Filmlerde dizilerde falan olur bu. Karakter bir olay yaşar örneğin karakterimiz telefonu geceleyın şarja takmayı unutmuştur bakar sabah telefonun şarjı sıfır kendime not telefonu yatmadan önce şarja tak der ancak o kadar mal herif bunu bi kağıda yazacağına kendi kendine konuşur sonra şarja takmayı yine unutur gerizekalı.
Kendini sırf dertlerini düşünmemek için oyunlara kaptırıp sana asosyal dediklerinde hiçbir şey diyemiyorsun. Evet, deme zaten. Kimse senin kendi kendine 2 dil öğrendiğini, okul birincisi olduğunu söylemeyecek. Elbet anlayacaklar. Geceleri seni sessizce ağlatan her şeyle yüzleşeceksin. Güçlü olmaya devam et.
kesmek, koparmak anlamındaki üz- den üzüm türemiş. salkımdan koparılıp yendiği için. ve tabi üzmek ve üzülmek... kalbin kırılması.
insan, kalbi hassas bir terazi niteliğinde... her zaman iyi niyetin, düşünenin üzülmesi vakidir. üzülmek kadar üzmek de bir mefhumdur ki onu ihmal edemezsiniz. insan komplike anlaşılmaz bir varlıktır, belirsizliğin ve kaosun ortasında ne yapacağı asla belli olmayandır.
ne incinen, ne de inciten ol... kimseye muhtaç hissiyatında kalma, kimseye yukardan bakma.
iyi ki doğdun! günün anlam ve önemine binaen geçtiğimiz iki yılda da olduğu gibi yine burada bu başlıkta aslında çok da önemli olmayan doğumunu kutsuyorsun. umarım kendine daha iyi davranmayı başarırsın. seni seviyorum.
bunu da seneye dinlemen için bırakıyorum, mutlu yaşlar.
yıllardır onu ve ekürisini takip ederek, vaktimi bu iğrenç eyleme harcayarak kendime nasıl bir kötülük yaptığımı fark ediyorum. aşka küstüm, kendime küstüm, etrafa küstüm, öfkelendim ve kırgınlıklarımla kendimi baş başa bıraktım. hayır sen bana hiçbir şey yapmadın, ben kendime yapmışım bunca zaman. çünkü kendimi hiç sevmiyormuşum. mesele senin beni gerçekten sevmemen değilmiş; ben kendimi sevmeyi başaramadığım sürece zaten beni seven bir erkekle karşılaşamayacakmışım ki. sen bana bunu gösterdin. sana bayılmıyorum da ama kızmıyorum da şu saatten sonra; seni ve kendime olan nefretimi serbest bırakıyorum. bugün, tam da şu an kendimi sevmeyi seçiyorum. kendimi seviyor ve onaylıyorum. geçmişi serbest bırakıyorum. şimdide olmak güvenlidir. bakın bu olumlamaları ciddiye alın; özellikle gerçek hayat dersleri aldıysanız olumlamalar içtenlik kazanıyor; öyle robot gibi tekrar modundan çıkmaya başlıyorsunuz. sevin kendinizi.
Intikam güzel görünmeyebilir dışardan ama sen kendi işini başkasına bırakmayı sevmezsin. Ağzına sıçılacak insanlar birikiyor hayatım, bir an önce güç kazanıp onların hayatlarını yerle bir etmeli ve umursamazca yaptıkları hareketlerinin acısını onların da tatmasını sağlamalısın.
Bir sürü çare biliyorum iyileşmem için yaralarıma sundukları:
Birinin ilacı: “Severken sevilmeyi bekleme,”
“Almadan vermeyi bil,”
Ötekinin: “Kendini sev,”
“Her şeyden önce sen,"
Hangisi peki?
Bu kadar zıt iki çareden hangisi?
Birinin ilaç dediği ötekine göre zehir değil mi?
Hepsi bir yaranın ilacı belli
Ama;
Yanlış yaraya yanlış çare basmaya gelir mi?
Bundandır ki bıraktım birini, ötekini.
Bekledim kendi yaramın dile gelmesini,
Bekledim bana çaresini söylemesini.
Kapadım kulaklarımı tecrübesi hayattan hekimlerin çarelerine,
Ve
Döndüm tek gerçek çareyi bulacak hekime;
Kendime.