bu kız benim yazdıklarımı kesin oku, deli çünkü *
neyse;
beşiktaş kültür merkezinde 10. yıl etkinliği için dinledim dün.
bir kere uğur mumcu vakfı için yapıldığı için önemli ve güzel bir geceydi.
jehan sahnede o kadar kendinden geçerek söylüyor ki şarkılarını, sesi kapasanda bu kadını dinlersin...
o yamuk ağzını yediğim kadın bu kadar içli nasıl söylüyor, nasıl hissediyor.
o ne güzel enerji.
o nasıl bir samimiyet.
komşum olsa bol bol çay içmeye giderdik ve davet ederdik.
tırnağına taş değmesin güzel yüzlü ve ruhlu kadın.
"Gerçekle bir bağım varsa o da düşlerimdir. Bana güzel şeylerden bahset n'olur. Ne olur yani bir çiçeğin açarken çıkardığı gürültüyü anlatsan. Uyandığım gündüzlerin hafifliğiyle uçuşan evinin buldan perdelerini. Kızaran ekmeğin demlenmiş çaya karışan geleneğini. Odalardan gelen bir anne sesini. Üflemeye hazırlandığın mumlar için mutfakta pasta kesişini. Göz kapaklarında izi kalmış şarkının iç ürpertisini. Kahkahayla gülerken tanıştırıldığın adamın ismini tam anlayamayışını ve ona her gün yeni isimler uyduruşunu, uyuyuşunu. Yüzünde dehşeti taşıyanları değil bir hikayeyi yaşayanları..."
"Bir ay doğar" türküsünü yeniden yorumlamış olan sanatçı. Ama öyle bir güzel söylemiş ki, ay olsam cam bir kase ile takas ederdim kendimi muhsin. iyi ki ay değilim.
(bkz: öylesine) parçasını ara ara dinlerim, bi hüzün kaplar içimi her dinlediğimde, biraz da onu hatırlatır. imkansızlığını hatırlatır, olmayacağını hatırlatır, sonra geçer. ta ki tekrar dinleyene kadar.
Bir behzat C hayranı olarak ve o dönem ki aşk hayatımdan dolayı Seni seviyorum şarkısı sayesin de büyük hayranı olmuştum kendisinin ama şuan düşününce yine seni seviyorum şarkısı dışında başka ekstra bir sarkisi olduğunu düşünmüyorum açıkçası.