aslında bir tek şeyin olması yetiyordu şu boktan Serüveni anlamlı kılmaya yeten. inatla tutunmayı, savaşmayı, uğraşıları, çırpınışları haklı çıkartabilen.. Bir tek şey. Koca bir ömre sığdırılacakların, sindire sindire içe çeke çeke yaşanacakların, ukdeye pişmanlığa ahlara dönüşmeden tadılacak olan tutkuların, kah savrulmaların kah koşuşturmacaların ve buna rağmen hiç yorulmamanın olması adına.. yetiyordu.
Gün bitiyordu.
her doğuşunda yalancı huzurunu, her batışında uykusuz hüznünü nakşediyordu geceler. boğuyordu. Bana tamamsızlığımı hatırlatacak; etlerimi bıçak darbeleriyle yolarcasına, boynumu ellerimle kesercesine canımı acıtacak kadar sıkıyordu.
Geceler..
bu kasvetli odamda beni yapayalnız ve gafil avlamışken ne denli masum ve ne kadar iyi olabilirdi ki?