lisans, yüksek lisans, doktora, erasmus vs. gibi sebeplerden ötürü şu an isviçre'de eğitim gören sözlük yazarlarının mesaj kutuma çökmelerini istediğim biricik ülkem.
bu ülkede yasayan herkes insan gibi yasar ve insan gibi yasadigini hisseder. cok düzenli, saygili, duyarli, bilincli bir ülkedir. kiymetini her gün daha iyi anliyorum.
yahudiler olmasa açlıktan ölecek olan ülke. kimse çalışmıyor bu ülkede herkes yatıyor. ama yahudilerin zamanında trilyon dolarla ile kurduğu bankaları, ilaç şirketleri var. dünyanın en büyük ilk 10 markasından ikisi rosch var, nestle var bu ülkeden çıkmış. bu ülkenin temelinde para var.
türkiye de bu ülke gibi olabilir. ama para lazım çok para. biz faize para ödeyerek nah isviçre oluruz. biz sokağa türüken insanlar olduğumuz için değil, sermaye sahibimiz olmadığı için isviçre gibi değiliz. olan sermayeyi de yıllarca wall street bankalarına faiz olarak ödemişiz.
tüm islami faaliyetleri yasaklamış gerçek bir modern avrupa ülkesi. bedeviler artık nefret ettikleri demokrasi, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi kavramları isviçre'de kötüye kullanamayacak.
an itibariyle döviz kuru 1 CHF= 2.36 tl olan zengin ülke. euro karsisinda degeri daha az olmasina karsin bu ülkeden maas alindiginda diger ülkelerin çok ucuz görünmesine sebep olan ülke. misal insanlar isviçrede yasayip almanya, italya ve fransaya alis-veris yapmaya gider. nedeni ise basit. ortalama aylik maas minimum 3000 CHF olan isviçrede hayat çok pahali iken, diger ülkelerde ortalama minimum gelir 1000 euro civarindadir ve hayat daha ucuzdur haliyle. is böyle olunca bol parali swiss arkadaslar gider diger ülkelerden alis-veris yapar ve zenginliklerinin tadini cikartir.
evet, ülkem diyorum çünkü kendimi oraya ait hissediyorum ve bu sefer anladım ki döndüğüme it gibi pişmanım. bugün bana "hadi gel oturumunu geri veriyoruz" deseler uçarak giderim, o derece bir özlem var içimde. türkiye'ye döneceğim gün, yani bugün ayaklarım geri geri gitti. ama yapacak bir şey yok, döndük mecbur.
ama kararlıyım, bu sene okul bittikten sonra bir fırsatını bulup geri döneceğim oralara.
ayrıca neden bu kadar isviçre'ye düşkünüm, açıklayayım.
bir kere burada olmayan en önemli şey var orada, o da insana saygı... en basitinden yolda yürüyorsunuz ve hiç tanımadığınız birisi size selam veriyor ve gülümsüyor. kaldı ki bunu bir kişi değil, hemen hemen tüm ülke yapıyor.
eh, eğitim sistemi desen almış yürümüş... hele isviçre vatandaşıysan gelecek kaygısı denen olgu yok denecek kadar az. "ben bu işi yapacağım aga" demen yeterli, sonrası bir şekilde geliyor.
bunun dışında ülkede her şey bir düzen içerisinde. belli bir noktadan sonra "oha artık" diyorusunuz ama öyle.
misal, otobüsün geliş saati 10:02 ise, o dakikada orada olur otobüs. ne gecikir, ne de erken gelir.
lakin biraz pahalı bir ülke. geçim derdi sorun yaratabiliyor. ama aldığınız para da mesleğiniz varsa elinizde azımsanmayacak düzeyde.
velhasıl, dönmeyi deliler gibi istiyorum be sözlük.
orada doğup belli bir süre* yaşadıktan sonra tanınan oturum hakkını öldürüp, aradan geçen sekiz yılın ardından yeniden dönmek istediğimizde nasıl bir yol izlememiz gerektiğini merak ettiğim biricik ülkem.
en azından pişmanlık yasası muadili bir şeyle yeniden eski oturumumu geri alıp alamayacağımı merak ettirendir.