bir erkekte kendimi onla ozgur hissetmeme cok asik olabilirim. bu asiri ozel bir sevgi cesidi.
digerinde de isbitirici olmasina, yukumu hafifletmesine asik olabilirim.
baska birinde herkes giderken onun hep kalmasina, vefasina, bagliligina.
benim kafam karisiyo.
lutfen siz bana asik olup beni secin. ben okeyim size. ıhih.
Çoğu Kadının aşkı Max. 1 hafta sürer. Aşkımdan ölüp bitiyorum diyen kadın 2 gün sonra adınızı bile unutmuş olabilir. Sonra da erkekler kapatılsın diye ağlarlar. Çünkü o kapatılsın dedikleri erkekler bunu bilip o 1 hafta içinde her şeyi yaşayıp sonra da hayatlarından siktir olup giden erkeklerdir.
Aşkı şöyle değerlendiriyorum; insanları gözümüzde büyütüp büyütüp onlara bir kutsiyet yüklüyoruz. Onlar o kadar büyük mü? Yok. Onlar o kadar kutsal mı? Asla. Ama böyle olduklarını bile bile onlardan kendimizi alamıyoruz.
Başlıkta anlatılanların geri kalanının aşkla hiçbir alakası da yok. ihtiras, paragözlük falan filan onlar.
Hiçbir şeyine.
Buraya şimdi bir sürü madde yazsam, yazdığım her şeyi karşılayan bi adamı da koysalar önüme, muhtemelen aşık olmam. Beklentilerini karşılayıp karşılamadığını, umduğun şeylerin onda olup olmamasını düşünmüyorsun ki. Planlanmamış bir denk geliş, birinin sana dokunmadan önce ruhuna işlemesi bence. Bu endamınla, paranla kazanabileceğin bir sey degil.
Erkek seçilen kadın seçendir. Bir erkek ancak kendisine yatırım yaparak değerli ve seçilen bir erkek olabilir elbette tip, tarz, bakımlı olmak da çok önemli ama bir erkek çok yakışıklı olsa bile eğer kendisine saygısı yoksa seçilmeyecektir.
Sadete gelelim;
Statü makam mevki. Bunlar bir erkeği güçlü kılar kadınların erkeklerde aradığı en temel duygu güven duygusu. Bu saydıklarım güven duygusunu beraberinde getirir.
Sınırları olan sınır çizebilmesine aşık olurlar.
kadınların yok aşık oldum çok aşığım falan demesi %98 i roldür yalanın daniskasıdır. kendi orospuluğunu kendi azgınlığını yada en adisinden çıkarlarının üstünü örteceği ve her yöne sündürüp çekiştireceği bir örtüdür kadınların aşkı budur başka bir şey değildir. buna uyanmış bir erkek o kadının ne sevgisini umursar ne duygusunu umursar onun için aslolan onun balını alıp kadın cinselliğini kendi menfaati kendi kişisel zevkleri için kullanıp sonra oradan ikilemesidir. aklı başında direksiyonunu kendi yürüten bir erkek sadece böyle davranır ne kimseyi umursar ne bir şeyi. o kadının aşkı dediğin şeyi kurcaladınmı leş bir bohçayla karşılaşırsın bohça açıldıkça içinden daha pis daha berbat şeyler çıkar ve miden bulanır ve bir süre sonra sıkılırsın açtıkça içinden başka şeyler çıkmaya devam eder hiç uğraşmakta istemezsin ve orayı bir daha geri dönmemek üzere terk edersin kadın doğal olmayan ne varsa bünyesinde barındırmaya bayılan tezatlıklarla dolu karman çorman bir yapaylıktır buradan bir anlam bir mana arayan ahmaklığına doysun.
aşık olmuyor. anlık sevgiler, duygu patlamaları oluyor sadece. güce aşık olunur. şöyle bir denklem kurabiliriz: erkek gücü, kadın güçlü erkeği ister. profesör gibi konuştum ama neyse. hayat tecrübeleri diyebiliriz.
insanlardaki mevcut aşk bir yanılsamadır. gerçeğin aynadaki yada berrak sudaki aksi görüntüsü gibi düşünün olayı. hani güzel bir resim görürsün beğenirsin ya o misal. halbuki gerçekten o şahsı yakından gördüğünde ve zamanla tanıdığında tüm kusurları hataları suçları kabahatleri günahları gözüne Batar. eğer kişiliksiz kimliksiz şahsiyetsiz ahlaksız biriyse ve zalimse bir müddet sonra katlanamaz hale bile gelirsin. çekilmez olur. peki ilk anda görür görmez seni çarpan neydi peki? işte orası zurnanın zırt dediği yerdir.. insanı zaman zaman türlü türlü düşüncelere sevk eder haliyle bu mesele..
içsel erkeksi yada kadınsı yoğun cinsel enerjisi miydi, anlamsız tarifsiz şeytan tüylü bir çekiciliği miydi, baştan çıkartan kışkırtan çarpıcı yakıcı vahşi cazibesi miydi, görenleri kendine hayran bırakan nefes kesen baş döndürücü güzelliği yada içini eriten yakışıklılığı mıydı, meydana çıktığında göz kamaştıran o fevkalade gösterişli şatafatlı karizmatik şahsiyeti miydi, lider yönetmen iş bitiren kendinden emin özgüveni yüksek akıllı kararlı planlı disiplinli kuralcı ve nitelikli kişiliği miydi, kibarlığı centilmenliği diplomatik ve tatlı siyasi diliyle süslediği parlak zekası ve ince espirileri miydi, başına buyruk dik başlı haşin sert taviz vermeyen geri adım atmayan baskın otoriter sabırsız agresif keskin çapraz deli dolu umursamaz uzlaşmaz laf dinlemez korkusuz egosantrik manyak serseri tavırları mıydı, neydi? örnekler uzar gider. fakat tam olarak kimsenin bilmediği bilemeyeceği şeylerden dolayı kadınlar ve erkekler birbirlerine aşık olurlar. aslında olduklarını sanırlar halbuki olmazlar ve aslında olamazlar..
bunların hepsi de ve daha fazlası da var ve tüm bunlar hayatın cilveleri ve imtihanlarıdır. hakikat ise çok farklı ve bambaşkadır. elbetteki her iki cins birbirine doğru çekilir ve bu fıtratın gereğidir. ama gerçek hayat, hayaller arzular emeller istekler şehvetler ve yüksek beklentili beğeniler ile şekillenmez. sert acımasız tavizsiz kurallarına göre yaşanır ve netice verir. geçici arzu istek heves ve uygulanabilirliği ve gerçekliği olmayan ve birer yanılsama diyebileceğimiz türden, temeli olmayan ucu açık toz pembe hayallere göre değil. evet..