Köprü'nün karakol baskını sahnelerinde Türkiye'de ilke imza atıldı:
Gündüz çekimleri geceye döndürüldü.
Koliba Film, Kurtboğazı karakol baskını sahneleri çekimlerinde, Türkiye'de dizilerde bugüne kadar hiç denenmemiş teknolojik sistemleri kullanarak prodüksiyonda bir ilke imza attı. Çekimler için haftalar öncesinden hazırlıklara başlandı. Eskişehir Bozdağı'nda daha önce terkedilmiş bir köy okulu onarılıp çekimler için karakol haline getirildi. Çekimlerde 2000 fünye, 2 kg. kara barut, 5000 kuru sıkı mermi kullanıldı. 450 figüran çekimlerde yer aldı. Kamyonların üzerine panter kameralar kuruldu. Çekimlerde patlamalar sırasında aynen büyük savaş filmlerindeki gibi özel hava basıncıyla çalışan kompresörler kullanıldı. Ayrıca Türkiye'de ilk kez bir dizi filmde, gündüz çekilen sahneler özel görsel efektler sayesinde geceye çevrildi.
Pkk terörü bakımından bırakın kurtlar vadisi pusu'yu , kurtlar vadisi terör'den bile daha cüretkâr anlatıma sahip bir dizi. Kurtlar vadisi terör yayından kaldırıldıysa bu on kez kaldırılmalıydı. Kaldırılmadı çok da iyi oldu.
Ayrıca gerçekten koliba film çok iyi bir prodüksiyon çıkartıyor ortaya. Oyuncu kadrosu ve karakterler süper oturmuş durumda. Çekim kalitesi ve çatışma sahnelerinde harcanan emek kesinlikle yatsınamaz ve kurtlar vadisi'nden kat kat başarılı sayılır. Özellikle iki hafta önceki bölümde otobüsün tarandığı sahneler çok başarılıydı.
Bir de kötü adam karakterleri çok iyi seçilen bir dizi. Geçen sene Şehmuz ve ilhan karakterleri,bu sene ise Ali maruf ve ağabeyi çok kaliteli yaratılmış karakterler. Ve oyuncular da karakterlerin hakkını çok güzel veriyorlar.
bir de biraz olsun detaylara önem verildiğini görmek beni sevindiriyor. Şöyle ki;
Ali maruf'un ofisinde sekreterinin monitöründe firmanın logosunun bulunduğu ekran koruyucusu vardı. Bu çok önemli ve çok güzel bir detay. işte bu gibi şeyleri yakalayabilirlerse bu sektör ancak bu yolla gelişir.
her karakterin geçmişleri de güzel yazılmış kanımca. Mesela ali maruf'un ağabeyi çok katı görünse de geçmişte bir evlat acısı yaşadığı için infaz edilecek kıza kaçması için yardım etti.
geçmişte yaşadığı olay is şu idi; 80'li yıllar da Kızıl denny savunucusu örgüt mensupları,bir iç hesaplaşma nedeniyle stockholm deki evinde karısını gözlerinin önünde kurşunlayarak öldürürler.Ancak kadın hamiledir ve ali maruf'un ağabeyinin çocuğunu taşımaktadır. işte geçmişte yaşadığı bu olay yüzünden,kısır kalmış ve bu yüzden saldırganlaşmış bir kadın teröristin infazına engel olmuştur.
bu olay anlatılırken kamera geçişleri ve ağabeyin bir anda gençleştirilip yaşlandırılması gibi görsel öğeler çok güzel işlenmişti. ayrıca belçika'lı gazeteci hikayesi de güzel ve gerçekçiydi.
gelelim dün akşam yayınlanan bölüme;
belki de dizinin ilk bölümünden beri yayınlanmış olan en güzel bölümüydü. türkiye cumhuriyeti devletindeki bürokrasiyi çok güzel bir anlatım ve benzersiz diyolaglarla hicveden bir bölüm daha izledik.
en çok beğendiğim kısım,vali bey in fransız merkezli bankanın çalışanlarına verdiği ayar sahnesiydi.
işte bu dedim. işte bu.
tam metni hatırlamıyorum fakat şu anlama gelen şeyler söyledi vali bey;
---------------
tıpkı yarı sömürge halinde olan bir devlet gibiyiz. bu devlete gelip çöreklenen yabancı sermaye adı altındaki sömürgeciler,sömürdükleri ülkenin en akıllı evlatlarını alır besler ve kendi okullarında yetiştirir ve sömürdükleri ülkede sömürdükleri insanların başlarına sömürge bekçisi olarak dikerler.
işte ben buna bayıldım ve ayakta alkışladım.
---------------
elinize sağlık senarist dostlar. elinize sağlık koliba film.
zeybek yuzbasi ile elmas'in filizlenecek aski ile daha romantik mecralara yelken acacagini tahmin ettigimiz dizi. baska kanalda (kanal d/atv) olsa buyuk ihtimalle coktan yayindan kalkmisti, star'in daha "bomba" dizileri olmadigi icin ratingleri muhtsem olmasa da devam edebiliyor, iyi oluyor.
müzikleri ile de insanı daha bir duygulandıran dizidir. ancak dün gece ki bölümü ile hayal kırıklığına uğratmıştır beni askerlere yapılan eğlencenin gel bizi vur formatınıda bir alanda dzenlenmesi biraz gerçekçiliğini kaldırmıştır gözümde (bkz: asker ve tedbir) oysa doğuda ki nice karakolumuz korunurken basıldı ,tarandı ve askerlerimiz şehit edildi. gerçekçiliği umarım daha fazla zarar yemez bu dizinin.
izleyeceğim varsa da, en olmadık zamanlarda ortaya çıkıp 'yyyeeşşşiiiiilll kuuurrbbağaa' şeklinde enteresan bir kuple sunan garip sesli kadın yüzünden soğuyayazdığım dizi. bu kadın sesini diğer dizilerden de hatırlıyorum galiba. ya da o kadar yer etmiş ki, her dizide duyuyorum. nedir teyze derdin? niye bu iç sıkan olaya giriyorsun?
bunun haricinde eskişehir'de çekiliyor olması nedeniyle izlemeye mecbur hissediyorum kendimi. garip bir psikoloji..
rahmetli erzincan valisi recep yazıcıoğlunun hayatını anlatan, starda pazartesi günleri saat 22.00'de oynayan dizidir. bir şamil bey vardır dizide kafasını emme basma tulumba gibi sürekli sallamaktadır. ey yönetmen o şamil kafasını sallamasın artık yeter. suratından zaten kızdığını anlıyoruz. sallamasına gerek yok kafasını.
her maçta beşiktaş çarşısı'nı ön plana çıkartan senariste sahip dizi. o değil canım eseri bok ediyor. kardeşim beşiktaş sevgin çok büyükse başka platformlarda ortaya koy. bir olur iki olur ama, her bölüm olmazki.
dün yayınlanan bölümünde vatanseverliğe açıklık getirmiştir recep yazıcıoğlu. ve benim de tam düşündüklerimi yansıtmıştır.
"neymiş efendim, dünyayı sevmek yetermiş. yok canım ne olacak o zaman bu vatanın hali." bu veya bunun gibisinden bir şeyler söylemiştir. evde alkışlamışımdır...
(bkz: ayse kulin)in erzincan valisi rahmetli (bkz: recep yazicioglu)nun yasadiklarini konu alarak yazdigi kopru isimli kitabinin televizyon dizisi seklinde uyarlanmis, cekilmis ve su an yayinlanmakta olan dizidir.
trafik kazasında yaşamını yitimiş olan türkiye tarihinin -nadir bulabildiğimiz- bürokratlarından eski erzincan valisi recep yazıcıoğlu nun başbağlar köyü çıkışına ,fırat nehri üzerine yaptırmaya çalıştığı köprünün hikayesini işleyen ayşe kulin romanı ..
Iki tarafi birlestiren, üst gecit... Eskiden tahtadan yapilirmis simdilerde beton ve celikten yapiliyor... En uzun köprününde Japonya´da oldugu söylenimi vardir...
piyano calan gokhan ozen'in icinde tek bir arabesk tini olmayan ender sarkilarindan bi tanesi.
sozleri de boyle, usenmedim sizin hatriniza copy-paste ettim. *
Bulur muyum söyle seni o eski halinde
Uzansam uzaklardan öylesine
Öylesine derin içimdeki yerin
Bi köprü olsam yüreğimden yüreğine
Sen şimdi uzak şehirlerde neden
Bu kadarı bana çok gelir
Sensizliğe alışmak zor gelir
Yalnızlık nedir bilir misin
Onca insan arasında
Ben sensiz yanlış yollarda
Gel kurtar gel kurtar beni
Bulurmuyum söyle seni o eski halinde
Bıraktığım yerlerde bıraktığım yerlerde
Uzansam uzaklardan öylesine
Bi köprü olsam yüreğimden yüreğine
Sen şimdi uzak şehirlerde neden
Bu kadarı bana çok gelir
Sensizliğe alışmak zor gelir
Yalnızlık nedir bilir misin
Onca insanın arasında
Ben sensiz yanlış yollarda
Gel kurtar gel kurtar beni
Bir köprü olsam bir köprü kursam
Yüreğimden yüreğine bir köprü olsam
Döndür beni yanlış yollardan
öyle yerlerde karşılaşmak mümkündür ki. senelerce akıllardan silinmeyebilirler.
sadece ağaç gövdeleri kullanılarak, yapılmış, üzeri büyük ağaç gölgeleri ile korunmuş, sürekli kuş sesi duyulan, altından şırıl şırıl su geçen, kıyıda köşede kalmış olanları da vardır.