bugün

yurdumun cin insanı tarafından altmış yaşından sonra namaza başlama sebebi olarak kullanılan telafi maksadı taşıyan ibadet.
böyle bir namaz var ise tüm müslüman olanların hayatı boyunca yapması gerekecek olaydır.
(bkz: dinimi ogreniyorum)
kaza namazini sunnetlerden daha onemli goren ve kaza namazi olan kisinin sunnetleri kilmasini mekruh sayan mezhep de safiidir. hanefide boyle bir sey yoktur.
kaza namazı sadece zorunluluklardan doğan durumlar neticesinde kazaya bırakılabilir,keyfi yapılamaz.
kazara kılınamayan namazlar içindir ama sorumlu olmasına rağmen yıllardır kılmayan ve sonradan namaza başlayan müslümanlar için * de bir nevi tevbe kapısıdır. allah ın affına sığınalım.

bizim gibi kazaya kalan vakit namazları bir hayli fazla olan arkadaşlar için açıklama: önce ezan okunur, sonra kamet getirilir daha sonra da "niyet ettim allah rızası için en son borçlu olduğum öğle * namazının kazasını kılmaya" denilir ve kılınır. allah kabul etsin.
ertesi gun hapidir.
vicdan azabim.
yanlislikla kilinan namazdir.
hz.muhammed'in hiç kılmadığı rivayet edilen namazdır. kendisi çok nadir de olsa (savaş gibi nedenlerden ötürü) namaz kaçırmıştır. ama kaza namazı şeklinde bir niyet etmemiştir. normalde her farzın iki rekat olduğu bilindiğinden, ekstradan 2 rekat daha kılınan bazi vakit namazlarının (ikindi, öğlen, yatsı) kaza yerine geçebileceği söylenmektedir. ayrıca sünnetlerin de bu duruma tabi olabileceği ama mezheplerce ne olursa olsun borç olan namazların kazasının yapılması tavsiye edilmiştir. şahsi kanaatim ise, namazı borç olarak kılmaktansa, yaradan ile hiçbir vasıta olmadan girilen bir diyalog olarak telakki etmek, korkudan ise ona duyulan sevginin bir teşekkürü olarak kılmak daha evladır. ama önemli olan kılmak tabi ki. her nasıl kılıyorsanız kılın. namaz mümin'in miracıdır. miraç ki peygamberin en büyük mucizelerinden. gerisini siz düşünün.
allah-ü teala'nın biz aciz kullarına sunduğu en büyük nimetlerden, fırsatlardan biridir. namaz kılmaya imkanınızın olmadığı zaruri durumların kurtarıcısıdır bir nevi. fakat bunu suistimal edip nasıl olsa kazası var diye namaz erteletmek büyük günahlardandır. nihayetinde kaza namazını allah isterse kabul eder isterse etmez.

kaza namazı kılmadan evvel ilk başta tek sefere mahsus ezan okunur. her farzdan önce ise gamet getirilir. sadece vitr namazında gamete gerek yoktur. niyeti ise (örneğin saban namazınınki)

"Niyet ettim ALLAH rızası için kazaya kalan son sabah namazının farzını kılmaya" gibidir.

sabah 2
öğle 4
ikindi 4
akşam 3
yatsı 4
vitr 3

olmak üzere geçmişte hiçbir vaktini kılmadığınız tek gün için 20 rekat namaz kılmanız gerekmektedir.
Vaktinde kılınamayan daha sonra Allah'tan af dileyerek kılınan namazlardır.
Fakat toplumumuzda şöyle yanlış bir kanı vardır ki içler acısıdır.
(bkz: #4330651)
işin mi var?... bırak sonra kaza yaparsın gibi.
Adı üstünde 'kaza' , bile bile bir insan kaza yapar mı Allah aşkına ya.
"Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i:

- Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir."
namazın kazaya bırakılması ancak iki durumda düşünülebilir. uyku (bayılma, koma vs aynı hükümdedir. ) ve unutmak. bunlar dışında namazı kazaya bıraktıracak bir mazeret yoktur. savaş ve düşman takibi bile mazeret değildir. buna rağmen bir vakit namazı terketmek dört mezhepten üçüne göre irtida (dinden dönme) kapsamına girer ki cezası ölümdür. hanefi mezhebinde ise kebair günah addedilip ağır hapis cezası ile cezalandırılır ki cezasının ölüm olmamasının tek nedeni, o kişinin ilerde tevbe edip namaz kılabileceği ihtimalinin olmasındandır. bu minvalde mesela maliki mezhebinde kaza namazı yoktur. namaza başlayan kişi tevbe edip artık namaza devam etmelidir.
daha çok namaz kılmayanların, hatta namazdan, müslümandan, islamdan nefret edenlerin ağzına doladığı, aslında islami literatürde, özellikle bu "çağdaş"ların anladığı şekilde, asla yeri olmayan şey.

evet şey, çünkü bu bir namaz türü değil.

namaz çeşitleri bellidir : vakit namazı, vitir namazı, cenaze namazı, şükür namazı vs.

kaza namazı diye bir namaz yoktur. yok-tur!

yetişkin bir müslüman iki durumda namaz kılmayabilir : ya ölü ya deli olacak.

diğer herhangi bir durum için namazın farzıyeti düş-mez.

efendimiz (sav)'ın savaş esnasında dahi namazı bırakmadığı ve bıraktırmadığı bilinir. hatta savaş esnasında namazın nasıl kılınması gerektiğine dair ayetler mevcuttur.

şimdi bu durumda bu cühela kitlenin "kardeşim kaza namazı diye bir şey var, niye burda namaz kılıp da bizi tiksindiriyorsun, çağdaşlığımızı örseliyorsun, pis yobaz!" diye höykürmesi hem cahilliklerinin, hem yobazlıklarının dışa vurumudur.

"maşallah din ile pek haşırneşir pek bilgilisiniz. namaz hakkında ne kadar çok şey biliyorsunuz. peki rica etsem akşam eve gittiğimde kaç rekat kaza etmem gerektiğini de söyler misiniz? bu vaktin namazı kaç rekattır? ben yeniyim de..." diye bir cevap dönülse suratlarının şekli de merak edilmiyo değildir fakir tarafından.

haaa namaza sonradan başlamış ve kılamadığı namazları kılmak suretiyle borcunu ödemeye çalışan bir müslümanın kıldığı namazlara da halk arasında kaza namazı denir mi? denir. bu namazlar kılınmalı mıdır? kılınmalıdır. ama "şimdi müsait değilim, akşama evde kaza ederim, kaza namazı diye bir şey var değil mi?" dersen, değil kardeşim.

sen yine kıl. allah (cc) kabul eder dilerse. ama o şekil bir namaz formatı oluşturmayı affetmez diye düşünüyorum.
hz peygamberin uyanamadigi icin sabah namazini sahabelerle beraber topluca kaza etmek zorunda kaldigi ve omrunde bir defa, o da savastayken ikindi namazini kilamayip gunes battiktan sonra kaza ettigi bilinir.
hadislerde bildirilen; uyku hali ve unutmak disinda namazin kaza edilebilecegi bilgisi gecmemektedir.
bilakis; yolculara seferi namazi, icap ederse cem etmek, hastalar icin bir cok kolaylik saglanmistir, sirf namazi vaktinde kilsinlar diye. alimlerimiz namazin kazasi hakkinda farkli sonuclara varmislar. kimileri kaza namazi diye bir namaz cesidi yoktur derken, kimileri kaza etmenin farz oldugunu soyluyor.
bazi alimlerimizin "kaza namazi yoktur" ifadesi; benim fikrime gore "namaz kazaya birakilmaz" anlamina geliyor. cunku kaza namazi vardir denildiginde, bir kisi sinemaya gittigi icin aksam namazini yatsiyla beraber kaza niyetiyle kilacak. biri diyecek ki; "ben calisiyorum aksam topluca kaza ediyorum".. gb... biz boyle bir milletiz cunku. namazin onemini idrak edemiyoruz. allah vaktinde kilmamiz icin her turlu kolayligi sagladigi halde kazaya birakma hakkini kendimizde bulabiliyoruz...
10, 20 veya 30 senelik kilinmayan namazlar icin ise bir goruse gore; "kisi onceden musluman ise kilmak zorunda" sonucu cikmis. diger bir goruse gore ise; "bol bol tovbe etsin" deniliyor...

soyle de bir yazi mevcut:

http://www.islamidirilis....aber/264-kaza-namazi.html
vaktinde kılınmayan bir namazın vakti sonrasında(ucu açık) kılınmasıdır.
mucidi kimdir merak etmekteyim.
namaz kılmak her zaman her şekilde iyidir ama "kaza namazı" diye birşeye güvenip vakit namazını terketmek çok tehlikelidir.
savaş esnasında bile namazın "kısaltılabileceği" belirtilirken (nisa,101) kaza namazının mucidi hesap günü ne diyecek acaba ?

ayrıca bakınız (#15320898)
islamda hoşgörünün bir göstergesi.
Namaz bir haldir. Kazası olmaz. (Acizane kendi yorumum)
Örneğin, 30 yaşında aşık olan biri, dur bakalım boş zamanlarımda aşık olmadığım zamanlar için de bu duyguyu yaşayayım demesi saçmadır. Önemli olan anı yaşamaktır.
ilk fırsatta temizlenmesi gerekir. yaşı 25 olan şahsımın altı yıllık kazası vardır.
pargalı ibrahimin ölümüne kılınan namaz. * *
kaza namazı yoktur. az önce bir arkadaşa gönderdiğim özel mesajı buraya kopyalayayım.
neden yoktur sorusuna bir cevap olur.

neden yoktur değilde neden vardır diye bakmamız gerekiyor.
-kuranda yazmıyor
-sahih hadislerde geçmiyor.
hazreti peygamber bir kere kılmış. oda savaş esnasında ikindi farzını kaçırmışlar ve düşmana bed dua etmiştir bu sebeple "allah onların evlerini ateşle doldursun" diye. çok geniş bi konu aslında yani kaza ayrı şey eda ayrı şey.
2 durumda eda etme hakkınız var. uyuya kalma(tüm şartları zorlayarak tabi, alarm vs vs.. gibi) birde unutma. bunların ikisinde kişinin iradesinde olmayan konular olduğu için bu şekilde vakti geçirilen namazların sonradan ilk fırsatta(uyanıldığında veya hatırlanıldığında) kılınması gerekiyor.
bunun dışında keyfi olarak kılınmayan namazın kazası yoktur. ha keza bi kaç örnekle de izah edeyim .

-su bulunmadığında toprağa teyemmüm ile abdest alıp namaz kılabilirsiniz. kaza olsaydı buna gerek olmazdı sonra kılardık.
-kuranda zaruri şartlarda at üstünde bile kılabilirsiniz denmiş. kaza edebilirdinizde denirdi.
-zaruri şartlarda kısaltma rahatlığı verilmiş. şu seferilik durumu. ama bu konuda biraz derin olduğunda isterseniz izah edebilirim. bir savaş esnasında hazreti peygamber imamlığında, sabah namazının farzını, 1. bölük 1. rekatını kılmış selam vermiş sonra 2. bölüm 2. rekatını kılmışlar selam vermişlerdir. yani namaz kısaltılabilir bile ancak zaruri şartlarda. eğer kaza olsaydı niye birer rekat kılsınlardı ?
-cem etme vardır. zaruri şartlarda(bazı alimlere göre zaruri şart olmadan) öğle ilen ikindi, akşam ilen yatsı birleştirilip kılınabiliyor.
gibi gibi gibi...

örnekler çoğaltılabilir. mezhep imamlarının bu görüşü, ibadet mukayesesi ile konulmuştur. yani "oruçda kaza varsa (ki orucun kaza şartlarıda belirlidir öyle kafanıza göre bozduğunuz oruca 61 tutayımda günahı kalksın diye bişey olamaz) namazada vardır" denilmiştir. sağlıklı bir görüş olmadığını düşünüyorum şimdiye kadar araştırmalarımda bunu gösterdi.

akabinde. en-am 38de "biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık." şöyle bir ifade vardır. kuran müslümanlara verilecek tüm kuralları ana hatlarıyla çizmiştir. yani at üstünde bile namaz kılınacağını söyleyen bir kitap nasıl kaza namazının var olduğunu söylemez ve izah etmez ki ?
tuğçe kazaz ın namaza başlaması ve soyadına hürmeten akla gelen namazdır. aslında geçmiş farz namazları tekrar kılarak namaz borçlarımızı ödememize neden olan namazdır.
müslümanların tembelliklerini,vicdan azaplarını,korkaklıklarını örtmek için kıldıkları namaz türü.
Şöyle bir benzetmede bulunabiliriz:vaktinde eda edilen namaz canlı bir vucutsa, kaza edilen namaz ise ruh çıkmış bedene benzer.