şu sıralar eleştirmenin, darbecilik ve otoriterlik ile özdeşleştirmenin moda olduğu ideoloji. aslında tam olarak da bir ideoloji sayılmaz. kemalizm osmanlı devleti'nin son dönemine bir tepki olarak doğmuştur. tepkisel bir harekettir. kısa zamanda çok iş yapabilmenin aracıdır. kısa zamanda çok iş de yapmıştır.
kurtuluş savaşı bittiğinde bu ülke bugünkü (ve o günkü) ırak ve afganistan'dan çok daha kötü bir durumdaydı. bütün ülke tarikatların, şeyhlerin elindeydi. eğitim, okuma yazma oranı özellikle kadınlarda çok çok düşüktü. sanayi üretimi sıfıra yakındı. halk savaştan çıkmış ve perişan haldeydi. osmanlı saltanatı sevr antlaşmasını imzalayacak kadar vatanını unutmuş, kendi derdine düşmüştü. kemalizm böyle bir ülkeye büyük bir dinamizm kazandırmıştır. türkiye'yi değerlendirirken batı ülkeleri ile de karşılaştırma yaptırılabilir ama türkiye'nin nereden nereye geldiğini görmek daha sağlıklı bir değerlendirmedir.
türkiye'de osmanlı'nın kalıntıları da hala devam etmektedir. osmanlı zihniyeti bu ülkede hala mevcuttur. "egemenlik kayıtsız, şartsız allah'ındır" demiş olan bir başbakana sahibiz. kemalizm işte buna bir tepkidir. bunun panzehiridir. atatürk de bu tepkinin ortak değeridir. tarihi tamamen unutup, sadece bugüne bakarak değerlendirme yaparsak, kemalizm bize absürd, gereksiz gözükür. ama tarih çoğumuzun hafızalarında yer etmektedir ve iyi ki de etmektedir.
izmir'in seçimlerde aynı partiyi tekrar seçmesini asalet, ankara'nın aynı partiyi tekrar seçmesini ise cehalet diye nitelendiren çelişkili insanların zihniyeti.
1* (bkz: kemalist ulusculuk): ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savunur. ulus kavramına ne ' ırk ' nede ' din' sokar.ulusu ortak geçmiş, ortak dil, ortak kulture dayalı bir olgu olarak tanımlamıştır.. yani son 50 yıldır kullanılan ırk ve din oyunlarının oynanması için gerekli zemin hazırdır. *
2* (bkz: kemalist cumhuriyetçilik): özgürlükçü, sivil toplumcu, katılımcı anlayışı içerir.
3*** (bkz: kamalist laiklik): dine saygılı ama dinin siyasete karışmadığı ,aklın ve bilimin ışıgında sorunlara çözüm arayan bir toplum, akla ve bilime dayanan bir (bkz: milli eğitim) öngörür. bazı kuşakların demokrasinin, bazı kuşakların ise bir din devletinin gereklerine göre yetiştirilmemesine karşıdır.
bu kadar basit cümleler açıklanan bi olayı nası sindiremez insanlar hala anlamış değilim.
4* (bkz: kemalist halkçılık): sınıfsal ayrıcalıkları reddeden, seçkinciliğe karşı çıkan toplusam düzende emeğe öncelik tanıyanbir toplumculuktur.
5* (bkz: kemalist devletçilik): ekonomide özel kesime karşı olmayan , hatta destek olan, ama toplum yararının gerektirdiği 'akılcı kullanımı devletin' gözetmesini öngören bir temel üzerine kurulmuştur.
6* (bkz: kemalist devrimcilik): eskimiş kurumları değiştirip çağın gereklerine uygun yeni kurumlar oluşturma ve gereksinmesinden doğmuştur. koşullar değiştikçe aklın ve bilimin ışığında sürekli yenilenmeyi en ileri çözümler bulup uygulamayı öngören bir ' sürekli devrim' anlayışına sahiptir.
miadi dolmus ideojiymiş. 21. yuzyıldaymişiz. lan sizin benimsediğiniz ideoloji ne zamandan kalma ? bin yıl, 2 bin yıl ?? daha eksi ? kıcımın kenarlari...
miadı dolmuş ideolojiymiş,onun yerine tayyip'in islam alemi halifesi olmasını destekleyen ideolojileri benimsemeliyiz,onlar daha ilericiymiş,zaten bu bilimde şimdi bulunan şeyler varya onların hepsi kuran'da yazıyomuş olum,valla lan.
son iktidar dönemi 60 yıl öncesinde olmasına rağmen sürekli hedef gösterilen ideolojidir. sebebi ise abd ve işbirlikçileri için bir öcü olmasıdır. ileri olduğunu savunan batı emperyalizmine karşı bir savaş vereceksin ve batıya rağmen çağdaş olacaksın, köy enstitüleri kurup halkı şeyhin şıhın elinden alacaksın, batıya teslim olmuş bir hanedanı ülkeden kovacaksın, kamu iktisadi teşebbüsleri kuracaksın, bölgedeki ülkelerle düşman değil kardeş olacaksın; daha ne olsun, katli vaciptir!
resmi ideolojidir. 1. sınıftan itibaren okullarda öğretilmeye ve dayatılmaya başlanır.
ilkeleri:
1) türküm doğruyum calıskanım
2) atam atam, sen kalk ben yatam
3) türkün türkten başka dostu yoktur
4) ya sev ya terk et den ibarettir. dogmatik ve hamasidir. içi tamamiyle boşaltılmıştır. tarihi o kadar çarpıtmıştır ki, bu yüzden türklerden başka herkes, türk tarihi ile alay eder.
bu bağlamda ülkemize en fazla zararı veren ebleh ideolojidir. pencesinde bulunanlara acil şifalar dilerim.
mustafa kemal, toplum ve yönetim ilişkilerini tanımlarken, ulusal egemenlik gibi ortak öğeleri içeren bir toplum, dinle devlet işlerinin ayrılması, pragmatik akılcılık ve milliyetçilik gibi ilkelere sahip bulunan bir devlet yapısını söylevlerinde ve nutuk'ta iletmektedir. atatürk kullandığı bu olgular bütünlüğünü modern devletlerin temel karakteri olarak adlandırmaktadır. bu yapıları içeren devlet görüşüne bazılarınca kemalizm denmektedir. kemalizm, türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisi ve aynı zamanda türkiye cumhuriyeti'nin değişmez resmi ideolojisidir... vikipedi amca boyle tanimlamis.. copi peystin gozunun yagini yidim..
mesele su dur ki;kemalizm bir ideolji degildir,sadece turkiye cumhuriyeti`nin kabul ettigi bir akimdir,cunku baska bir devlet bu akimdan etkilenmedigi icin( cezayir kurtulus militanlari haricinde) ideoloji olmasi beklenemez..
temel olarak alti farkli ana temadan olusmustur..bu alti temadan cogu hatta hepsi su gun icin iflas etmistir..
zamaninda gerekli olan milliyetcilik su gun ulkenin yobaz sinifinin eline gecmistir.. *
laiklik sozcugunu ise artik liboslar, irticacılar, ılımlı islamcılar, sorosla kol kola girmis "dusunce kurulusları" h. cemaller, taha akyollar,zaman gazetesiyle aynı agzı kullanıp turkiye nin kuresel surece eklemlenmesi surecinde tornavida gorevi ustlenmiş yeni tureyen sosyalistler kullanıyorlar..
diger dort tema iste gelismekte olan her ulkenin yaptigi seylerdir..
devletcilik;mustafa kemal istemediysede yapmak zorunda kaldigi bir temadir,ulkenin o zaman ki endustriyel durumu goze onunde bulundurup yapacak hicbirsey olmamasindan dolayi karma ekonomi sistemi politikasidir ki ulkenin 30 yillardan 50li yillara kadar bugdaya bile ac kalmasinin sebebidir, nitekim baska caresi yoktur, cunku asagi yukari 20 yildir savasan bir ulkenin tekrardan ozel sektorle ekonominin kalkinmasi imkansiza yakin bir haldir..
halkcilik;bu tema kesinlikle basarili olmustur(50lilere kadar),genel okuma seferberligi ilan edilmis,insanlarin yasayislarini ve kultur duzeylerini genel olarak ilerletilmis ve 50lilerden sonra bitmistir..
inkilapcilik;cumhuriyetin ilk 15 yilindan sonra unutulmustur..
içinde demokrasi barındırmaması nedenıyle yokolmaya ya da tedavulden kalkmaya mahkum olan bu gune kadar hakım sınıf tarafından hakımıyetın devamı için buyuk bır ustalıkla kullanılan ancak hakımıyet altında bulunan muhalıf kesımın taktık değiştırmesıyle(yuzlerını avrupaya dondurmelerı)zor gunler yaşayan turkıye cumhuriyetı'nın en etkın ideolojisi. antıdemokratık her oluşum demokrası karşısında kaybetmeye mahkumdur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş ideolojisidir. ilkelerini nereye çekersen o " izm " i yaşarsın. Milliyetçiliği ön plana çıkarırsan bir nasyonal sosyalizm , devletçi - liberalizmi ön plana çıkarırsan bir devlet kapitalizmi elde edebileceğin türden amorf bir ideoloji. Sınırları mevcut konjontüre göre her zaman değişebilen pragmatist bir ideolojidir. Ancak evrimsel bir kararlılığı olmayan herhangi bir tür ya da organik bağ doğası gereği tutarlı ve kendisine baskın olan " izm "ler tarafından geride bırakılmaya mecburdur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana geçen 85 yıllık süreçte bu kararlılık darbeler ve tek parti yönetimleri, emperyalizm kuyrukçuluğu ve ulusal kapitalizm dönemleri ile suni bir şekilde sağlanmaya çalışılmaktadır.
komünizmle hiçbir açıdan kesişmeyen doktrin. ikisini kesiştirmeye kalkanlar devrimciliğin, sol ideolojinin imajından yararlanmak isteyen ulusalcı faşistlerden başkası değildir.
komünizmle hiçbir açıdan kesişmeyen doktrin. ikisini kesiştirmeye kalkanlar cumhuriyetçiliğin, kemalist düşüncenin imajından yararlanmak isteyen sözde solculardan başkası değildir.
gericiliğin, bu aziz toplumu her alanda geri bırakan zihniyetin ta kendisi olduğunu, gerçek dogmatik; işlemeyen beyinlerin fark etmesi, idrâk etmesi zordur. onlar ancak sosyalbilimleri 'terk ederler' konu bu olunca... refleksif sevgileri(!) tapınsal düzeydedir ve içsel-buyrultusal müthiş(!) sarsılmaz bir yapı arz etmektedir. ayrıca az buçuk durumu fark edip de kafa konformizminin dayanılılmaz câzibesini terk etmek istemeyenlerin 'kemalizm, atatürk'ten sonra icâd edildi' diye cümleler sarf etmeleri ise akıl ve vakit sarfiyâtıdır. iyi(!) bir ingiliz mûhibi olan mustafa kemal, putlarının, pardon kutsal büstlerinin dikilmesi işiyle 'bizzat' âlakadar olmuştur ki dünyada eşi benzeri olmayan mütevâzılıkta bir icraattır(!) bu...
(bkz: akıl tutulması)
kuzey kore gibi aç, muhtaç -lâkin ne gâm- yiğit(!), süper hisli(!), şanlı milliyetçi(!) ama kıçında çuval bezinden üniforma olan yüce bir ülke(!) olmaya giden en sağlam, en kestirme yol.
bin yıllık güçlü ve anlamlı kültürümüzle, demokrasi ve ilerlemeyle âlakası, ünsiyeti, muhabbeti olmayan âtıl soft-faşist kandırmaca. hâlâ aksini iddiâ eden uyuşuk kafa konformisti sathî gâfil zevâta çükümle gülerim, o (g)ayrı...
ha, ille dîne kıl olacam; entel dantel imajı neşredicem havasındaki dandik tiplerdenseniz şu aşağıdaki bakınızla zikredilen fikir çok daha mâkul ve insanîdir, onu alınız, içselleştiriniz.
(bkz: sosyalizm)