gayri müslim azınlıklara varlık vergisi çıkartarak vatanı türkleştirme yolunda adım atmış lider.
daha sonra rahmetli menderes te kalan adımları atmıştır.
lozan'da başarısız politikalarını örtbas edebilmek için efsaneler uydurulan kişi. Madem italyanlar bizden o kadar korkar idi, 12 adaları ne diye onlara bıraktık, diye sorarlar adama.
Not: ayrıca mösyö fransızlara denir italyanlara sinyor.
Lozan görüşmeleri sırasında italyan delegesi ile arasında şöyle bir diyalog geçer:
Delege: - Sizi protesto ediyorum!
inönü: - Bana bak, eğer beni böyle protesto edersen yarın seninle savaşa tutuşuruz!
Delege: - (Korkarak) Şimdi savaşı da nereden çıkardın?!
inönü: - (Elini Masaya Koyar) Bak Mösyö, ben askerim. Yıllarca savaştım, silahtan, savaştan, toptan-tüfekten başka birşey bilmem. O yüzden, böyle protestoydu, cilveydi, bunlardan anlamam!
Delege: - (korkar)
alıntıdır.
kaynak: vikipedi
kendi resmini paralara bastırmasının ana nedenlerinden biri 2. Dünya Savaşının sürdüğü o dönemki düşünce, inönü'nün çevresinde ulusal birliği sağlamaktır. Atatürk'ü unutturmak değil. Kaldı ki, Anıtkabir'in yapılması kararı da inönü döneminde alınmıştı. o zamanlar atatürk bir kült haline gelmemişti. ve bu karar devlet başkanı bu çizgide devam ediyor manasını taşımaktadır. hadi kendisine ve cumhuriyete karşı olanların tepksini anlıyorum. ama geri kalanların kendisinden bu kadar nefret etmesini anlayamıyorum... yıllarca aynı davaya baş koymuş iki insanı karşı karşıya getirmek büyük ayıptır. türk milleti bu iki büyük insanı da minnetle ve şükranla anmalıdır. ikisinden birini yererek değil...
Atatürk'ün ilkelerinden ilk ödün ismet inönü zamanında ödün verilmiştir. Atatürk vefat ettikten bir hafta sonra Ankara'da Atatürk heykellerini söktürdüğünüde okumuştum.
mustafa kemal atatürk'ü hiçbir zaman arkasından vurmayan adam. yarım yamalak ve saçma sapan bilgilerle yaftalanmaması gereken adam. gerektiğinde mustafa kemal'in yanlışlarını yüzüne vurabilecek kadar cesurdur. bu da mustafa kemal ile hayatının son yıllarında arasının açılmasına neden olmuştur...
edit: ayrıca sırf 2.dünya savaşı konusundaki kararlı tutumu için bile saygı duyulacak olan adamdır.
Uygulanan baskı ve asimile politikaları yüzünden ikinci dünya savaşı sırasında örgütlenen makedonya'da ki Rumeli Türkleri'nin oluşturduğu, Titoyugoslavya'sı tarafından sindirilen, bunun için ansızın savunma avukatları tutmalarına izin verilmeden sorguya çekilen, aylarca işkenceye uğrayan ve mahkemeye çıkarılıp idam, sürgün, hapis cezalarına çarptırılan yücel teşkilatı üyelerinin yardım talebi için; "Misakı milli sınırları dışındaki Türkler ile ilgilenmiyoruz" cevabını verebilecek kadar dar görüşlü, kimilerine göre yüce şef.
Sonuç olarak; o yıllarda Makedonya nüfusunun 3'te 1.2'sini oluşturan Türk nüfusu şu an sadece 90.000, tebrikler.
"Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemahal Türk yapmaktır. Türklere ve Türkçülere muhalefet eden anasırı kesip atacağız. Vatana hizmet edeceklerde arayacağımız evsaf her şeyden önce o adamın Türk ve Türkçü olmasıdır" şeyh said isyanı sonrası böyle konuşan lakin Atatürk'ün ölümünün ardından Türkçülüğe her türlü işkenceyi yapan adam.
Atatürk'ün eline su dökemeyecek bir şahsiyettir ki Atatürk'ü ve yakınındaki hiçbir şahsiyeti çekemediğinden kuyusunu kazmıştır.
Tarihte hiçbir başarısı olmadığı halde bu kadar büyütülen tek adamdır , inönü savaşı'nda başarının kendine ait olmadığını kabul etmiştir , asıl başarılı gösterilmesi gereken birçok kişi varken (bkz: Fevzi Çakmak)bu tür kişiler hep geri plana atılmıştır. (bkz: dindar olmanın dezavantajları)
Zaten Atatürk'ün de hiç sevmediği bir şahsiyettir.
Türk silahlı kuvvetlerinin bir subayıdır. O yüzden yaptığı binlerce yanlışa, bencilliğe rağmen saygıyla karşılanır.
Lakin,
o ve çevresindeki insanlar yazık etmiştir vatana.
ikinci dünya savaşına girmemesine gelince, Allah aşkına güldürmeyin adamı ikinci dünya savaşına girecek hal mi vardı o dönem türkiyesinde?
o devirde ismet paşanın muhteşem ikmal zekası nedeniyle binlerce türk askeri savaşa girmeden çadırlarında zaatureye ve benzeri hastalıklara tutularak Şehit olmuştur, Almanya'dan korunmak için istanbul'un anadolu yakasından avrupa yakasına geçirilen askerlerin ayaklarında adam gibi postal yoktur. Bir jandarma çadırına verilen günlük odun miktarı 4-6 kilo arasındadır.
savaşa girsek herhalde en az kurtuluş savaşındaki hatta daha da şiddetli bir halde yokluk çekerdik, belki yenilmezdik ama 1 alman tankını yok etmek için onlarca Türk askerinin asil kanı akardı.
Ha bir de ismet paşa'nın muhteşem savunma stratejisi vardır. Ordular alman birlikleri gelir diye olabildiğince geriden karşılayın birlikleri, hat müdafaası yapın.
Blitzkreig gibi bir savaş dehası sisteme ne de işlevseldir, motorize olmayan bir ordunun bu savunması.
savaş biterken almanya'ya savaş açması da muhteşem dehasının ürünü değil mi?
eğitimdeki muhteşem atılımları, Türk eğitim devrimini devam ettirmemesi, Türk eserlerini yeni abeceye çevirtmemesi, Milli eğitimi devşirme çabaları, üniversitelerde Türk devrimi aleyhinde bulunanları kadrolaştırması.
Art niyetli miydi bilemem de bütün bunlar iyi işler denemez.
eleştiren godoş fethullahçılara gelince.
Size düşmedi türk ordusunun bir subayını eleştirmek, siz gidin amerikan köpekliği yapın.
hadi hepsini geçtim, ismet inönüye bok atanların ellerindeki en güçlü argüman paradan atatürk resmini çıkarması.
lan sanki görende bu adamları atatürk aşkı ile yanıp tutuşuyor sanacak.
şimdi gelse tayyip veya feto benim resmim koncak dese ilk elden alkış tutacak yine bu zihniyettir.
vay efendim, zaman gazetesi yazarı kimmiş de, ismet paşamıza bok atarmış?
eğer senin koskoca yazıda gördüğün tek şey yazanın kim olduğu ve onun çalıştığı kurum ise zaten hiç okuma yazacaklarımı. şimdi sessizce kapat bu sayfayı ve başka sayfalara doğru yelken aç.
öncelikle madem çok takıldınız bu zaman gazetesi olayına, söyleyeyim: ben de öyle zaman gazetesi taraftarı falan değilim. ama nerede iyi bir yazı yazılmışsa, kim nerede doğruyu söylemişse alıp okumaktan da çekinmem. bakın siz de öyle yapın, boşverin insanların kişi ve kurumlara yüklediği sıfatları. boşverin şekilciliği.
ismet inönü'nün kurtuluş savaşına katkısı elbette inkar edilemez. zaten başta kurtuluş savaşının kurucularındandır. başka söze gerek var mı?
ama bir insanı sadece iyi yönleriyle değerlendirmek gerçekci olmaz.
yazıda anlatılan gizli tarihtir. şahsen ben resmi tarihe güvenmem, çünkü resmi tarih halkın psikolojisine göre yön kazanmış olabilir.
ki kimse bana ismet inönü'nün muhteşem bir insan olduğunu savunmasın. tüm yaptıklarını es geçerim de, devlet dairelerinden ve paralardan atatürk'ün resmini kaldırıp da kendi resmini koymak ne demektir?
kuyruk acısı olan eziklerin genelde kendisi için sağır, askeri deha değil diye bok atmakta bıkmadığı kişi.
şu adamın milyonda biri kadar şerefe sahip olsalardı zaten şuanda taktir ediyor olurlardı.
dp zamanında sefil dincilerin asker kaçağı diye çamur attığı osmanlı kurmay albayı cumhuriyet generali .
atatürk kadar başarılı elbette değildir. ama türkiyeyi 2. dünya savaşına sokmayarak yüzbinlerce hayatı kurtarmıştır.
bu dünyaya zerre faydası olmayan çapulcuların bok atıığı, faydasız dediği kurtuluş savaşı kahramanı.
tarih bilgisinden yoksun bu zavallılar sürüsü genelde zaman gibi gereksiz gazetelerin iftiraları ile hareket ederler.
bu klavye delikanlıları ismet inönü hayatını cephelerde harcarken, ülkesi için kurşunlar arasında gezerken genelde abd ve onun yalakası olmuş ak işbirlikleri yalar, yediği kaba pisler.
bir savaş olsa ilk olarak kaçacak kişiler hatta düşmanla işbirliği yapacak kişiler yine bunlardır.
lan ne garip ülkeyiz ya.
şu ülkede taktir almak için illa abd yalakası olmak, şerefsiz mi olmak lazım.
mustafa armağan'a ve onunla aynı zihinsel özrü bulunanlara hayatta olmasa dahi hala batan kişi.
hayır anlaşılmayan nokta şudur ismet inönü'nün neyi tartışılmaktadır?
ismet inönü'yü askeri yönden tartıp siyasi olarak aynı fikirde olmadığı için yerden yere vurmaya çalışan zaman gazetesi yazarına sormak lazım 'acaba geceleri rüyasına ismet paşa mı giriyor da bu saçma sapan çıkışları yapıyor?'
ismet inönü nasıl komutandır? işte bu sorunun cevabını en iyi o devrin insanları vermiştir.
hayatında savaş meydanında bulunmamış evinde klayesi ile ertesi günkü yazısını yazıp cebini sıcak tutanlara ismet inönü'nün komutanlığını tartışmak düşmez.
o devirde, milli mücadelede halk mustafa kemal'i ve ismet inönü'yü seçmişse buna saygı duyacaksın.
sonradan şöyleydi böyleydi demeyeceksin.
ne ismet inönü'ye babasından koltuk kalmıştır,
ne de mustafa kemal'e.
o insanlar sözüm ona demokrasi yıldızlarımız gibi seçilerek gelmişlerdir.
fakat seçilmek için ne afişe değil cesarete ihtiyaçları vardı.
o devirde herkes isterdi mustafa kemal olmak, herkes isterdi ismet paşa olmak.
ama sadece ve sedece bu insanları diğerlerinden ayıran birbirlerine bağlılıkları ve cesaretleri olmuştur.
haklarında idam kararları verileceğini bile bile çıkmışlardır yola.
öyle afiş bastırarak, kömür dağıtarak seçilmemişlerdir.
seçilmek için, seçilince vatanı için seçilmek için, onları seçenlere bağımsızlık getirebilmek için canlarını ortaya koymuşlardır.
avrupaya kaçmamışlardır birileri gibi. kazım karabekir'e gelince,
o değil midir ki bu insanların şeymsiyesi altına girme cesaretini göstermiş,
yeri gelmiş şemsiyeyi o insanlardan daha çok sahiplenmiş.
işte bu kararı veren kazım karabekir'in de kararını tartışmak kimseye düşmez.
hele zaman gazetesinin sözüm ona 'tarih' yazarına hiç düşmez.