yetenek sizsiniz türkiye'de ufacık tefecik bir çocuk piyano çaldı. çok da sevimli bir çocuktu. herşey iyiydi hoştu ama acun baban nerde diye sorduğunda çocuğun babam yok ki demesi bir anda ben dahil herkesin içini acıtmıştır. salon sus pus olmuştur. çok fenaydı be.
- sona yaklaşıyoruz. kendinizi herşeye hazırlayın. *
daha sonra etrafında ki herkes ağlamaya başlar. ama birisi onlara hakim olmalıdır ve aralarında ki tek erkeksindir. ağlamaman gerekir. için kan ağlar. anılar canlanır. her zaman da kötü olanları. daha da kötü olursun. gözlerinin içine bakarsın. seni gördüğünün farkındasındır. ama tanımayan gözlerle bakıyodur sana. için kötü olur. anlam veremezsin. ölüm ne demek belki ilk defa o zaman anlamışsındır. bir daha göremiyecek olduğunu düşünürsün bir hançer daha yersin kalbine. biraz toparlanırsın saatler sonra ama hala üzgünsündür.
...sonra selasını duyarken ortalık bir kez daha ağlama sesleriyle dolar. ve son zamanlarda hiç konuşmamanın öcünüde boş odada çığlıklar atarak alırsın.
sevildiğinizi düşündüğünüz biri tarafından "hayır sevmiyorum" diye duyduğunuz vakit,sadece içiniz acımaz,ölüm haberi almış gibi bir daha onun dirilmeyeceğini bir daha "var" olmayacağını düşünürsünüz ve içiniz acımaz, içinizi sökerler alırlar efendim tek bir laflarıyla.aslında gülünçtür bu buradan bakıldığında basittir ama maalesef öyledir.
çocukken eve misafirler geldiğinde bir konu hakkında tartışılırken sende kendi görüşünü beyan etmek istediğinde ebeveynlerden birinin sen küçüksün ne anlarsın demesi.
doktorun 'en fazla 5 ay yaşar, kendinizi herşeye hazırlayın' sözü bir anda içinizi alevle kaplar. çaresizlik sarar bedeninizi. ölümü beklemekten başka yapabileceğiniz birşey yoktur.
hem de ölümü ona hiç yakıştıramıyorken...
kimbilir, şimdi ne haldesin,
üşüyor musun soğuk gecenin ayazında?
yağmurlar ıslatıyor mu yüzünü?
papatyalar mı açtı toprağında, laleler mi?
boylu boyunca serilmiş yatıyor musun... *