Milli Şef. Tek parti döneminde uygulamış olduğu politikalar tartışılabilir. Bu onun Cumhuriyetin kurucularından ve geliştiricilerinden olduğu gerçeğini değiştirmez.
1958 yılında yapılması gereken genel seçimleri iktidardaki Demokrat Parti yedi ay önceye çekti.. Halk 27 Ekim 1957'de sandık başına gitti. Seçim saat 17.00'de bitecekti. Ama saat 14.30'da devletin tek radyosu, oy verme işlemleri sürerken DP'nin kazandığı illeri açıklamaya başladı !.. Şaka değil, gerçek bu..
CHP lideri ismet inönü, Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'yu telefonla aradı, "sizden bu suçun işlenmesine engel olmanızı talep ediyorum," dedi.
Bakan Zorlu, "Beyefendi" Adnan Menderes'e gitti, inönü'nün söylediklerini aktarıp radyo yayınının durdurulmasını istedi. "Beyefendi" sert çıktı : "Radyo sonuçları açıklamaya devam etsin !.."
CHP bu kez Yüksek Seçim Kurulu'na başvurdu. Radyo yayını durduruldu. Fakat DP istediğini almıştı ; kimi CHP'liler "DP kazandı" diye sandığa gitmedi !..
Bu arada radyoevinden yabancı gazetecilere "ismet inönü'nün yazılı açıklaması" diye bir kâğıt verildi. Sözde inönü, "Seçimi kaybettik ; en fazla 120 milletvekili çıkarabiliriz," demişti !.. BBC'den France Press'e kadar yabancı gazeteciler haberi doğrulatmak için inönü'nün yanına gidince, şaşıran sadece yabancı gazeteciler değildi ; inönü ülkesi adına utandı. Devlet, yalan söylemekle kalmıyor, yalan belge düzenliyordu !..
hayattaki tek amacınız her gece 31le kendini tatmin etmekken, "vatanı nasıl kurtarırım'ın" hesabını yapmaktan geceleri uyuyamamış adamlara, isimlerinin geçtiği başlık altında bok atan birer orospu evladısınız hepiniz.
şu videoyu izleyin de bir vatan için adanmış bir hayatın nasıl olduğunu görün. sahte siyasi liderleriniz yol yaptı takla attı diye öğünürken 86 yaşında geçmişi konuşmayı faydasız bulup sürekli şimdi ve gelecek hakkında konuşan bir adam nasıl olurmuş görün.
sırf sözlükte formatmış küfürmüş çaylağa siliğe düşecekmişim diye özgürlüğüm hür iradem için canlarını hayatlarını ortaya koymuş insanları ezdirmem sizi hain orospu evlatları!
atatürke ters düşen hareketleri varmış, dargın ayrılmışlar, bu da tutmuş her yerden atatürkün resimlerini kaldırtmış, hatta uyduruk bir gemi battı masalıyla paralardan bile atatürkün resmini kaldırtmış...sevilecek biri değilmiş.
atatürk'ün ankara'daki çiftlikle ilgilenmesine karşı çıkmış deniliyor. atatürk'ün enerjisini ve devletin hazinesini tüketiyormuş, inönü'ye göre. grassi hoca yazmış ilginç. ilk defa duydum.
ismet Paşa Lozan'a ait hatıralarını naklederken, o günlerin havasını şöyle aksettirir:
"Güçlüğü hatırlamak için size söylüyorum. Orada bir akşam, ingiliz Murahhası Lord Kürzon, yanında Amerika Murahhası varken bana şöyle dedi:
- Aylardan beri Müzakere ediyoruz. Arzu ettiklerimizin hiç birini alamıyoruz. Vermiyorsunuz. Anlayış göstermiyorsunuz. Memnun değiliz sizden. Ama, ne reddederseniz, cebimize atıyoruz. Cebimize saklıyoruz.
Memleketiniz haraptır. Yarın geleceksiniz. Bunları tamir etmek için, kalkınmak için yardım isteyeceksiniz. O zaman, bu cebime koyduklarımdan herbirini birer birer çıkarıp size vereceğim...
- Çok emekle bu neticeye varmışızdır. Şartlarımız, milletimize göre haklıdır. Bunları behemehal alacağız. Biz bunları alalım. Siz şimdi verin. Sonra gelirsek, istediğinizi yapın..."
Lozan antlaşmasının imzasından sonra ingiltere'de New Conventional gazetesinde şu satırlar yazacaktır:
"Gerçekten Türkiye, teorik bakımdan bağımsız bir ülke oldu. Lakin bu, ticaret ve sanatta kabiliyetsiz ve sermayeden yoksun ahaliyi bilenlerce malumdur ki, bu bağımsızlığın ömrü pek kısa olacak ve eski durumu bir başkası üzerine alacaktır."
4-6 Aralık 1943: Cumhurbaşkanı ismet inönü Kahire Konfernası'nda ABD Başkanı Franklin Roosevelt ve ingiltere Başbakanı Winston Churchill ile bir araya geldi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2011513/+
Çok Partili düzene geçildiği sıralar, sandık başındaki müşahitleri ya da görevlileri -o zamanlar ne deniyorsa- işgüzarlık yapıp, oy verenleri baskı altında tutmaya çalışıyorlarmış ve ismet inönü’ye oy verdirtmeye çalışıyorlar. ismet inönü’ye oy vermeyenleri jandarma tarafından gözaltına alınmasını sağlıyorlarmış. Türkiye halkı her zaman zor günler geçirmiş ve geçirmeye devam ediyor.
Kaynak: 32. Gün belgeseli, demirkırat belgeseli ilk bölüm.
türkiye'ye ait herhangi ege adasının italya veya yunanistan'a devredildiği bir anlaşmada dahli bulunmayan büyük devlet adamı. ha! cephelerde sağır ettiği kulaklarıyla dalga geçen kansız köpekler birşeyler öğrenmek istiyorlarsa, bu adamın kuruşu kuruşuna ödediği osmanlı borçlarına göz atabilirler mesela.
Şu tavukları görüyor musun sevgili Türk çocuğu? O tavuklardan biri ingiltere Dış işleri Bakanı Lort Curzon, diğer tavuk Fransa Başbakanı Poincare. Yumurtaları altına alan horoz kim? ismet Paşa. Ne yapıyorlar? Lozan Anlaşması'nı imzalıyorlar. Kim çiziyor bunu? Yunanlılar! Ne zaman? Lozan Anlaşması'ndan 5 gün sonra. Nereye? Yunan Kedi mecmuasının kapağına. Yumurtaların üzerinde de konuşulan diğer konular yazıyor.
ismet Paşa'nın altında neden Lort Curzon var diye soracak olursan, bu adam hakiki bir Türk düşmanıydı ve yıllarca Türklere her türlü adiliği yapmış bir adamdı. Lozan'da ismet Paşa'yı yola getirmek için elinden geleni yaptı ama Paşa boyun eğmedi. Bu yüzden bu Curzon denen aşağılık adam, ismet Paşa'ya her türlü hakareti ve küfrü ederek Lozan'ı terk etmiştir! Sana bu Curzon'u, Türk dostu olarak tanıtanların tamamı haindir, tamamı ingiliz uşağıdır.
ismet Paşa'nın altında neden Fransa başbakanı var diye soracak olursan, o da hem Büyük Taarruz'da hem de Lozan sürecinde tam bir Türk dostu oldu. Dur hemen şaşırma, dost dediysem, kara kaşımıza değil! ingiltere Irak'ı aldı, Hindistan'ı aldı, Mısır'ı aldı, Yemen'i aldı, Kafkaslar'ı tuttu eee? Fransa'ya ne kaldı? işte sevgili Türk çocuğu, Fransa bu sebepten Türklerin yanında olmuştu. Bu da Mustafa Kemal Paşa'mızın dehasıdır. italya'nın, izmir'i ve Trakya'yı alan Yunanistan'a desteğini çekmesi gibi.
Lozan'ı bilmek zorundasın Türk çocuğu. Dedelerinin en büyük zaferi Lozan'dır. Çünkü bu topraklar üzerinde yüzyıllarca kapitülasyon düzeni hakimdi. Padişahlar yabancılara öyle ayrıcalıklar verdi ki askerlikten muafiyet, vergi ayrıcalığı, idari, hukuki, ticari, eğitim ayrıcalığı yüzünden dedelerimiz 3. sınıf vatandaş olmuştu. Bugün Suriyelilere verilen ayrıcalıklar gibi... Sonunda tepemize çıktılar. Ordumuzu Almanlar yönetirken, paralarımızın üzerinde bile Fransızca, Ermenice, Yunanca ibareler vardı. istasyon isimlerinden su faturalarına kadar her şey Fransızca, ingilizce'ydi bu topraklarda. Osmanlı parlamentosunda ve hatta Saltanat Şurası'nda neredeyse Türk yoktu. Olanların da sözü geçmiyordu. Lozan'la işte bu düzen bitti. Lozan'la yabancı bayrakların hepsi indirildi ve yönetim Türk milliyetçilerine geçti. Zulüm dedikleri budur! Atatürk'ün, Türk ırkından olmayan hiç kimseyi memur yapmadığını biliyor muydun? işte zulüm dedikleri budur! Atatürk'e, Lozan'a bu yüzden düşmanlar. işte bu sebeplerdendir ki Yunanistan, ismet Paşa'yı horoz, diğerlerini tavuk olarak çizmişti.
Dinin siyasete en yaldızlı şekilde alet edilmesi yüzünden memleketin iki defa battığını görmüş olan benim gibi bir adamın, din istismarcılarının zararı karşısında duyduğu heyecanlı hassasiyeti, vatandaşlarımın anlamasını isterim. Bu hakkımdır.
büyük komutan ve devlet adamı, dün ölüm yıldönümüydü. yurdun kurtuluşundaki fevkalade katkıları yanında islami teröre göz açtırmamasıyla hafızalarda yer etti. bugün gelinen noktada kıymeti daha iyi anlaşılmakta.
Gazeteci-yazar Cengiz Çandar'a, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesi'ne girerken, dışarıda bekleyen protestoculardan
bazıları yumurta ve domates attılar. Atılan yumurtalardan ikisi Çandar'ın sırtına isabet etti.
ERDAL iNÖNÜ'NÜN DEĞERLENDiRMESi
Öte yandan, toplantıya dinleyici olarak katılan ve Dolapdere
Yerleşkesi'ne girişinde bir grup tarafından yuhalanan Prof. Dr. Erdal inönü, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Fikirleri tartışmaktan hiçbir şey çıkmaz. Korkmamalı” dedi.
Gerçek devlet adamı.
ikinci dünya savaşı gibi dünya için de çok zor çok buhranlı geçen bir dönemde, ülkede rahatlık tesis edebilmesi zaten olanaksızdı. yönetimden kaynaklanmayan sebeplerle zamanında türkiye halkına belki açlığı paylaştırmıştır fakat onursuzluğu değil, yolsuzluğu değil, içeriden ve dişarıdan sömürülmeyi değil.
böyle isimler çomarların ağzına düştükçe daha değerlenir.
ruhu şad olsun.