Aşağıda anlatılan daha yeni gerçekleşmiş bir olaydır:
Annem çamaşır makinesinin su boşaltamadığını anlamış ve babamdan tamirci göndermesini istemiştir..
2 saat sonra...
Tamirci selam verip içeri girer. Annem şikayetini anlatır. Tamirci Makinenin altını kaldırır. Benden şiş ister. Şişi veririm. Babam nasıl bir tamirci yollamışsa artık. Utanmasa benden tornavida isteyecek. O değil de "15-16 Anahtarı getir olum" derse. Yok artık... Neyse altta bulunan kapağı açarak, hortumu çıkarır. şişin ucunu penseyle bükerek "bu kullanılamayacak hale gelecek" der. Adam sanki show yapıyor. Makineden ne çıksa beğenirsiniz? Birisi malum çorap. Atomlarına ayrılmış biçimde. Diğeri ise taso. Evde benden küçük yok. Ee nerden geldi bu? Meğersem o hep oradaymış. Ama ne oynardım küçükken, koleksiyon yapardım. Neyse konudan uzaklaşmayalım. Taso onlarca yıldır oradaysa çorap kimbilir ne zaman girdi.
(bkz: taso)
bu sır çözülmüştür elbette. okul bitip de yattığım çekyatı 20 tl ye sattığımda hepsi çekyatın arkasından çıkmıştır. onları satmaya yüzüm olmadı ama, atmaya da olmadı. sağlamdılar nede olsa. atsan atılmaz, satsan satılmaz.
kaybolan çorap teklerinin sırrını bulan haber salsın. ayakkabını çıkarmak durumunda olduğun zamanlarda birinin yeşil diğerinin kırmızı oluşu bi hayli komik olabiliyor.
kendisinden 3 gündür haber alınamayan sol ayak çorabı, bugün nefes kesen bir operasyonla güvenlik güçleri tarafından kurtarıldı. henüz kimliği tespit edilemeyen kişiler tarafından 3 gündür yatağın altında alı koyulduğu bildirilen sol ayak çorabının, şuan devlet hastanesinde tedavi altına alındığı bildirildi, operasyonlar genişleyerek devam edecek.
benim hiç çorabımın teki kayıp olmuyor mu diye çekmeceye bakmama sebep olan başlıktır. hepsi nin çift olarak durduğunu fark ettiğim, ama aslında benim bütün çoraplarım siyahdır ve bugüne kadar 30 çift çorap aldığımı hesaplayıp, çekmecede 27 cift çorap bulduğum durumdur. ben her teke bir eş buldurarak hayatlarını idame ettirmişim.
(bkz: sonradan fark edilen hayatın gerçekleri)
(bkz: çorap kardeşliği)