yatağınıza doğurması. kyk'da kalırken başıma gelen hüzünlü bir olaydır. iğrenç geçen yaz okullarından birinde kedinin teki yatağıma eniklemiş, manzarayı anlatmak istemiyorum kan revan içinde her yer... üstelik odaya da sokmuyo beni pis kedi hayvanı, patilemeler böyle bir hışımlar. baktım olacak yok odayı terkettim, yaz okulunun kalan kısmına arkadaş evinde devam ettim. kötü mü oldu? bence iyi oldu ama kedinin yaptığı ibneliği unutturdu mu ? bence unutturmadı.
sabah uyandığında sokak kapısının ardına kadar açık olması ile karşılaşmam. şerefsizin adı felix ve bir şekilde kapıları açabiliyor. o gece kitlemeden yattıysan eğer sabaha kadar evi manitular koruyor. yok evde köpek de var ama sadece kendine köpek. hırsız gelse kendini sevdirir ki o daha büyük şerefsiz.
üzülerek hatırlarım ki geçtiğimiz sene 18 yaşındayken vefat eden biricik kedim asya, onun onaylamadığı bir davranışta bulunduğumuz taktirde sırf bize inat olsun diye gözümüze baka baka ekmek sepetinin içine kendisini sıkarak ancak bir damla çiş bırakması hadisesidir. tabi birde gay kedimiz balki vardır ki o da kapalı kapılardan nefret eder. kapalı bir kapı gördüğü an dakikalarca miyavlar o kapı açılır ve o da açılan kapıdan içeri girmez şöyle bir bakar döner arkasına devam eder. kedilerin ibnelikleri derken balkimiz erkek bir rus mavisidir fakat tüm canlıların dişi olanlarından nefret eder.. biz onu öyle kabul ettik canımızdır.
sabah işe giderken, uykulu gözlerle servise yetişmek için hızlı adımlar attığınız anda bir apartmanın alt katının pencerisinden "miyaaaaaaaaaaaav" diye çemkirerek üzerinize atlamasıdır.
korktum lan hayvanoğlu hayvan.
bir yaz akşamı evde tek başına uyunurken, birinin ittiği hissedilir. Gözler açılır evet yumuşak bir şeyle dürtülmeyle itilme arası bir fiildir sırtınızdaki, hemen dönersiniz sırtınızdaki ürperti karnınıza doğru yol alırken...
Sonra bir de bakılırki bir sokak kedisi, açık olan balkon kapısından içeri dalmış, yetmemiş yatağa yatmış, yetmemiş biraz daha yer için ittiriyor. Göz göze gelirsiniz. Geldiğiniz anda ok gibi kaçar. Kapıyı kapar yatarsınız.
Ertesi gün açık kalan diğer kapıdan salona ve sonra mutfağa girdiğini ve dün yemiş olduğunuz yemekleri saça saça yediğini görürsünüz.
george orwell'in hayvan çiftliği'ndeki kedi çok ibnedir. işten kaçar, bunu yapınca da sevimliliği ve inandırıcılığı ile hep bahane bulup yırtar. rahatına düşkündür. çok çakaldır bir de. dört ayaklılar dosttur mottosuyla ve kuşların da kanatları ile birlikte dört ayaklı kabul edilecek kanununundan sonra çatıya çıkar serçeleri kandırmaya çalışır. bakın hepimiz dostuz gelin pençeme dokunun gibisine. * ama ilk hayvan - insan savaşına katılmış hakkıyla savaşmıştır. ağıl savaşı gazisidir yani.
ne zaman hatun görse satışı koyuyor arkadaş anlamadım ki ? Dişi birde , lezbiyen mi lan yoksa ? yo yo yo ben bu yükle yaşayamam , satarım onu satanist pazarında lan. *
çok var ama karınları doyup uykuları geldiğinde kucağınıza atlayıp göbeğinize kıvrılırlar ya, hepsini unutursunuz. bu arada üç kedi büyütmüş biri olarak iran kedisinin yaptığı gibi bir ibneliği hiçbirinde görmedim. çok güzel ve bunun farkında. küçük dağları ben yarattım edasında gezinir hep. kendinizi öldürseniz sizi takmayacağı varsa takmaz. insana kendini kötü hissettirir. ne gereği var ama maksat ibnelik olsun işte...
yapmamasi gerektigini bildigi her seyi gozunuzun icine baka baka, tepkinizi olcerekten yapmaya devam etmesidir. kanepenin kenarlarini tirmalamamasi gerektigini bilir, ama yine de tirmalamaya baslar, oglum!, n'apiyosun sen bakayim dersin, patiyi ceker ama pati hala havadadir, sonra gozlerinin icine bakarak agir cekimde patiyi kanepeye degdirir, sonra tirmalamaya baslar yavastan, tekrar, pist hist dersin, yine ceker patiyi, yine yaklastirir. adeta seninle dalga gecerler ama sana gelip de bir defacik surtundu, kendini sevdirtti mi butun kizginliginizi unutuverirsiniz.