köylüleri niçin öldürmeliyiz

entry97 galeri2
    97.
  1. Şükrü Erbaş, bu şiirinde köylüyü değil daha doğrusu kasaba siyaseti yapan leş zihniyeti yerin dibine sokmuştur yoksa köylülerin içinde de aydın insanlar vardır. Lakin köylülerin çoğunluğu da eşek siken sapıklar olunca Şükrü Erbaş'ın haklılığı, her geçen gün ortaya çıkıyor. ilgili şiirin tamamı şu şekildedir:
    “Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    Çünkü onlar ağırkanlı adamlardır.
    Değişen bir dünyaya karşı.
    Kerpiç duvarlar gibi katı.
    Çakır dikenleri gibi susuz.
    Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
    Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
    inanarak ve kolayca yalan söylerler.
    Paraları olsa da.
    Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
    Her şeyi hafife alır ve herkese söverler.
    Yağmuru, rüzgarı ve Güneş'i.
    Bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden.
    düşünemezler...
    ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
    topraklarını
    büyütmeye çalışırlar.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    Çünkü onlar karılarını döverler.
    Seslerinin tonu yumuşak değildir.
    Dışarıda ezildikçe içeride zulüm kesilirler.
    Gazete okumaz ve haksızlığa.
    Ancak kendileri uğrarsa karşı çıkarlar.
    Karşılığı olmadan kimseye yardım etmezler.
    Adım başı pınar olsa da köylerinde.
    Temiz giyinmez ve her zaman.
    Bir karış sakalla gezerler.
    Çocuklarını iyi yetiştirmezler.
    Evlerinde kitap, müzik ve resim yoktur.
    Bir gün olsun dişlerini fırçalamaz.
    ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler.
    Kendilerinden olanlarla alay edip.
    Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
    Devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir.
    Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
    Yiğittirler, askerde subay dövecek kadar.
    ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
    Ezim ezim ezilirler.
    Enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.
    On bir ay gökyüzünden bereket beklerler,
    Dindardırlar ahret korkusu içinde.
    ama bir kadının topuklarından.
    Memelerini görecek kadar bıçkındırlar.
    Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez.
    Şehre giderler!...

    Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
    Birbirlerinin evlerine ancak.
    Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
    Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar.
    gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
    ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
    binlerce yılın kabuğu altında
    yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
    aldanmak korkusu içinde
    sürekli birbirlerini aldatırlar.
    bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
    karılarından en az on adım önde yürürler
    ve bir erkeklik işareti olarak
    onları herkesin ortasında azarlarlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    çünkü onlar otobüslerde ayakkabılarını çıkarırlar
    ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
    herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
    kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatır,
    yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
    bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
    ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
    gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
    zengin akrabalarından sözederler.
    kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
    ama sokağa çıkar çıkmaz hünküre hünküre
    yollara tükürürler...
    ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
    şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

    köylüleri niçin öldürmeliyiz?
    çünkü onlar ilk akışamdan uyurlar.
    yarı gecelerde yıldızlara bakarak
    başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
    gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
    ve yaz güneşlerini, ekinlerini yeşertirse severler.
    hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
    -bu, verimi yüksek bir tohum bile olsa-
    sonuçlarını görmeden inanmazlar.
    dünyanın gelişimine katkıları yoktur.
    mülk düşkünüdürler amansız derecede
    bir ülkenin geleceği
    küçücük topraklarının ipoteği altındadır
    ve bir kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden,
    zamanın derin ırmakları önünde...

    köylüleri söyleyin nasil
    nasil kurtaralim?”
    0 ...
  2. 90.
  3. Bu koyluler ne etti size kardesim ?
    0 ...
  4. 89.
  5. Çok güzel şiir severim arada okurum.
    1 ...
  6. 88.
  7. 93.
  8. Bence daha tehlikeli olansa sonradan şehirli olmakla birlikte şehirli de olamamış, dinci köylü tayfası.. çünkü ülkenin geleceğine bir çeyrek asırdır onlar yön veriyor..
    0 ...
  9. 92.
  10. Şurada , haklarında yazılanları görseler yine de insanliklarindan ödün vermez, insan gibi davranırlar muhataplarına.

    Fakat bizim nezdimizde durum farklı zira şu saçma sapan sözleri sarf edenlerin, kuduz bir köpek kadar değerleri yok gözümüzde.
    0 ...
  11. 90.
  12. 89.
  13. Öldürmek gerekmez de eğitilmesi de mümkün değil bunların.
    2 ...
  14. 88.
  15. Köylüleri öldürmemeliyiz de köylüleri eğitmeliyiz. Aşırı sapıtmış durumdalar. Evet.
    0 ...
  16. 87.
  17. 85.
  18. 84.
  19. Şükrü erbaş'ın şiiridir.

    Şiir yukarıda verilmiş, üstünde itina ile tepinilmiş ama sonrasında olanlar yazılmamış. işte şairin izahat ve olanlar şurada

    https://seyler.eksisozluk...luleri-nicin-oldurmeliyiz

    Göreceğiniz gibi eski Türkiye gayet anti demokratik bir ülkeydi. Çok şükür şu ileri demokrasi günlerine erişebildik.
    2 ...
  20. 83.
  21. Bizim köyde şehirden daha fazla silah vardır. Bekleriz...
    0 ...
  22. 82.
  23. Köylüyüm götü yiyen gelsin öldürsün. Selam ve 9mm mermi ile.
    5 ...
  24. 81.
  25. Her memur kendi görev alanında uzmanlasmistir. Uzman olmadığınız bir konuda karşınızdaki kişinin memurun vereceği bilgiye muhtaçsınız. Bilgi güçtür. Ezilmek istemiyorsanız kendinizi eğitin.
    1 ...
  26. 80.
  27. Bir şiir yerine ancak bu kadar cuk diye oturtulabilir. Şaka maka gerçekten var bu tarz tipler. Öldürmeyelim, sürünsünler yeter.
    2 ...
  28. 79.
  29. Kavramlar karışmasın. tarım için köylüye değil, çiftçiye ihtiyaç var. Çok sık birbiri yerine kullanılsa da köylü ile çiftçi ayrı şeylerdir. Atatürk de kuru kuru köylüye övgü yapmaz. Emeği ile üreten çiftçiyedir vurgusu. Köylüye değil! Bunun ayrımını güzel yapalım:

    "Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanmış ve lâyık olan köylüdür. Diyebilirim ki, bugünkü felâket ve yoksulluğun tek sebebi bu gerçeği görememiş olmamızdır. Gerçekten, yedi yüzyıldan beri dünyanın çeşitli taraflarına göndererek kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi yüzyıldan beri emeklerini ellerinden alıp savurganlık ettiğimiz ve bunun karşılığında daima küçük ve hor görerek karşılık verdiğimiz ve bunca özveri ve iyiliklerine karşı nankörlük, küstahlık, zorbalıkla uşak derecesine indirmek istediğimiz bu gerçek sahibin huzurunda tam bir utanç ve saygı ile gerçek yerimizi alalım. Efendiler! Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışmasını yeni ekonomik önlemlerle son dereceye eriştirmeliyiz. Köylünün çalışmasının sonuçları ve verimlerini, kendi yararı lehine son dereceye çıkarmak, ekonomik siyasetimizin temel ruhudur."
    1922 (Atatürk’ün S.D.l, s. 219)

    http://www.atam.gov.tr/duyurular/tarim-ve-koylu
    3 ...
  30. 78.
  31. Çiftçi desteğini zenginlerin yemesi için.
    2 ...
  32. 77.
  33. 77.
  34. Atatürk köylü milletin efendisidir demedi “üreten köylü milletin efendisidir” dedi. Yani toprakla bağı kalmamış üretmeyen tarlasını filan parselleyip satan marketten aldığı yumurtaya tavuk boku sürüp köy yumurtası diye millete kaktıran kişi milletin efendisi değildir.
    3 ...
  35. 76.
  36. Atatürk en iyi cevabı vermiş.
    köylü milletin efendisidir..
    2 ...
  37. 75.
  38. Bu şiir kadar yerinde tespit yapan ikinci bir şiir daha yok. Gece gece aklıma geldi.
    4 ...
  39. 74.
  40. şuan, siyate yazan biri bu köylülerden biri olabilir mi?
    2 ...
  41. 73.
  42. Şuan büyük şehirlerde yaşayan bütün insanlar yarısı köylü. Ve bu malum kitlenin kime oy verdiği belli. Ekonominin devletin eğitimin bu halde olmasının sebebi bu köylü zihniyetli insanlar yüzünden.
    1 ...
  43. 72.
  44. Bu ne demek şunu yazmaya insan nasıl cesaret ediyor ya. Sözde hayvan sever, çevreye duyarlı, doğa canlısı insanlar bunları söyleyenler. Sahtekar üç kağıtçı adamlar. insana değer vermiyorsun insana. Hayvan sevsen, doğayı korusan ne yazar.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük