mesela başbakanınız tayyip efendi'nin zonguldak'ta madende hayatını kaybeden kardeşlerimiz için bulduğu bahane bu.
oysaki diyanet işleri bile yaptığı açıklamada, bunun kaderin değil insanların suçu olduğunu dile getirmiştir.
başbakana göre zonguldak işçilerinin başına ne geliyorsa bunun yüzünden geliyor. halbuki işin aslı öyle değil arkadaş diyebilen bir miktar basın mensubumuz ve halkımız var.
madende göçük altında kalmak kader değildir, yaşamını kaybeden insanlar bilakis sorumsuzluk, tedbirsizlik ve denetimsizlik yüzünden ölmüşlerdir. siz gerekli önlemleri alır, gerekli acil durum planlarınızı hazır tutarsanız bu insanların kaderi göçük altında ölmek olmayabilir. şöyleki; gazeteport'tan safile usul gider alman maden yetkilisi ile konuşur; adam der ki zonfuldak'ta olan patlama bizde en son 40 yıl önce gerçekleşmiştir. o kadar güvenilir bir sistemimiz varki, biz işimizi şansa bırakmayız.' devamını okuyabilirsiniz:
kader, keder uyumu, tesadüfi değildir.
ortak hislerin benzer kelimelerden türemesi olayı.
bu bağlamda, kederli olayları izahta kullandığımız, bir teselli sözüdür.
başarılarımıza, mutluluklarımıza yanaştırmayız.
onlar bizim ve bizdendir.
kaderse yaradandır.
kader öğrencilerin sözlü sınavda aldığı puana benzer. çok çalışırsınız, hiç çalışmazsınız hoca ne sorsa cevap verirsiniz, dilinizin ucuna gelir söyleyemezsiniz, cevabı bilmiyorsunuzdur, sorular az bildiğiniz bir yerden gelir, çok iyi bildiğiniz bir yerden gelir, hocanın morali iyidir, hocanın morali kötüdür, hocaya bir yönünüz hoşuna gider veya size gıcık olur sonuçta çoğunlukla bilgilerinize göre not alırken bazen kazaya kurban gidersiniz, bazen de imkansızken iyi nor alırsınız.
kadın erkek ilişkilerinde de aynı şey vardır. seversiniz, elinizden geleni yaparsınız, karşılığında kaybettiğiniz de olur. bazende ilgilenmesiniz, kaybetmek umurunuzda olmaz ama kazanırsınız. tabi çoğunlukla çabalarınızın karşılığını alırsınız.
--spoiler-- morpheus: - sanırım kendini şu an biraz alice gibi hissediyorsun. sen de zaten uyanmayı bekleyen ve gördüğü şeyleri kabul eden birinin bakışları var. ne ilginçtir ki gerçek de bundan pek farklı değil. kader'e inanır mısın neo?
neo: - çünkü hayatımı kontrol edemediğim fikrinden hoşlanmıyorum.
morpheus: - ne demek istediğini çok iyi biliyorum. sana burda olma sebebini açıklayayım. burdasın, çünkü bir şey biliyorsun. bildiğin şeyi de açıklayamıyorsun ama hissediyorsun. hayatın boyunca hissettin. bu dünyada yanlış olan bir şeyler vardı, ne olduğunu bilmiyordun ama ordaydı. beyninin içinde dolaşıp seni deli ediyordu. seni bana getiren işte bu his. neden söz ettiğimi biliyor musun?
islama göre yaşayacaklarımız ve onları seçmemiz. Fakat, Tanrı vereceğimiz kararları da bilecek kadar büyük değil mi? Benim de anlamadığım nokta budur. Tamam diyelim önümüzde iki seçenek var, iyiyi seçersek cennet kötüyü seçersek cehennem, çok genelleme oldu ama örnek veriyorum. Peki yaşamı yaratan, hayat veren, ve bu hayatı bitirecek olan, ve bunların hepsini bilen tanrı değil midir? Yani Tanrı her şeyi bilen değil midir? Tanrı o zaman benim yapacağım seçimi de biliyor olmalıdır. "Allah seçimine karışmaz" deyip kestirip atmak bu kadar basit midir? Hem bu kadar büyük, hem de vereceğim seçimden habersiz? Sizce mantıklı mı?
toplumsal atalet anlayışımızın en büyük sebebi kader inancıdır. eylemsizlik doğurması ve kolaycılık
anlayışının yerleşmesin de etkendir. insanımızın çaba sarfetmeden yaşam sürmesini sağlamıştır.
tarih boyunca her türlü yeni düşünce ve çabayı 'günah' kavramı ile birlikte engellemiş bir anlayıştır.
tembellik ve hazırcılığın teknik direktörüdür.
Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, "ne yapalım, kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin. *
herkesin 'çelişki melişki yok hacı' demesini bir türlü anlayamadığım, çelişkinin dik alası olan kavram.
elinizde bir cep telefonu olsun. (bunu insan olarak tasvir edelim. bu durumda siz de büyük patron oluyorsunuz.)
cep telefonunuza gecenin 4 ünde alarm kurduğumuzu düşünelim. (bu da insanların hür iradesiyle çelişmeksizin(!) ne yaparsa yapsın kaçamayacağı, sizin tarafınızdan insanların kaderine yazılan günah olsun.)
telefonun çalması üzerine sizin hakkınızmışçasına uykunuzu bozduğunu, yanlış yaptığını düşündüğünüz için sinirlenmeniz, telefonu yere fırlatıp kırmanız gibi birşeydir.
aslında bu kadar basit olan, çocuksu bir masaldır işte.
Kader müthiş büyüklükte kusursuz bir örümcek ağı gibi. elinizin değdiği hangi ipin hangi ilmeğin geleceğinizde neyi değiştireceğini bilememek o kadar düşündürücü ki, bu işin ciddi ciddi hakkını verecek olsak nefes dahi almakta zorlanmamız gerekiyor. işte bilerek yada bilmeyerek yürüdüğümüz hayat yolunda dokunduğumuz bir ip ya da ilmek öyle bir kördüğüm olabiliyor ki her elinize geldiğinde canınızı yakıyor. yada öyle bir perde açıyor ki önünüzde size sefasını sürmek kalabiliyor.
Kamer suresinde de geçtiği gibi (Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık)herkesin bir yazgısı bir kaderi vardır. Kul kurar kader de güler belki Candan erçetin'in seslendirdiği kader parçasındaki gibi.
--spoiler--
Kul kurar kader gülermiş
Bazı hikayelerin sonu mutsuz bitermiş
Ama kadere inat insanoğlu hayal kurmaya
Yazgım değişir diye inanmaya devam edermiş
insanız bir anlam ararız yaşamak için
Ait oluruz sahip oluruz yada olamayız
Hesaplar yaparız sonumuzu bilemeden
Dünyalar kurarız dengimizi bulamadan
Acılar çekeriz hesabını soramadan
Yeminler ederiz tutamadan
Çeker gideriz
--spoiler--
Sözler bu kadar mı manidar olur.
zeki abimizin çok güzel filmlerdinden bi tanesidir. ufuk bayraktarın yardırdıgı bomba bir film olmakla beraber, vildan ataseverinde rolünü canlandırıdıgı ve izlenilmesi gereken nadide eserlerdendir.
bu platformda kadere inanıp yaratana ve dolayısıyla onu yazana inanmayan insanları eleştirip dururlar sıklıkla. oysa sanıldığı gibi basit bir konu değildir bu. çok zor ve karmaşık tahliller ve analizler içerir. sağlıklı yorumlar gerektirir. öyle bildiğiniz gibi değildir mesele. misal; pazartesi kasko yenileyecem, pazar günü araba garajda yatacak. ama bu gece, üstelik suç karşı tarafta olmasına rağmen, alkollü olmam yüzünden, saat 23 sularında bir kazaya karışmam ve suçlu taraf olmayı kabullenmek zorunda olmak gibi. ve bursa-fener maçını banko berabere oynayıp sistem kuponunda oynadığın diğer maçları tutturamamak gibi, ya da istanbul yarışlarında altılı kuponunda ikinci ayak dokuz, üçüncü ayak yedi, dördüncü ayak iki numaralı atları tek yazmana rağmen altılıyı tutturamamak gibi. çok zor ve karışık işler bunlar hacı, seni-beni aşar.
kader; bir köşesine peynir bırakılmış labirentte farenin o peyniri bulabilmesi- bulamaması- hemen bulması- geç bulması gibi ihtimalleri barındıran bir olgudur. fare şanslıdır peynire hemen ulaşır ya da değildir uzun süre arar durur. doğru seçim yapar. yanlış yönlere gider... ama olup olacağı yer o labirenttir.