büyük sanatçıdır. malesef şu zamana kadar eşine, benzerine dahi rastlanmamıştır. mizah yeteneği eşsiz, muhteşemdir. sonsuza kadar yaşayacaktır büyük üstad.
Film paketi bulunan, arada açıp Tokatçı'yı izleme sebebimdir. Çok değerlidir benim için. Daha dün Ali Sunal'ın tweetleri sayesinde Hababam Sınıfı'nı izledim youtube üzerinden.
filmlerde oynadığı karakterlerin aksine halktan kopuk, burnu havada ve ukala olan rahmetli oyuncu. oyuncu derken 32 dişi birden gösterecek şekilde sırıtıp eşşoleşşek demenin haricinde pek bir yeteneği de yoktur.
ölüm günün nadir hatırladığım simalardan. her zamanki gibi bir sabah kahvaltısı esnasında 5.sınıftayken(burdan yaşımı belli etmiş oldum neyse) kahvaltımı büyük bir iştahla yapıp kalan 15 dakikalık süreç için televizyon izleyeyim dedim. şimdi sabah haberlerini izliyorum deseniz ha ha lan 5.sınıfta oturulur haber mi seyredilir dersiniz ama açıklayayım, bir kere akşam haberlerini hiç sevmiyorum nedense bu sabah haberleri bir keyifli geliyordu bana, güzel oluyorlardı, birde o zamanlar büyük adam olmaya özeniyordum aslında. her izlediğim filmde, dizide beynime büyük adamlar sabah kalkar ve televizyonu açıp haber seyreder sonra kahvaltısında gazetesini okur diye bir algı vardı. o dönem böyle gazete imkanım olmadığı için yapmadım bunu, imkan bulduğumda da yemek yerken bir şey mi okunurmuş lan deyip okumam hala. evet işte tam öylesi bir anda önlüğüm düğmelerini iliklerken, yakalağımı takarken bir haberde alt yazıda kemal sunal öldü alt yazısı. o zamana dek ne böyle bir yakınımı, ne de böyle herhangi bir ölüm haberinin farkında olurdum. bana gelen ilk ölüm haberi bu olmuştu, olum o nesil olarak ünlüleri say desen ilk kemal sunal derdi bizim yaşımızdakiler internet mi vardı torrenten film indirip izleyelim, doğru dürüst sinema mı var ki biz gidelim. akşam asmalı konaklar, zerdalar*** olursa hababam sınıfı, zübük, tosun paşa, zübük, çöpçüler kralı onları izlerdik işte. evet o haber ve ben gözüm yaşlı mutfağa gidiyorum anne kemal sunal ölmüş, sanki annemden bir yakınımızı kaybetmişiz gibi bir tepki bekliyorum ama nafile bir ufak tepki verdi geçti ben ise insanlar ölüme karşı nasılda soğuk diye hayatı sorguluyorum çocukluk işte ne yapasın. o halde okula gidiyorum işte sonrası yok.
hemşehrimin** ölüm haberi ilk kez hissedişimdi ölümü, ilk kez bir ölüme ağlayışımdı. ilk aldığım ölüm haberiydi kemal sunal'ın ölümü. üzerinden geçen 13 yılda sanki hiç ölmemiş gibi hissettiren de nadir insanlardan. hala gülüyoruz, hala izliyoruz ve muhtemelen torunlarımız dahi izleyip gülecek. bu vesileyle söyleyelim allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
şu sahneyi belki 100 kere izlemişimdir. replikleri ezberledim. ama her izlediğimde sanki ilk defa izliyormuşcasına kahkaha atıyorum. şener şen le karşılıklı oynadıkları sahnelerin hemen hepsinde aynı tepkiyi veriyorum zaten.
eğer cennet diye bir yer varsa sırf bu kadar insanı güldürdüğün, mutlu ettiğin için bile orada olmayı hak ediyorsun usta.
"allah belanızı versin, eşekoğlu eşekler, bir sürü namussuz ırz düşmanları, hayvanoğlu hayvanlar. öf yeter be artık içelim."
hayatım boyunca gidişinin ardından göz yaşı döktüğüm değerli insanlardan birisidir kemal sunal. ilk herkesin teyzesi ''adile naşit'' için ağlamıştım. o dönem çocuk yaşlardaydım, uykudan önce programını izlemeden yatmaz, adımı söylemesse üzülürdüm. yıllar geçti, kemal sunal'ı, sadri alışık'ı tanıdım. hepsinin yeri farklıydı ama kemal abi'nin yeri bambaşkadır benim için. o dönemler, bugünün cd film satan, o dönemin vhs - beta max film kaseti kiralayan dükkanlarından her hafta kemal sunal filmleri alır izlerdik, ben bir kemal sunal filmini günde 3 kere üst üste izlediğim bile olmuştur. hatta o dönem, kemal sunal öldü diye bir haber yayılmıştı etrafa, bizimkilerden ben bunu öğrendiğimde oturup ağlamıştım. ölemez demiştim, kemal sunal ölmez. o çocuk aklımla, akşama filmi var televizyonda yalan haberdir bile demiştim. haber yalandı, kemal sunal ölmedim diyordu inter star'da.
yıl 1995, herkesin abi dediği adamı, sadri alışık'ı kaybetmiştik. sadri abi içinde döktüm göz yaşı, olmadı be usta dedim, erken gittin diye dert yandım. yıl 2000, temmuz sıcağı ben, lise'nin kurtarma sınavlarına gitmiştim, geldiğimde annem, kemal sunal ölmüş dedi. hissizleştim o an, daha öncede öldü demişlerdi, yalandır dedim tv yi açıp bekledim. altyazı maalesef doğruluyordu herşeyi. 3. cü gözyaşımda kemal abi için düşmüştü. allah rahmet eylesin, gerçek sanatçılardan biriydi.
hayatımda 3 temmuz gününü ölümsüzleştiren eşşsiz şahsiyettir kendisi. o gün ilk işe başladığım gündü. ürkek havam henüz uyanmamışken radyodan kemal sunalın öldüğü haberi geldi. işyerindekiler yok yaa şakadır bir kere daha böyle olmuştu hatta salasını bile okumuşlardı gibi kabullenememenin savunmasını yapıyorlardı. ben de onlara inanmak istedim. ortaya koyduğum savla da inancımı kuvvetlendirdim. kemal sunal lan bu yani şaban. şaban ölür müymüş hiç! fakat heyhat. haber dibine kadar gerçekti. yaz sıcağının bunalımı bu haberle kavurmuştu yürekleri. o dönem rtük filmlerini 12'de göstermesini emrettiği için televizyondan meraklı köfteci filmini izlerken uyumuştum. an gibi hatırlıyorum atv vermişti ölmeden önceki cumartesi günüydü. o an garip bir pişmanlık güdüsü sarmıştı içimi. keşke filmi seyrederken uyumasaydım diye.
gün boyu radyoda çalan tüm şarkılar ona ithaf edilmişti. kıraç'ın 'gidiyorum buralardan tüm rüzgarlar senin olsun' şarkısı çalınca saklanarak ta olsa göz pınarlarımı serbest bırakmıştım yedi karanfilin ayyüzlüm melodisi eşliğinde...
ölüm o an somutlanmıştı gözümde. çünkü hep falanca veya filanca ölürdü ve çokta üzerinde durmazdım ölmüş işte herşeyin başı olduğu gibi sonu da olacaktı derdim bizi vurmayacağı düşüncesiyle. ama işte barıştan sonra şabanımızı da almıştı kara melek. o dönem iki sanrım vardı. ilki ünlü insanlar ünlüdür hep o yüzle kalır asla onlar ölmezdi . ama olmuştu işte. o hayatımızı kahkahaya boğan adam hepimizi can evimizden vurarak gitmişti. ikincisini de ölümünün şokuyla unuttum. her gidiş zamansızdı, ama kemal sunalın gidişi çok erkendi...
ölümünün üzerinden tam 13 yıl geçen büyük usta. allah rahmet eylesin, hala onun filmlerine bakıp gülüp eğlenebiliyorsak bu onun gerçekten büyük sanatçı olduğunu gösterir.