dusunmek ayri gercekten olmeyi istemek ayri bir seydir , dusunursun yaparsin ama dikkat cekmek icin iste bu acizlik . ama gercekten olmeyi istersen ve olmek icin intihar edersen kurtarilma ihtimali olmayan bir intihar girisiminde bulunursan bunun adi cinayet olur , cinayeti isleyen de intiharin sebep oldugudur..
Bu dusuncenin kafamı zaman zaman yordugu bir insan olarak, ben..
sanırım bu kötü ve boş dusunceyi kuvvetli imanım ile kuvvetsizleştirdiğime inanıyorum.
(bkz: Ölmek kaçmaktır.)
Kaçmak ise bizim fıtratımızda yoktur....!!!
genel olarak hayatın saçma olduğu gerçeğiyle karşılaştığım zamanlarda istemeden de olsa yaptığımdır.
ne için yaşıyorum, amacım ne?
insanların kurduğu sistemin dünyada herkes gibi banada dayattığı amaçlara ulaşınca mı, mutlu olacağım?
ne, daha çok para mı? daha yüksek bir mevki mi? ne?!
boş, gerçekten. hele sevdikleriniz bile size uzaksa..
Olanak coklugunun sevep olabilecegi durumdur.
Ornegin hic bir olanaga sahip olmamis idealleri olmamis bir insanda bunu bulamazsiniz, ama anadolu lisesi mezunu seneye yurtdisinda universitesi mezun bir adam vicdan azabi cekince veya mutsuz olunca, ben niye boyle oldum diye sorar. Ve bu kadar seye ragmen mutsuz olmak umutsuzlugu doguruyor. Bir gun kiricam bu tasmayi. Bir gun. Belki yarin degil ama elbet bir gun. Evet.
sahte ve çıkarlarla örülmüş bu dünyaya karşı duran her insanın en az 1 kere kafasından geçirdiğidir. kafka şöyle der: "ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?"
anlamsız bir yaşam mı, yoksa anlamlı bir ölüm mü?
eklemekte yarar var: "intihar bir kaçış değil, reddediştir." sartre.
intihar eden cehennem ateşine atlamış olur buyuruyor peygamber efendimiz. müslüman kişiyi her hal ve şart altında intihar fikrinden vaz geçiren bir önermedir. çünkü hiç bir bunalım cehennem ateşi kadar kötü olamaz. öyle sanırsın ama değildir. cehennemde o yaşadığın bunalımı defalarca yaşarsın. ölüm bir kurtuluş değildir, sadece saniyelik bir ertelemedir. çünkü insan ölünce kıyametle arasındaki hissettiği süre saniyelerle ölçülür.
aylardır kafamı kurcalıyor bu düşünceler her an hayattan çekip gitme isteği,yok olma arzusu...
belki de umutlarim, heyecanlarim tükendiği için bu saplantılı düşüncelerin beni ele geçirmesine maruz mu kaldım,bilemem.ama şunu iyi bilirim ki;zerre miktarda bile yaşama arzum yok,ne olucaksa olsun düşüncesi beni ele geçirmiş durumda...
doğru düzgün hayatımız mı oldu be sözlük, sürekli kaybeden ben oldum, bir kere bile kazanamadım, derdimi, artık yaşadıklarımi özgürce, korkmadan anlatmak, haykırmak istiyorum ama olmuyor işte utanıyorum.
her insan büyük bir çıkmaza illa düşer. işte tam o an tüm dert ve acıları bitirmek isteriz. bununda en kısa yolu intihar gözükebilir. ama arkanıza bir bakın geride ne bırakacaksınız. bir aile iyi dostluklar. işte o zaman vazgecersiniz. kendiniz için deil onlar için. ama ya onlarda yoksa...
inandığı her şeyi kaybetmiş bir adamim ben. inandığı hiçbir şeyden cevap alamayan bir adamım ben. bedenim affetsin ruhum süzülsun gök yüzüne. inanacak hiçbir şeyi kalmamış bir adamim ben. teselli edilemez kırık bir kalbe sahibim ben. unutmayi ve vazgecmeyi istemeyen acı çekmesi gereken bir adamim ben. bu yüzden intihar edemem.
ara ara yoklasa da eyleme dökemeyeceğim düşüncedir. Bunun için onlarca sebep saymak isterdim ama malesef tek sebebim var. O da; cesaretim yok.
Her şeyden ve herkesten vazgeçeli yıllar oldu. Doğumevinde başlayıp, yurtlar ve yatılı okulların sonunda kendi hayatımı zor da olsa kurdum.
''Bu hale nasıl ve neden geldim?'' vb soruları kendime sorup, aynı cevapları almaktan sıkılsam da ölemem arkadaş. Inandığım bir din var ve tek dayanağım bu. Cennetlik yaşamasam da, cehennemi haketmek için çabalayamam.
Tek istediğim; beni eksikliklerimle kabul edecek ve fazlalıklarımı alacak biriyle ömrümü tüketmek.
her şeyden tamamiyle kurtulabiliceğini, yaşamın bir kıymetinin kalmıdığını gösteren yanlış bir düşünce. zaten gerçekleştirmesi imkansıza yakındır. intihar çözüm değil hem kendisi hem yakınları için şartların daha da zorlaştığı bir eylemdir.