kalıyorum, okuduğumdan da bişey anlamadığım için hep aynı sayfayı okumak zorunda kalıyorum.
kitap okumak obsesif kompulsif bünyemi zorladığındandır. çünkü bir kelimeyi ya da cümleyi acayip iyi anladığımdan emin olana kadar defalarca okuyup kafamda bir de ingilizcesini düşünüp sonra onu tekrar türkçeye çevirip anlam bakımından inceleyip analiz sentez bilmemne ettikten sonra diğer cümleye geçebiliyorum. zaten nerede kaldığımı unutuyorum o dalgınlıkla. kitap okuyamadığım için vicdan azabı çekiyorum resmen.
Ben zamanında çok kitap okudum ve sanırım kitap okuma kontenjanımı doldurdum. Şimdilerde en son ne zaman kitap aldım onu da hatırlamıyorum. Eskiden yani doksanlarda internet yoktu ve bir şey merak edince mecbur konuyla ilgili kitap alıyordum ama artık internetten okuyorum.
Bu aralar ben. Odaklanma sorunu yaşıyorum.
Pembe edebiyat değilde, tarihi ve ideoloji ne bulursam okuyorum en son 'milton w. Meyer- japonya tarihi' adlı kitabı okuyordum bitirmedim bitince editlerim.
Her ne kadar okumaya yeltenip polisiye romanlar alsamda bi türlü okumaya başlayamadım. içimde küçük bi ukte kaldı.
sınavlar gereğiyle son zamanlarda benim de yakındığım durum. sevgiliden ayrılmaktan farksız.
5-6 aydır muzdarip olduğum durum. umarım yeniden eski entel günlerime dönerim. nedense bu ara kafam çok doluymuş gibi hissediyorum.
Yürekten isteniyor ve dert ediliyorsa, geçici bir süreçtir.
Zaman Zaman hissedilmesi doğal olup, uzaklaşılsa da, çok ara vermemeye, hafif ve kolay okunabilir kitap okuyarak, isteği rölantide tutmak, işe yarar bir tutumdur.
Geçecek merak etmeyin.