“...Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. ...harf inkılâbının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. ister istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de ‘Sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapça’yı kabul etmeliydik’ derlerdi. Yani ‘Vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı’ görüşünü hararetle savunurlardı.
Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk Beyi olarak devlet başına geçmiş- ler ve millî hususiyetlerini muhafaza etmiş- lerdir. Sonra, Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi millî kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur”.
Gördünüz değil mi? ismet Paşa hatıralarında harf inkılâbının dinî sebeplerle yapıldığına dair bir söz etmiyor; hattâ işin gerisinde senelerden buyana iddia edildiği gibi bir “okuma-yazma kolaylığının” da bulunmadığını, inkılâbın temelinde Türkçe’yi ve millî kültürü “kurtarmak” düşüncesinin yattığını söylüyor.
--spoiler--
Not: sahtekâr tarihçilere ve onlardan alıntı yapan sersemlere itibar etmeyiniz.
asla kötülemediğim ancak bazı uygulamalarında siyasi çıkar sağlamak amaçlı atatürk'e ebedi şef, kendisine de milli şef unvanını veren ve bu yolla dp karşısında oy kazanabileceğini düşünen milli mücadele kahramanımızdır.
mekanı cennet olsun, dinsiz derlerdi ancak o dini siyasete (son zamanları hariç desek daha doğru) alet etmeyen bir değerimizdi.
Başta RTE olmak üzere ak partili siyasetçiler ismet inönü' yü hep eleştirir. Efendim neymiş millete fırçalı ekmek yedirmiş.
Eleştiri mantığına bak. Ulan sen Suriye savaşında ülkeyi bölünme noktasına getirdin. Binlerce askerin şehit oldu savaşa bir fiil girmedigin halde. Ama yeni kurulmuş devleti dünyanın en kanlı savaşında yara almadan ayakta tutmuş adama laf ediyorsun.. Bir tarafta naziler bir tarafa Sovyetler.
Sen Suriye savaşında bir gün ruscu bir gün abdci oluyorsun. Ülkeme durduk yere 3 milyon Suriyeli alıyorsun. Ondan ismet inönü yü eleştir.
Tarihi kişilikleri, tarihi tartışabiliriz. Fakat bunu bilgi ile yapmak mecburiyetindeyiz. Cumhuriyetin ilk dönemi, inönü'nün etkin olduğu dönem çok açık bir dönem değil. Bu yüzden zorlanıyoruz. Hani deriz ya ... Tarihi tarihçilere bırakmak lazım. Biraz da bu iş böyle. Tüm yönleriyle hakim olmamız zor olan konularda, bugünün kolaycılığı ile insanları yargılamak kolay. Ancak gerçeğin tam olarak nasıl olduğunu anlamak o kadar kolay değil. Ben okuduklarıma bakınca şunu söylemek istiyorum: inönü'nün eline şimdiki siyasetçiler su dökemez. Ancak ismet inönü de bir Atatürk değildir. Sanırım böyle bir yargı kurabiliriz.
1947 Truman doktrine güvenip Amerikan yardımı kabul etmiş,1964 yılında time a verdiği demeçte Amerika’ya güvenmenin hata olduğunu belirtmiş,aynı yıl Başkan Johnson tarafından Amerika’ya davet edilmiş,aynı yıl hükümeti düşürülüp Süleyman Demirel hükümeti kurulmuş.
--spoiler--
Amerika’ya sırtını dayamaya pişman olan siyasetçi.
--spoiler--
açık açık atatürk'e saldıramayan sinsi yunan tohumlarının yalan ve iftiralarının hedefidir.
sadece kurtuluş savaşı kahramanı değil 2. dünya savaşı gibi bir vahşet ortamında türkiye'de barış ortamını sürdürebilmesiyle de kahramandır.
bugün o yunan tohumları ismet inönü'ye iftira atabiliyorsa, hain dedeleri son günlerdeki basiretsiz savaş meraklısı gibi birileri tarafından 2.dünya savaşına gönderilip hitler tarafından gebertilmediği için. yani bu ülkede hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
2. dünya savaşı kahramanı falan değildir, büyük devletler bizim o savaşa girmemizi isteseydi bırak inönüyü atatürk-erdoğan'lı koalisyon olsa da sokarlardı.
ikinci dünya savaşındaki politikası nedeniyle eleştirmek için ya cahil ya da hain olmak gerekir. ismet inönü, 2. dünya savaşı sırasında bu ülkenin insanını kendi emelleri uğruna ölüme göndermek isteyen, bu ülkenin kaynaklarını kendi savaşlarında tüketmek isteyen roosvelt,hitler,churchil ve stalin gibi çakallarla uğraşmış senin dedelerinin,ninelerinin hakkını bu çakallara yedirmemiş,bir kaç tane savaş lordu mutlu olsun diye bu ülkenin insanlarını savaş meydanlarında heba etmemiştir.
türkiye'nin o yıllardaki politikası savaşın dışında olmaktı tarafsız olmak değil önce bunu bir öğren! 2.dünya savaşında irlanda, ispanya, portekiz, isviçre, isveç de tarafsız kalmıştı,yani onlar da mı aptaldı?türkiye 1939 yılında ingiltere ve fransa ile yaptığı askeri antlaşmanın kurallarına sonuna kadar uyarken, karşı cephede yer alan almanya ile yaptığı ticari antlaşmalar da hiçbir biçimde daha önce yaptığı antlaşmalarla çelişmiyordu,bu da ismet inönü'nün balans politikasını başarıyla uyguladığının kanıtıdır. türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumak için savaşın dışında kalması gerekiyordu.o yıllarda ingiltere ve fransa ile barış deklarasyonu imzalayıp almanlar ile de saldırmazlık anlaşması imzalamak ülkeyi savaş dışı tutmak adına atılmış önemli adımlardı.
o günün şartlarında basra körfezine,bakü'ye girip balkanları geri almaktan bahsetmek çok şakacı olmayı gerektirir. o zamanki türk ordusunu amerikan ordusu ile karıştırmayın. balkanlara girdin diyelim o zamanın 1 günde polonya'yı yarım günde çekoslavakya'yı işgal edebilen dünyanın en iyi 2-3 ordusundan biri olan almanlar ile karşılaşınca ne yapacaktık peki? doğru düzgün tankı,topu,mekanize birliği ve hatta makineli tüfeği olmayan ordumuz almanlara karşı direnebilirmiydi sanıyorsun?sen bu işleri bilgisayar oyunlarında kolay oluyor diye gerçek hayatta da kolay mı zannettin? eğer balkanlara girip almanlara kafa tutmuş olsaydık önce almanya canımıza okur,sonra boğazları ele geçirir akabinde ruslar gelip burada almanlardan boğazları almaya çalışır savaş sonunda da geriye bir ordumuz kalmayacağından ülkemiz kazanan ülkeler tarafından ganimet diye paylaşılırdı.
savaş boyu ingiliz ve rusların lojistiğini karşılamak demek onlar tarafında savaşıyorsun demektir bu da uygulamakta olduğun savaş dışı kalma politikasına ters düşer.ingiliz ve rus'a mal taşımak almanlar ile yaptığın saldırmazlık anlaşmasını çiğnemek ve almanya'ya saldırması için bir fırsat vermek demektir.yani devlet katında işler öyle yürümüyor.bunun yanında türkiye, almanya'nın daha da güçlenmesi ve rusya'yı topyekün işgal edebilecek pozisyona gelmesi durumunda alman devletine, rusya içinde bulunan türki cumhuriyetleri bağımsızlık için rusya'ya karşı isyan etme işini organize edebileceğinin sinyallerini vermiş bu durum da almanlar'ın çok hoşuna gitmiştir.yani beğenmediniz inönü olasılıklar dahilinde b planları da hazırlamıştır. bunun yanında almanlara şirin gözükmeye çalışırken 2.dünya savaşında türkiye; almanya'nın yanı sıra ingiltere'ye de krom,demir çelik ve benzeri ürünler satmıştır. yani buradaki amaç herkesle bir şekilde iyi geçinip hayatta kalmaktır.
bunun yanında zaten abd ve ingiltere'de de olduğu gibi bazı gıda ürünleri karne ile dağıtılıyordu,kaynakların büyük kısmı ordumuza ayrılmıştı.(bugün de bir üçüncü dünya savaşı çıksa ekmeği karne ile alacaksın,savaş zamanı bütün kaynaklar ordunundur)
kısacası yatın kalkın da merhum ismet inönü'ye rahmet okuyun. onun akılcı politikaları sayesinde türkiye milyonlarca insanını hayatta tutmayı başarmış ve daha yeni kurulmuş cumhuriyeti korumayı başarmıştır.istiklal harbi kahramanı,hayatını cephelerde geçirmiş,lozan anlaşmasına imza koymuş,kurtuluş savaşı kazanmış, baştan aşağıya ülke kurmuş adama,milyonlarca genç ikinci dünya savaşının yıkıcılığında hayatını kaybederken ülkesini güvende tutan adama vizyonsuz diyemezsin!
