Çevresine biyolojik ve zihinsel olarak uyum sağlayabilen canlıdır.
Ancak tek başına bu iki özellik O'nun insan yapmaya yetmez.
Sahip olduğu fizyolojik ve sosyal özellkler neticesinde ait olduğu 'aileden' ve tüm diğer hayvanlardan ayrılır.
iki ayağı üzerinde dik yürüyebilen ve alet yapıp kullanabilen canlıdır insan aynı zamanda.Ve bu çok önemli özellikler doğada ona güç verir,en temel ihtiyacı olan avlanma ve barınmayı kolaylaştırıp bugüne kadar doğada diğer tüm hayvanlarla olan savaşını kazanmasını sağlar.
Sosyal canlıdır.işbölümü,toplum yaşamının sonucu kentleşebilen varlıktır.
Bedensel bakımdan yetersiz olmasına rağmen sahip olduğu fiziksel özelliklerle bu yetersizliği kapayabilen canlıdır.
gerek din gerekse bilim, insanı yücelterek çevresinde yer alan canlı ya da cansız varlıkların üstüne yerleştirmiştir. çok değil bundan birkaç yüzyıl önce din, dünyayı evrenin merkezi sayarken, hala geçerli olan yaratılış teorisi ise; insan için yaratılan dünya noktasında temellendirilmiştir. evrim teorisi ise, evrimin en üst basamağına insanı, sanki evrimin insana ulaşmak için var olduğunu belirterek koymaktadır. sonuç olarak da karşımıza egosu şişmiş, egemenliğini çoktan ilan etmiş "insan" çıkıyor.
şimdi gidip sadece zevk için yüzlerce kuş avlayabilirsiniz. hatta bu konuda yetenekliyseniz, spor! karşılaşmalarında ödül bile alabilirsiniz. yalnız dikkat edin, arabanızla giderken birinin ayağının üzerinden geçmeyin ki ceza almayasınız.
şurası bir gerçek ki, bu dünyada iki tür insan var. biri konuşan tür, diğeride yapan tür. insanların çoğu konuşur. tek yaptıkları şey budur. ama sözün bittiği noktada dünyayı değiştiren, yapanlardır. yaparken bizi de değiştirirler. bu yüzden onları asla unutmayız. siz hangisisiniz? sadece konuşuyor musunuz? yoksa yerinizden kalkıp bi'şeyler yapıyor musunuz? çünkü inanın bana geri kalan ne varsa kahpe dedikodusundan başka birşey değil.
insanın kelime anlamının kökü unutmaktan gelir.
evet unutkandır insan nice üzüntüleri nice sevinçleri bünyesinde barındırır
akan bir ırmak gibi aynı yerde durmaz sürekli akar sürekli farklı diyarlara
göç eder durur geçmişi önce anımsar sonra hatıra yapar ve en sonunda unutur.
dipnot:akarsu hareketsiz ise kurumaya yüz tutmuştur.
yardımlar için gönüllü olan,
cinayet işleyen,
hayat kurtaran,
üzülen,
sevinen,
sahtekarlık yapan,
üç kuruş için şerefini satan,
ailesi için rüşvet alan,
ailesi için dürüst olan,
kendi zevkleri için her şeyi hiçe sayan,
kendi zevkleri için her şeyi önemseyen,
düşünmemeye çalışan,
düşünmeye çalışan,
karar alan,
kararsızlık yaşayan,
emek ve mücadele veren,
emeksiz ve mücadelesiz yaşamayı seçen,
yaşamayı hakettiğini düşünen,
yaşamaya layık olmadığını düşünen,
acıyan,
acıtan,
utanan,
kibirli ve arsız olan,
talep eden,
talep gören,
inanan ve inanmayan,
seven,
sevmeyen... yokluk ve varlıktır.
bazen o kadar büyük sövme ve isyan isteğiyle dolan varlıktır ki zannediyorum yer yüzünde o isteği ve hırsı daha güçlü yaşayan bir canlı yoktur. belki eşşekler...
eşşekler de konuşabilse çok ağır şeyler söylerler hayata dair fakat bu gün bir eşekten de beterim. bir insan olarak nadir gelen nöbetlerden birini yaşıyorum herhalde.
bu sinir stres harbi öyle böyle değil. yukarıdakinden aşağıdakine sağlam bi sövsem, bi isyan etsem geçer mi bu halim? bilemedim. neyse günahay girmeye gerek yok heralde. tövbe esatagfrullah, ne boyda da vebalimiz var lan. o değil öteki tarafta varsa yaprakı dalı budağıyla yedik heralde!
bu canlının dişi olanlarından "uff snane be slk.s.s " "yeaaa benim peşimden koşmaları lazım hep yeaa" "erkekler çok ..... yeaaa" türünde sesler duyarsanız en yakın sığınaklara koşmanızı samimiyetim ve yüksek önem ile tavsiye ediyorum.
''her insan bir felsefe olarak yaratılır ve dünyaya gelir. ama yontula yontula, sistemin içine sürüklene sürüklene herkes gibi olur. yozlaştırılır, herkesleştirilir ve sıradanlaştırılır insan.''
