sıfır demektir. hiçbir şeye sahip olmama, kimsenin seni sevmemesidir. içini her gün kemiren duygulardan, inanılmaz acıdan kurtulmak amacıyla son çare bu yola başvurmaktır, intihara. geride ağlayacak sevdiklerin, bölüşülecek malın, unutulmayacak güzel anıların olmaz. bir kuytuda sessizce can çekişe çekişe göç edip gidersin işte, isteğin doğrultusunda.
hayatın bokluklarına dayanamamadır. herkesin en az bir kere aklına gelir, birileri teşebbüs eder bazıları etmez ya da edemez bilinmez. ama değmez, eminim değmez; hiçbir şey, hiç kimse için.
Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
"Mutlak birini seviyordu." demeliler.
Tanıyanlarsa, "Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti.."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı.
kısa ve öz, kendini öldürme eylemidir. arada sırada aklıma geliyor, kaçabileceğim bir şey yok, ama hayatımdan memnun muyum bilmiyorum. yapılabilecek bir şey yokmuş gibi hissediyorum.
insanlık onuruna aykırı mıdır, değil midir diye düşündüğüm.
yok, yok. intihar ediyorum diye ortaya çıkan ilgi manyaklarından değilim, işim olmaz da zaten. felsefe yapıyorum sadece.
insanların dertlerini düşünüyorum. hayal etmeye, ölçmeye biçmeye çalışıyorum. nasıl bir dert ki buna sebep olsun? herhalde mutluluktan intihar eden yoktur.
aslına bakarsanız dedem geçenlerde intihar etmeye kalktı. 80 yaşında adam yani bir de, az buz bir şey de değil. çok da korkuyor ölümden.
bazen düşünüyorum da... insan o kadar çok defalar ölümden kurtarıyor ki kendini, farkında bile olmadan.
çünkü ölüm nasıl anlıksa, kurtulması da öyle bir mevzu doğal olarak. tabi burda ciddi hastalıkları olan, uzun tedavi dönemleri geçirmiş veya geçiren insanlardan bahsetmiyorum ki allah'tan acil şifalar dilerim.
malumunuz, bizim memlekette insan olmak zor iştir. duygusuzluğuyla alay ettiğimiz batı bizden çok ötededir bu konuda. duygusuzlukla duyarsızlık arasında derin farklar vardır nitekim.
her neyse, nasıl bir etki yapılacak da insanın tepkisi kendi fişini çekmek olacak... anlayamıyorum. hırslarım el vermiyor.
o kadar seviyorum ki kimi insanların acı çektiğini görmeyi, sırf çektiremeyeceğimden korkmaktan intiharı düşleyemiyorum bile.
yaşam dediğimiz şey aslında ne kadar ego dolu değil mi? bir lokma ve bir hırkayla geçebilecek yılların aksine çok israflarda insanoğlu.
sadece bir lokmayla bir hırka da çok mu sıkıcı olurdu sanki? aklıma düştü şimdi. özellikle tasavvufla uğraşan insanların da aklına su kaçırabildim belki şuan, belki de değil.
gerçi dünyanın kanunu bu, denir ki yedi derviş bir postta oturur da iki hükümdar dünyaya sığmazmış.
intihar etmeyi düşünen arkadaşlar için yazmadım tabi doğal olarak bu yazıyı ama onlara var tabi bir notum:
pes etmeye değil, savaşmaya çok değer nefes almak. sizi kimse alıkoyamaz. siz gene de bir daha düşünün. burda bir hesap bıraktığınızda kolay kolay dönüp halledemezsiniz.
hayat güzel, kuşlar çiçekler geyiğine hiç girmedim. mutluyum.
intihar eden bir kız son notunda yazmıştı, bunu daha önce yapmadığıma pişmanım diye, bende düşünmeden edemiyorum, acaba bendemi bir gün böyle diyeceğim.
deneyimlerimden edindiğim kadarıyla intihar etmeye gerçekten niyeti olan bir insan bundan söz etmez, ölmesi gerektiğinden bunun engellenmesini istemez. yani intihar edeceğim lafından korkmayınız dikkat çekme amaçlıdır.
Soruyorum Şimdi Size; Sizin Bu kadar Berbat Bir Haliniz Olsaydı, Ne Yapardınız??
Bu Dünyada Rahat Yok,Ölüm Belki Kurtuluş
der ve hayatta tutunamaz artık. çünkü yalnızdır. çünkü çaresizdir. ve çareyi ölmekte bulur. savaşmak yerine,kalıp başarmak,direnmek yerine o en kolay yolu seçer. ölmek. ki bilmiyor ki her şey unutulur,geçer,biter. hatırlamak istersen ancak hatırlarsın. unutmak ise saniyelerini almaz. intihar pişmanlıktan başka bir şey değildir.
işim vesilesi ile sıkça denk geldiğim hadise. öncelikle intihar edeceklere tavsiyelerim var. şöyle ki; ağızına bir av tüfeği veya silah dayamak sureti ile intihar ettiğinizde silahın konumuna dikkat edin, silahı beyine doğru sıktığınızda kafa tası garip bir şekilde kırılıp dağılıyor ve beyin felan odaya yayılıyor duvarlar kirleniyor. aslında silahla intihar edecekseniz temiz olanı kalbe ateş etmektir, hem kurtulma oranı da oldukça düşüktür. ip ile gerçekleşen intiharlarda ise ipin kalitesine bağlama şekline dikkat ediniz, ilk hamlede boynu kıracak şekilde ayarlayınız ki acı çekmeden ölebilesiniz, en azından öyle görünebilesiniz. çeşitli tarım ilaçları ya da zehirli maddeleri içerek intihar edecekseniz eğer biraz sabırlı olunuz, ölmeniz zaman alacaktır, sabredemeyip hemen silahı da dayayıp ateş etmeyiniz ağzınıza. suya atlayıp boğulmak sureti ile intihar risklidir, boğularak ölüm zordur derler, o açıdan pek tercih etmeyiniz. yüksekçe bir yerden atlayarak intihar da mantıklıdır ancak ölmeme ihtimali vardır onda da. bir aracın önüne atlayarak intiharı hiç tavsiye etmem, yazıktır size çarpan insana, göçüp giderken bu dünyadan niye vicdan azabına başkasını sokuyorsunuz? her ne şekil intihar ederseniz edin ancak intihar etmeden önce bir yakınınıza haber veriniz ki cesediniz kokmadan, çürümeden, kaybolmadan bulunabilsin. arkanızda kalanlar daha fazla uğraşmasın.
son bir not: intihar etmeden evvel yazdığınız notu/mektubu okunaklı bir yazı ile yazınız, mümkünse bilgisayarda yazınız.
önceleri ara sıra, son yıllarda ademoğlu'nun her gün düşündüğü eylem. düşünüp yapanlara üzülmüyor değilim lan. özellikle aşk yüzünden.
olacak iş mi. değil.
Sımdı bır sayfa dusunun. Heryerı beyaz ve ortasında bır sıyah nokta var. Iste ıntıhar da bu sayfa gıbı hayatın sadece sıyahlıklarını goruyorlar. Ama muntehır(ıntıhar etmeyı kafaya koymus) o beyazlıgın farkında degıldır. Baktıgı herseyın sıyah oldugunu dusunup kocaman beyazlıgı gormemekten ıbarettır bır muntehırın dusuncelerı.