zamanında demokrat parti tarafından, hakkında "inönü ve ailesinin mal varlığı osmanlı hanedanının mal varlığını geride bırakmıştır" diye soruşturma açılmak istenmiş ama malum çevrelere takılmıştır. yahu bir araştırın bakalım bu adam ne kadar söğüşlemiş bizi. ne kadar namuslu ve vatanperver olduğunu bir görsün millet.
enteresandır, türkiye'de ne kadar ruhsuz, kansız, namussuz varsa, tamamı bu insanı sevmez..
edit: bütün namussuzlar inönü'yü sevmez ama inönü'yü sevmeyen herkes namussuz demek değildir.
yahut sorsanız, hapishanedeki hırsızların, tecavüzcülerin, suçluların %90'ı allah'a inanır, ama allah'a inananlar tecavüzcü değildir. vs.. *
diktatör denilen, türk siyasi tarihinin en ateşli yıllarını; ittihad ve terakki, balkan savaşı, birinci dünya savaşı, mondros mütarekesi, anadolu'nun işgali, kuvay-i milliye, türk hainler, tbmm'nin kuruluşu, kurtuluş savaşı, türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşu, lozan konferansı, montrö boğazlar sözleşmesi, mustafa kemal'in vefatı, milli şeflik, ikinci dünya savaşı, götümüze kadar gelen almanya, demokrat parti, soğuk savaş, kore savaşı, 1960 darbesi, cemal gürsel, adalet partisi, 1971 muhtırası ve unutulan onlarca şeyi görmüş türk askerdir.
düzeltme: 1908, meşrutiyet, 31 mart olayı falan girmiyoruz bile oralara.
bu adam olmasaydı türkiye şu anda süper güç olurdu. bir insan bu kadar mı ülkesinin aleyhine iş yapar. burnumuzun dibindeki ege adalarını verdi, savaş sonrası yunanlıların bize olan 4milyon altın frank tazminatı kabul etmedi. * ki bu ozamanki borcumuzun 4 katı olan bir mebla. akabinde adnan menderes gibi sadece ülkesi için çalışan bir insanı astırmasında rol oyna. tarih unutur ama Allah unutmaz.
en kısa tabiriyle karşıdevrimcidir. ülkenin genetiğini değiştirmiştir. antiemperyalist türkiye'yi alıp doğruca önce ingiltere-fransa'ya sonra da abd'ye satmıştır. 1938-50 faşizminin milli şefidir. ulusal kültür sentezini kendi icat ettiği yunan-latin edebiyatıyla iğidiş ettirmiş ve tanzimat batıcılığını hortlatmıştır. halkın birtarafta tamamen komprador batıcı bir kitleye diğer yanda ise buna duyulan tepkiyi bizzat cumhuriyete tepki şekline dönüştüren şeyhlere, şıhlara tapan gerici bir kitleye bölmüştür. imam okulları, din dersleri, türbelerin tekkelerin tekrar açılması hep bu zatın işidir. chp'yi önce bir faşist partiye ardından da kendisinden menkul bir muhalefet partisine dönüştürmüştür.
chp genel başkanlığı 33 yıl sürmüştür. ancak ben hala genel başkanlıktan ayrıldığına kani değilim. inönü halen chp'den tasfiye edilemediği için ülke ve chp bu haldedir.
garp cephesindeki beceriksizlikleri ise biraz kurtuluş savaşı hatıratı bilenler için hayret verici değildir.
Rahmetli dedemin anlattığına göre:
--"bu adam ulucamiileri boşalttı ve ahıra çevirdi, gözlerimle gördüm. halk bu adamın ölmesini yıllarca bekledi ve kurtulduk ondan. ondan sonra ulucamiiler temizlenerek eski haline dönüştürüldü."
şimdi anlıyorum tayyip'in neden bu adama hitler dediğini. meğerse katliamlar bu adamın başı altından çıkmış.
bugünlerde yavsak bir politikaci müsveddesinin hitler e benzeterek bok attigi liderdir. ulan yavsak sen gidersin ama böyle pasalar baki kalir. unutmaki bugünleri o ve onun gibilerine borclusun!!!!!!!!!
rahmetli o kadar türk evladıdır ki, banknotların üzerindeki bozkurt-atatürk ikilisinin kaldırıp yerlerine kendisinin ve tiftik keçisinin resmini koydurmuştur.
Bu memleketin kurtuluşu için savaşmış komutandır. Devlet adamı olarak istenildiği kadar eleştirilsin; "sadece kendisi ile tarikatına müslüman olan ve gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış din simsarları" tarafından üzerine atılan çamurla karalanamayacak Türk evladıdır. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
iktidarı kendi eliyle devrettiği, kaybettiği seçim ile ilgili söylediği söz, gerçek bir milli kahraman olduğunun ispatıdır. 1950'de koltuğunu muhalefete bıraktığında, "işte benim en büyük zaferim!" der..
tüm yetişmiş değerlerimize yaptığımız gibi acımasızca eleştirdiğimiz ve devre o devrin penceresinden bakmayı başaramama hastalığıyla sadece gündem değiştirmek için saldırdığımız büyük türk komutanı.
Türkler bitti, bir daha kafalarını kaldıramaz dendiği sırada Türk Milleti'ni yeniden şaha kaldıran ve Atatürk'ün deyimiyle ‘Sadece düşmanı değil milletin makûs kaderini de’ yenen
Kurtuluş Savaşı'nın en önemli 3 isminden biri, Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak'la birlikte Büyük Taarruz'u yöneten, Batı Cephesi Kumandanı. Arkadaşlar bugün Ermenileri 2 sayfalık protokol imzalamaya ikna edemezken, o gün yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden doğan ağır yaralı bir ulusun haklarını henüz 36 yaşında siyah saçlarla gidip beyaz saçlarla döndüğü Lozan'da devrin en büyük emperyalistlerine karşı savunmuş. Tüm dünya Nazilerin önünde el pençe dururken savaşın acısını iyi bilen biri olarak her türlü manevrayla ülkesini savaşın dışında tutmayı başarmış. Bizi ekmeksiz bıraktın diye feryat edenlere Babasız bırakmadım ama diyebilmiş adamdır ismet inönü.
Sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz de
Ama birazcık vicdanın varsa saygısızlık etmezsin!
Hele ki masum insanları gaz odalarında öldüren, çocukları fırınlara atıp sabun yapan 21inci yüzyılın en büyük psikopatına, katiline benzetemezsiniz onu!
Diktatör aranıyorsa bilinmelidir ki:
Kurtuluş Savaşı'nda kanla kazanılan toprakları 3 kuruşluk siyasi çıkar için ağalara, şeyhlere peşkeş çeken ismet inönü değildir.
Esaretten kurtulma uğruna binlerce şehit veren bir halka yıllar sonra odunu bile vekil seçtirebileceğini söyleyen de o değildir.
Kim midir? Bu ülkede namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olduğunda yazarım.
Söz.
başbakanlığı zamanında kurduğu fabrikalardan bazıları aşağıdadır;
* 1936'da Sümerbank Kâğıt ve Karton Fabrikası olarak kurulan, 1955'te ismi SEKA'ya çevrilen fabrika 2005'te kapatıldı.
* Ereğli Demir Çelik Fabrikası 1965'te üretime başladı. 2006'da satıldı.
* 1926'da Alpullu ve Uşak, 1933'te Eskişehir, 1934'te Turhal, 1962'de Ankara ve 1963'te Kastamonu şeker fabrikaları kuruldu. Kastamonu ve Turhal, özelleştirilme listesinde. Alpullu'nun bu yıl satılması öngörülüyor.
* 1 Ekim 1925'te Bursa Dokuma Fabrikası'nın temeli atıldı. 2004'te kepenk indirdi.
* 14 Ağustos 1934'te izmit Kâğıt Fabrikası'nın temeli atıldı. Fabrika, 17 Mart 2005'te belediyeye devredildi.
* 1938'de kurulan Bursa Merinos Fabrikası 2004'te belediyeye ücretsiz verildi.
* 1938'de kurulan Fiskobirlik, 2006'da özelleştirildi.
şimdi akp'lilerin neden "bunların bir dikili ağacı yok" dediklerini anladınız mı?
hepsini kendileri satmışlar ya da kapatmışlar. şimdi yok diyorlar.
hakkında anlaşılamayan şey ise, milletin atatürk yönetiminden sonra, nasıl böyle bir baskıcı adamın rejiminin altına girdiğidir. ya cahilliktendir, ya da o derece korkutulmuşlardır ki demokrat partiye kadar milletin anasını ağlatmıştır ismet inönü.
ayrıca hakkında yazılı birden çok kitap olan kişidir. şükür ki bazısı tarafsızdır. ayrıca bazılarımız 15 yaşında olmadığı için bire bir o dönem yaşanyan insanlarla konuşma zevkine de eriştik.
bu ülke için kellesini ortaya koyan, türkiye cumhuriyeti'nin 2 numaralı kişisidir. kendisine milli şef olarak lutfedilen lakabı celal bayar ve adnan menderes uygun görmüşlerdir. atatürk'ün ölümünden sonra toplanan chp kurultayında celal bayar atatürk'e ebedi şef, ismet inönü'ye ise milli şef ünvanlarının verilmesini ve ismet inönü'nün parti içerisinde tek kuvvet olmasını yani ölünceye dek genel başkan plarak kalmasını teklif etmiştir. fakat ismet inönü 1946 yılında bu maddeyi kaldırarak genel başkanın kurultayda delegeler tarafından seçilmesinin uygun olacağını belirtmiş ve bu madde tüzükten çıkartılmıştır. şimdi bazı ayrıntılara;
evet o tarihlerde camilerde asker bulunmaktaydı, sebebi ise çok basit, ülkenin askeri birlikleri konaklatacağı binalar yoktu ve bunun neticesinde bazı cami, medrese ve hanlar askeri birliklerin konuşlandığı alanlar olmuştur.
o tarihlerde kendisine milli şef denilmiştir çünkü dönemin şartlarında ülkelerin başında bulunanlara böyle sıfatlar vermek modaydı. örnek olarak ispanya'da franco, almanya'da hitler, italya'da mussolini gibi. kaldı ki bu ünvanı kendisi değil dönemin başvekili celal bayar ve chp sekreteri olan adnan menderes uygun görmüştü.
1938 yılında alman kuvvetlerinin polonya işgali ile başlayan dünya savaşına ülke ismet inönü sayesinde girmemiştir. unutulmamalıdır 2003 yılında ırak savaşına taraf olmaktan son anda meclis oylamasına göre kurtulduk.
o dönemlerde ekmek karne ile alınıyordu, bu ismet inönü'nün hatasından değil dünyanın içinde bulunduğu ekonomik şartlardan kaynaklanıyordu. ülke kurulalı 20 yıl bile olmamışken, 1929 büyük buhran yaşanmışken ve en önemlisi dünyanın yarısı savaş ile uğraşırken bu ülkenin kaynakları kıt kannat bile olsa kendisine yetmesini bilmiştir. şimdi ise buğday latin amerikadan, kömür afrikadan, et ise nereden geldiği belli olmayan kaynaklardan sağlamakta.
sevgili arkadaşlar; bu üle için cephe cephe dolaşıp canlarını hiçe sayan, en önemlisi çocuklarının doğumunu göremeyip büyümelerinde yanlarında bulunamayan milli mücadele kahramanlarına laf atmak kimsenin haddi değildir. ismet inönü'nün çocuklarının hiç birisinin gemisi, ya da likit yumurta fabrikası yoktur. ülkeyi yöneten insanları beğenip beğenmemek kişilerin kendi problemleridir; ama bu ülkeyi kalkındırmak için fabrikalar kuran, eğitim seviyesini arttırmak için köy enstitülerini kuran, ülkedeki yetenekli gençleri dünya vitrinine çıkartmak için kanunlar koyan, devlet planlama teşkilatını kuran bir insana faşist yaftasını yapıştırmak ne kadar doğrudur. cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kurulan onca tesisi 7 yılda satan bir hükümet ne kadar vatanseverdir. yakında atatürk'e dil uzatarak onu da faşist yaftası ile ortaya çıkarmak isteyeceklerinden şüphem yoktur.
son olarak bu yazıya eksi not verecek kişilerin olması beni mutlu edecektir. onları gördükçe bu ülkeyi keşke hiç kurtarmasaydınız be paşam lafı havada asılı kalmayacaktır.
sanırsınız lozan da cephede kazanılan savaşın bütün getirilerini kaybetmedi. sanırsınız atatürk ün resmini paralardan o kaldırmadı. sanırsınız ezanları susturmaya teşebbüs etmedi. sanırsınız büyük adamdı.
rte ci değilim ama ismet inönüyü de sevmem. en az rte kadar.
mustafa kemal sonrası politikaları zamanın ve ülkenin gerçekleriyle ne kadar uyuşmaz olursa olsun, sürdürülebilir bir kalkınmanın zorlukla yapılan başlangıcının ardını -ki o başlangıç mustafa kemal zamanında ne kadar sağlam yapılmıştır, tartışılır- getirememesi ve gerek mustafa kemal ile gerek kendi başınayken ülkede yaşanan insanlık dışı hak ihlalleri ve dahi katliam denebilecek olaylardaki parmağı ne kadar tartışılırsa tartışılırsın, ismet inönü kendi zamanında avrupada yükselen faşist ve totaliter yönetim geleneğine ne kadar özenirse özensin bu adam ülkesini hayali bir imparatorluk kurma uğruna yıkıntı haline getiren psikopat bir diktatörle asla kıyaslanamaz, kıyaslanmamalıdır. osmanlının son döneminde dünyada cereyan eden diğer büyük olaylara bakılınca pek bir önemi olmasa da, türkiye cumhuriyeti onun kazandığı askeri ve diplomatik zaferlerin çevresinde kurulmuştur, bu yüzden ismet inönü hem bir savaş kahramanı hemde bugün sırtını bin yıllık cahil bedevi geleneklerinin bir derlemesinden ibaret olan dejenere yaşam tarzı ve düşünce sistematiğine dayayan bir zümrenin saldırısı altında olan,medeni ve anayasal bir cumhuriyetin kuruluşunda önemli katkıları bulunan bir devlet adamıdır.
her işte bir kusur bulan, minnet duygusu gelişmemiş, bir türlü memnun edilemeyen halkımız tarafından "başarısız politikacı" damgasını yemektedir, diktatörlükle itam edilmektedir. sanırsın lozan'da o değil de başkası vardı, sanırsın inönü muharebelerini o değil de başkası yönetti. kendisi bir mustafa kemal olmasa da türkiye tarihi için en önemli şahıslardan birisidir.
atatürk'ün ölmeden önce görevden aldığı..ama atatürk öldükten sonra beni vasiyet etti diyerek ülkenin başına geçmiş olan.adnan menderes ve arkadaşlarının asılmalarında parmağı olan kıtlık günlerinin yaratıcısı ve halkın beline yüklenmiş ağır vergilerin başmimarı..
Bana shakespeare'in şu güzel sözünü aklıma getirmiştir.
-Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın. W. Shakespeare
+Dostum siz askerlik yapın, hep askerlik yapın, sadece askerlik yapın. erkanaslan.
