eskiden kadın olmak nasıldı, sorusunu sorduğum çok çok sevdiğim bir teyzenin anlattıkları aynen şu şekilde;
" Kız çocuğu oldun mu zor. Başlar yasaklar daha çocukken, kadınsın öyle her yerde oynayamazsın, kadınsın okula gidemezsin, kadınsın süslenemezsin, kadınsın kahkaha atıp yüksek sesle gülemezsin, kadınsın limon yiyemezsin, kadınsın gezemezsin, kadınsın açık giyinemezsin, kadınsın sevgilin olamaz, kadınsın sevemezsin, kadınsın edepli oturup edepli kalkacaksın, kadınsın çocuk doğuracaksın, kadınsın herkese hizmet edeceksin, kadınsın kocanın isteklerini yapacaksın, kadınsın arzulamayacaksın, kadınsın itiat edeceksin, kadınsın işte, kadın. onu yapamaz, bunu yapamaz, şunu yapamaz. Eee söyle kadın ne yapsın."
Sonuç değişen bir şey yok. Galiba bütün suç kadın doğmakta.
Kardeşim nerede orospu çocuğu varsa onu buluyorsunuz. Masum, gariban, size hiçbir zararı olmayacak insanlarla dalga geçip, elin piçine, şerefsizine, size ve ailenize hertürlü zararı verecek insanlarla takılıyorsunuz.
Girilen entrye katılmıyorum. Üniversitede arkadaş çevresi tarafından “efendi” olarak anılan ve sevilen bir erkekle 3 aylık tanışma sürecinden sonra başladığım ilişkide, kıskançlık krizleri, aşırı sinir, çok seviyorumlar, gidemezsinler, o başta tanıdığım efendi, dünyaları önüme serecek adam bi anda medeniyet dışı bi hayvana dönüşmüştü.
Erkeklerin yetiştirilmesindeki etkenlerden biri aile daha sonra da büyüdüğü çevredir. iki kardeşlerdi ve annesi evden sürekli arayıp yemek yemesini, okula gitmesini, ders çalışmasını, uyumasını tembihliyor sürekli ona akıl vermeye çalışıyordu. Bütün işleri annesi tarafından görülmüş, hala çocukmuş gibi davranılan ve seçimlerinde sürekli onu yönetmeye çalışan aynı zaman da “oğlumoğlumoğlum” diye mıyaklayan bi annenin oğlu ancak böyle olurdu zaten. Hiç söz hakkı verilmemiş, ne istediğini sorgulanmamış içine kapanık, öfkeli bir oğlan çocugu. Büyüdüğü çevrede gelenek ve göreneklere bağlılık, ailede yaşı gelenin sıra sıra evlendirildiği, annenin oğluna gelin aradığı, kızların evlilik meraklısı ve kapalı olduğu bir çevrede yetişmiş olan erkek, çevresinde ne gördüyse, başka yerlerde de aynı beklenti içerisine girer ve gördüklerinin doğru olduğunu savunur. Annesi hanım hanımcık bir gelin arar, oğlan da onu dinleyecek bir hanımcık işte.
ölen kadını suçluyor ölmeyi seçmiş gibi seçimleri üzerinden bilip bilmeden ölüyü yargılıyor. yaşam hakkı kendini savunma hakkı elinden alınmış bir kadını öldüğü için suçluyor geri zekalı. içimizdeki nefret o kadar büyüdü ki artık nefes alamıyoruz.
Kadınların suçu vardir.
Toplumsal algıların esiri olmalarıdır.
Bu yuzdendir ki kadınlar geçmiş çağlardan beri kendilerini yönetecek,koruyacak baskın bir erkek aramışlardır.
Kendilerini iyice silikleştirmiş ve acizleştirmişlerdir.
Maço erkek istiyorum,sert olsun,kıskandığında ortalığın ağzına sıçsın,üff baskın olsunvb vb istekleri olan kızların ise acizlikleri daha isteklerinden bellidir.
Bu malesef daha yüzyıllar boyunca devam edecektir.
