asmayalım da besleyelim mi? diyordu büyük komutan. asmayalım da besleyelim mi? kana susamıştı besbelli. cana susamıştı belli ki. ölü bedenlerden haz alan bir nekrofili hastası gibiydi. dünyaya dair taptaze umutları biçmeye and içmişti adeta. yok edeceklerdi sevgiyi, kardeşliği, umudu, mutluluğu. başaramadılar, başardıklarını sandıkları halde. çünkü bir öldük, bin dirildik biz. bakmayın birbirimizi yediğimize. geçmişimizi böyle bir adam kirletmişken elbet biliriz birbirimize kenetlenmeyi vatan tehlikedeyken. yine hazırız ölmeye daha güzel bir dünya için. çünkü bizler bir ölüp, bin dirilenleriz. bizler bu ülkenin en çok ihtiyacı olanlarız. daha güzel bir gelecek için ölmekten hiç korkmayanlarız.
bazılarının "yaşasın" diye başlayan cümlelerinin sahibi, bazıları için "kahrolsun" diye devam eden cümlelerin ithaf edildiği kişi. o kadar insanın ölümünün sebebi, o kadar ananın o kadar babanın gözyaşlarının akma nedeni. ressam diye anılıyor, sanatçı kişiliği konuşuluyor. biz biliriz onun sanatının katletmekten ileri gidemeyeceğini. belki öldürdüğü insanların portrelerini çiziyordur boş zamanlarında. yaptığı resimlere "ilmekte deniz", "çocugun ölümü", "katilliğin dayanılmaz hafifliği" gibi isimler veriyordur. bilirim ben onun sanatını, insan sevgisi olmayan yerde sanat olmaz. sanat ruh işidir, can işidir. canlara kast edenlerin işi değil. otorite sağlamak için adam gibi adamları öldüren, yurt sevgisiyle dolu olan gençlerin öldürülmesini isteyen "insanların" işi değil. yaratıcılığını ve sanatçılığını kullanarak yeni işkence metodları, yeni öldürme stilleri geliştirebilir bu "insan" sadece.
ece temelkuran anmıştır kendisini bugün. yazdığı yazı ile sabah sabah boğazımızda bir kaç düğüm atmıştır.
'kenan paşaaa! kenan paşaaa!
bugün 21 dakikalığına öl. öl. 21 dakika öl ve geri gel, yeniden ve yeniden öl sonra, yeniden ölmek için yeniden diril. kaç çocuğu katlettiysen o kadar kere, hepsi için öl sen bugün. kenan efendiiii! bugün 12 eylül; bu memleket seni en derin ve en taze intikam hisleriyle selamlar! bir gün çıkacağın sanık kürsüsünde salya sümük ağlarken korkudan yerlerde süründüğünü görmek dileğiyle...
ve bunu ne kadar kalpten söylediğimi anlatamam kenan paşa!'
başbakanı seven çocuk'tan esinlenip kendisine bir şiir yazdım. umarım bu satırları okur. netekim sanat adamı, yoğun insan, meşgul insan. okuması uzak bir ihtimal. okumasa da olur netekim.
kenan paşam, evren paşam
netekim paşam, marmaris paşam
salvador paşam, dali paşam
sanat adamı, cici paşam, tonton paşam.
her hasan mutlucan dinlediğimde
aklıma sen geldin paşam
her tank sesi duyduğumda seni andım
kaka abiler sana kaka dedi inanmadım paşam
cicisin sen cicilerin cicisi
sanatçıların sanatçısı
salvador dali kim sen ondan daha dali'sin paşam
tazminat davaları seni yıldıramaz sen paşasın
bu resimler de ne aynısını sen de yaparsın.
babam kardeşimin adını erdal koydu sana inat
gıcık oldum netekim vurdum vurdum vurdum
ağladı daha da vurdum çocuk demedim, yaşına başına bakmadım.
suç işledim onun üstüne attım babam çocukluğuna verdi gene de.
ben acımadım gene vurdum vurdum vurdum ağlattım.
dövmeyelim de sevelim mi paşam?
ne öğrendimse senden öğrendim.
24 kasım'da öğretmenime çiçek alıyorum
öğretmenler günü dedin adına bugünün
öğretmenlerimizi sevindirdin paşam
hapislerden kurtardın, işkencelerden kurtardın onları
sana minnettardırlar heralde benim cici paşam.
12 eylül'ün günah keçisi ilan edilmiş adamdır. bu durum yanlış bir durumdur çünkü bu adam darbeyi bir başına yapmamıştır. kendisinin bu şekilde öne çıkarılması darbede emeği geçen diğer insanlara yeteri kadar sövülmemesine neden olmaktadır.
kenan evren bir tesadüftür. kurulu düzen, şartlar, sscb nin gıdıklaması, abd nin arı kovanına çomak sokması sonucunda ortaya çıkan kaosun kendisi bir felakettir zaten. her gün yüzlerce insan ölüyordu. sokaklar çetelerin, grupların malıydı. paşamın dediği gibi "demokrasi kendi kendini kontrol edemiyordu". ordu en sağlam ve en konservatif kurumdu. halka sorsanız ordunun olan bitene dur demesi gerekiyordu. bu şartlar altında yapılması gereken belliydi. ancak tartışma konusu bunun yapılma mecburiyeti değil, nasıl yapıldığıydı.
çok canlar gitti, çok aile perişan oldu acı çekti. fakat hala kime kızdığının farkında olmayanlarımız var. piyonlara ya da tesadüfen görev başında bulunanlara kızmakla elimize hiçbir şey geçmez. sen hele kuklayı oynatanı bulabiliyor musun; perdenin ardındakini görebiliyor musun onu söyle.
kendi halkina bu denli buyuk acilar yasattiktan sonra sonu diger diktatatorlerden farkli olarak idam, intihar ya da hapiste curumek olmayan, payina haddinden fazla dusen yasamini sovalesinin karsisinda vicdani kadar ucubik ciziktirmelerle geciren kisiliksiz kisilik .. gectigimiz yuzyilin en sansli diktatoru de olsa kendileri; dort duvardan, celladinin elinden, sakat vicdanindan kurtulabilmisse de, tarihin elinden kurtulmak o kadar kolay olmayacak...
ünlü darbeyi yaptıktan sonraki "halka sesleniş"lerinde sağcıyı solcuyu, genci yaşlıyı, sünnî'yi alevî'yi birleştirenin aynı allah'a tapmak olduğunu vurgulayan nev-î şahsına münhasır cuntacı.
yakın zamanda chp'nin ırkçı muhalefetine "artık bu iş böyle süremez, yeni bir şeyler yapmak lâzım" diyerek insanları dumurdan dumura sokmuş, cezasını çekmemiş suçlu.
şimdi o'nun 80'lerde benimsediği rolü benimseyen kişiler demokrasi ve "kürt meselesi" konularında söz sâhibi. bir 25 yıl sonra daha yine binlerce insan öldükten sonra onlar da yerini yine 80'lerin kenan evren'ine terk edecek tek korkum, ve emekliliklerinde en demokratik beyanatları düzecekler, içinde "federatif yapı" bile geçen.
görev başında olmadığı zamanlarda doğru konuşarak eski saçmalamalarını kapatacağını sanan adamların ve kadınların önde giden örneklerinden olmuştur kendisi anlayacağınız. bu bakımdan iyi bir "rol model"dir.
darbe yapmadan 1 gün önce darbe planları açığa çıksa darbe yapması herhangi bir nedenden dolayı engellense ve darbe yapamasa, bugun nasıl ergenekon iddiaları inkar ediliyor o zaman da bazı kesimler tarafından ülkesine o kadar hizmet etmiş koskoca orgeneral darbe yapar mı diye savunulacağından emin olduğum insan.
demek ki neymiş yıllarca askerlik yapmak orgeneral olmak darbe yapmaya engel değilmiş.
asla unutulmayacak, işbirlikçi, mide bulandırıcı çiziktirdiği şeylerle sergi açan, kıt beyinli bir takım insanlarında bunu satın aldığı, son 28 yılın sorumlusu darbeci efendi.
nasıl o kadar iyi mevkilere layık görüldüğünü asla anlamadığım ve anlayamayacağım kişidir.
kürt' ün karda yürürken kart-kurt diye ses çıkaran insanların lakabı olduğunu sanan, emel sayın' dan "sabile" yi söylemesini isteyen cahil bir adamdır en nihayetinde.
bu adamın, cumhuriyetin en üst kademesine tırmanması, hastalık neticesinde zeka kaybına uğrayan otistik çocuklarımıza, kendilerine güvenmeleri halinde neler yapabileceklerini gösteren bir ışık olmuştur.
12 eylül 1980 darbesinden sonra batıya hizmet ederek ideolojisi olan gençleri hunharca astıran ve ülkeyi apolitik bir oratama sürükleyen bu günün gençlerinin vurdumduymaz olmasına neden olan kişi.
o darbe olamasydı ne olur ya da olsaydı da o gençler asılmasaydı ne olurdu bunlar ayrı ayrı tartışılır ama neden olduğu sonuçlar ve onlarca gencin canını almasından mütevellit yargılanması gereken kişidir.