'sahip' olma isteğidir.
iki insanın, birbirini kafese tıkma isteğidir. aşkın, bağlılığın imzaya gereksinimi yoktur. imzayla kanıtlanma ihtiyacı yoktur.
tek kişi resmi olarak bir boka yaramıyorum bir de iki kişi olalım bakalım ne olacak demek için evlenirler. sonra bakarlar o da bir işe yaramıyor 3 kişi olurlar sonra o öyle gider. *
10- sevdiği insan yanında olsun, hayatı paylaşsın diye evlenenler.
11- çocuk yapmak için evlenenler.
vs.vs.... sebep çok. ''ama beni seviyor' diye evlenip üç günde pişman olan yurdum genci önce ne istediğine sonra karşısındakınin ne beklediğine baklamalı. bakalım kendi beklediğini bulacak mı? karşısındakinin beklentilerini karşılayacak mı?insan bencil bir yaratık olduğundan sadece kendi sevgimiz yeter sanıyoruz.
birlikte daha çok zaman geçirmek, hayatı her şeyiyle birlikte karşılamak. sevginin tutkuya dönüştüğü, ayrı kalamayan bünyelerin en güzel adımıdır evlilik.
hayata merhaba deriz yaşlı gözlerle, daha sonra büyürüz yavaş yavaş, yaşlar kurur zamanla yerini gülücüklere bırakır, belli bi zaman olur hayatta isteklerimiz olur anlık bi hevesle heyecanla, kimi gerçekleşir mutlu oluruz kimi tam tersi, küseriz o an hayata belki, ama anlarız biraz zaman geçtikten sonra hayatın kanunuymuş bu deriz, ve yaş ilerler biz bir ağlayıp bir gülerken, sevdiklerimizden uzaklaşırız ister istemez hayat istediği yere götürür bizi, daha sonra alışır bedenimiz bu duruma, bir müddet sonra sıkılırız ve yeni bir hayat kurmak isteriz ve o an karar veririz tanımadığımız biriyle yeni bir hayata başlamaya. halk dilinde EV'lenmektir bu yeni hayatı adı.
kesinlikle biz kadınlar.o kadar " ay olmaz" "yok vermem" "çeksene elini" tavırlarındayız ki sanki koca dünyada tek * bizde var. hayretler döngüsü. erkekler de budala yani hemencecik kanıveriyolar. yapma yazık ömrüne kadın milleti çekilmezzzzz...
türkiye şartlarında dedikodudan kaçınmak içindir. kızlar için "evde kaldı" damgası erkekler için "eşcinsel lan bu" dedikodusu baya can sıkar. hele evlenir evlenmez çocuk yapmanın nedenide budur mazallah evlendikten 9 ay sonra çocuk gelmezse erkek için "kısır" ve "iktidarsız" damgası çok rahat vurulur.
yalnız yaşayan bi bünyeyim.. yemeğimi temizliğimi kendim yapıyorum.. yarım poşet yerine bi poşet koyarım , 3 çamaşır yerine 5 çamaşır yıkarım.. ev işleri filan gözümde büyümüyo..
geceleri geç yatarım , canım istedi mi gece kalkar sabaha kadar film izlerim , dans ederim evde.. bunları yapamayacak olmak , her hoş insanla flört edemeyecek olmak da düşündürüyo beni..
ama öyle şeyler var ki evliliğin getirdiği.. misal paso sırtını kaşıcak , göbeğini okşucak , omzunu ovucak biri var.. "kocacım , parmaklarım uyuşmuş yahu" "tamam karıcım gel ben biraz oynuyim kan dolaşımın düzelsin"
"karıcım canım fasülye çekti yahu" "kocacım ben bilmem fasülye nası yapılır ama netten bakıyım deniyim"
bunları diyebilmek eminim , binlerce abuk kızla flört etmekten ve üşüten yalnızlıktan iyidir..
böyle de düzüm.. evliliğe açığım.. adaylar 5500'a göbek yağları oranlarını ve omuz genişliklerini yazıp yolasınlar..
Kıcını toplatma kaygısı.
Düzenli cinsel hizmet.
Sürekli ve zamanında sıcak yemek.
Ve ön enemlisi gece soguk yatakta sarılacak kalbi senin için atan minicik bir cift güzel simsiyah gözler için olabilir.
insan gençken "evlenmem ben olum. hep gezcem. dost hayatım olcak olm." der ama gel gör ki 30'undan sonra insan hayatında yeni bir düzen ister. anlatılmaz yaşanır.
