Kader, bir hadisenin sebep ve neticesiyle de ilgilidir. Yani, “Şu netice, şu
sebeple meydana gelecek.” hükmünü içerir. Öyleyse, “Madem filan adamın filan vakitte ölmesi mukadderdir. Kendi cüzî iradesiyle tüfeğini ateşleyen adamın ne kabahati var?
Ateş etmeseydi diğer adam yine ölecekti.” denilmemelidir. Çünkü kader o adamın ölmesini, berikinin tüfeğiyle belirlemiştir. Eğer tüfekle ateş edilmediğini varsaysan, kaderin bu hadiseyle ilgisi bulunmadığını kabul etmiş olursun.
,
Öyleyse biz hak ehli deriz ki: “Tüfekle ateş edilmeseydi o adam ölür müydü, bilemeyiz.”
Cebriye mezhebindekiler der ki: “Ateş edilmeseydi yine ölürdü.”
Mutezile ise şöyle der: “Ateş edilmeseydi adam ölmezdi.”
Kaderi istanbul Ankara otobanı gibi düşünün, yolculuk istanbuldan başladı ve Ankara da bitecek, yolda mola yapabileceğin yerler, yakıt alacağın benzinlikler, nerede ne yiyeceğin hususları senin iradende, bunları sen tercih edebilirsin, ama nereden yakıt alırsan al, nerede yemek yersen ye o yol finalde ankaraya çıkacaktır. Yediğin yemek sana dokunur yada dokunmaz yada aldığın yakıt kötü bir tercih olur yada olmaz bu yolculuk kaliteni belirler, finalde ankaraya varacağın gerçeğini değiştirmez.
kendi düşmanızı aramalısınız kendi savaşınızı yapmalısınız ve kendi fikirleriniz uğruna şayet yenilirseniz- kader neyse o!
yine de zafer narâsı atmalı, kalbiniz dürüstlüğünüz için!
kendi düşmanızı aramalısınız kendi savaşınızı yapmalısınız ve kendi fikirleriniz uğruna şayet yenilirseniz- kader neyse o!
yine de zafer narâsı atmalı, kalbiniz dürüstlüğünüz için!
Bizim milletimizce yanlış kavranandır.
iki çeşit kader vardır:
Birincisi müdahele edemediğin kaderdir ki annenin, babanın, annen ile baban olması gibi... (Bunun da ruhlar dünyasında seçiminin olduğunu belirtenler vardır.)
ikincisi tamamen iradenize kalmış kaderdir. iki yol düşünelim. Bu yolların seçimi ve yaşayacaklarınızın sorumluluğu size aittir ve Tanrı'nın bunu bilmesine kader denir. O yüzden Tanrı'nın suçlanması mümkün olmuyor. Yani seçimi siz yapmış oluyorsunuz.
Kısaca kader, rüzgarın önündeki yaprak olmak değildir.