insan

entry1478 galeri111 ses1
    269.
  1. herkesin olmaya calistigi ama olamadigi sey.
    0 ...
  2. 270.
  3. bazen insanın -bırakın diğerlerini- kendi kendine yaptıklarını anlayabilmek güç. ruhunu sığdırdığı beden, bunları hak ediyor mu, sorulamak için anlayabilmek lazım.
    0 ...
  4. 271.
  5. esasında ("esasında" kelimesiyle cümleye başlamayı pek sevmesem de ne bileyim, kolay geldi. böyle bir şeyi yeni farkedermiş, tespit yaparmış gibi aşağılık hileler vardır ya, onun gibi. hani suratıma vuracaksan mesaj atıp, ne bileyim... vur sorun değil.) bu yazıyı yazacak başlık aradım.

    aramadım desem yalan olur. (ters anlamlı, "yalan olur"'lu ikileme yapmak, yazıyı dolgun göstermek? yapma ya?)

    ama ayrı başlık biraz garip geldi.

    yani ne bileyim, düşünürsen her olguyu "insan"da bağlayabiliyorsun ve saat sabah altı.)

    büyük ikilem.

    bazen bir gezegenin kağıt üzerindeki sahibi olduğumuz için gerçekten de süper bir varlık olduğuna inanıyorum insanın. özgür irade denilen hadise var. mükemmeliz. çevreyi kendimize göre ayarlıyoruz. yıllardır bok gibi orda duran boyaları dökülmüş küçük sehpayı kaldırıp bilgisayar masasının arkasındaki boşluğa koyuyoruz, üzerine de perdeyi çekiyoruz. iğrenç duruyor çünkü. o eskiden beri ordaydı, ama o gün bize batıyor.

    seçim yapıyoruz (buna az sonra geniş olarak değinebilirim), "hayır" diyoruz, "evet" diyoruz, biz bakan kıza gülümsüyoruz, bazen hiç yüz vermiyoruz. kavga ediyoruz, sert şeyler söylüyoruz karşımızdaki adama, ya da etmiyoruz, yürüyüp gidiyoruz.

    birsürü şeyi yapmamayı ya da yapmayı kararlaştırıyoruz.

    bazen de bakıyorum,

    bi sikime yaramıyoruz.

    doğanın birkaç bin yılda geliştirdiği büyükçe bir beynimiz var, onu kullanıyoruz sadece. egomuz var, siyah, kabarık kar montu gibi.

    onu üstümüze giyiyoruz, kalınlaştıkça daha güvende hissediyoruz kendimizi, hastalıklı, bok rengi bir koza örüyoruz.

    çok özel olduğumuzu düşünüyoruz, kendi içinde mantıklı da, kendimizi özel buluyoruz. kolumuz kesildiğinde acıyor, suratımıza esaslı bir yumruk yediğimizde burnumuz kırılıyor, bunların hepsiyle ve başımıza diğer şeylerin sonuçlarıyla biz uğraşıyoruz, bu bize özel, başetme hadisesi. sadece kendimiz özel oluyoruz çünkü, bir şekilde çözmeliyiz.

    ama pek dışardan sana bakınca ne görüyor sokaktaki kadın?

    "hm, adam."

    eğer azıcık ilgisini çektiysen;

    "hm, adam. düşünceli görünüyor"

    "yanından geçtiği süre içerisinde açılan sana ait 4 saniyelik zaman tünelinde ne bekliyorsun mal?" diye soruyorsun. haklısın da.

    özel filan değilsin yani.

    ("you have to give up. you have to realize that someday you will die, until you know that you are useless." -this is your life - fight club soundtrack.- öyle bir oturdu ki buraya ses geldi. acı gerçek. ego şok.)

    ama iyi tarafından bakıyorsun,

    o da değil.

    öğretilmişi yaşarken ne kadar özel olmayı umut ediyorsun ki, fazla iyimser.

    belirli bir sınıra kadar da sıradan olarak kalmaya devam edecek/sin(iz). karşındakine bir şeyler verip karşılığında ondan bir şeyler alma süreci bir sınırı geçene kadar yani.

    ironi.

    mesela biri giriyor hayatına, özel olma sürecinde daha önceden tek başına gittiğin yerlere gidiyor, hoşlandığın şeyleri daha önce binlerce kere yaptığın gibi tekrarlıyor, yürüyüşüne, oturuşuna biraz daha dikkat ediyor, sabah onunla görüşmeden önce erken kalkıp traş oluyor, en düzgün halini öne çıkarıp en iğrenç halinden utanıyorsun.

    "hayvan gibi mi olalım?" diyen varsa haklıdır ama ben ondan bahsetmiyorum.

    yani ne bileyim.. öyle davranman gerekiyor, öyle davranmazsan olmaz çünkü, garip olursun, itici olursun.

    seçim yaptığını sanıyorsun, ona göre yaşıyorsun, "prensiplerim vardır" adamını oynuyorsun, beyaz atlı prenssin.

    iluzyonumsu olguların içinde çırpınıyorsun ama.

    kara komedi.

    karşındaki kişi de bunu yapıyor, sosyal kontrat böyle.

    birbirinizden bir şeyler alırken(verirken aynı zamanda) kendi kendinize asla sahip olamadığınız (içten içe bunu da biliyorsun ya hadi bakalım) özel olma hissini kazanıyorsunuz.

    ta ki "o" sınırı geçene kadar.

    samimiyet, aradaki duvarın üzerinden bakabilecek kadar büyüdüğünde o zaman belki de gerçekten özel oluyorsun.

    seçimlerinin bunu sağladığını sanıyorsun.

    teorik olarak bakarsan zaten böyle.

    ama başka ne yapacaksın ki?

    öğretilmiş olan o.

    prensiplerinin yoğrulduğu kaplar hep varlardı.

    elinde kahvenle durup düşünene kadar rahatsızlık hissin mideni kasmaya devam ediyor.

    o birisi hep orda duruyor,

    sen aynaya baktığında aynı şeyi görüyorsun.

    hava kararıyor, sonra aydınlanıyor, sonra yeniden kararıyor.

    tekrar tekrar.

    ve hala özel değilsin.

    kahven soğuyor.
    0 ...
  6. 272.
  7. sıfatını doğmuş olmakla değil ,varoluşu ve duruşu ile kazanabilen varlık .

    (bkz: sen insan değilsin)
    0 ...
  8. 273.
  9. ne elbiseler gördüm içinde insan yok,nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok...

    (bkz: Mevlana celaleddin rumi)
    1 ...
  10. 274.
  11. 275.
  12. yer'i paylaştığı tek insansı türü gorille arasındaki kapanmaz denen 11 puanlık avantajı kaybetmiş vicdansız primat.
    0 ...
  13. 276.
  14. insan , sıfatıyla yaşayan ama insanlık sıfatının farkında olmadan , nefes alarak yaşayıp ve aklı erene kadar da öylede ölen , insan türü desek daha doğru olur onlar için *
    0 ...
  15. 277.
  16. aklını, empati yeteneğini kullanmadığı zaman çok tehlikeli olabilen varlık.
    1 ...
  17. 278.
  18. Dünya'nın kendisine ve diğer canlılara en çok zararı veren en zararlı hayvan. Gelmiş geçmiş en boktan hayvan türü.
    0 ...
  19. 279.
  20. 280.
  21. hayvan ve melek arasındaki garip varlık.
    2 ...
  22. 281.
  23. 282.
  24. 283.
  25. aileyi kutsa
    tanrıyı kutsa
    peygamberi kutsa
    dini kutsa
    kadını kutsa
    ahlakı kutsa
    öğretmeni kutsa
    ataları kutsa
    bayrağı kutsa
    vatanı kutsa
    devleti kutsa
    tabuları kutsa
    toplumu kutsa
    otoriteyi kutsa
    bürokrasiyi kutsa
    ideolojileri kutsa
    sembolleri kutsa
    anıtları kutsa
    çekiçleri kutsa
    parkaları kutsa
    camileri kutsa
    kaderi kutsa
    ölümü kutsa

    her şeyi ama her şeyi kutsa yeter ki sadece kendin dışarda kal ve dışarda kalarak her şeye müdahil olabileceğini sanarak her şeyi kutsa...
    1 ...
  26. 284.
  27. 285.
  28. düşünme gücüne rağmen hata yapabilen...
    1 ...
  29. 286.
  30. sadece atlas okyanusundaki bir adada yaşayabilen canlı türü.
    0 ...
  31. 287.
  32. başkaları tarafından kendisine yapılan hatalara öfkeyle yaklaşmasına karşın kendisinin başkalarına veya kendisinin kendisine yaptığı hataları kolayıkla affedebilen veya affedilmesini isteyen hatta görmezden gelebilen bir canlıdır.
    1 ...
  33. 287.
  34. yegane barınaklarını * birbirlerine dar etmekle meşgul güruh.
    0 ...
  35. 288.
  36. sırtını birisi kaşıyınca hoşuna giden hayvanlardan biridir.
    0 ...
  37. 289.
  38. insan, iyilik peşinde koşan bir kötüdür.
    2 ...
  39. 290.
  40. 291.
  41. yarısı pişirilmiş canlı balığı yerken kahkaha atabilendir. *
    1 ...
  42. 292.
© 2025 uludağ sözlük