+ lan, hamdi kafam bozuk yarın buluşalım mı?
- olur, hacı...
+(binkkkk) (gece yarısı bi mesaj) ben şehir dışına çıktım, sonra görüşelim.
- hay, a.koduğumun hayatı, yalnızlık baki...
ilkokuldayken hocalar 1 yazıp yanına 6 sıfır koyarlardı. bakın çocuklar 1 sizin karakteriniz, yalan söylemeyen kişiliğinizdir. yanındaki sıfırlarla sizin servetiniz oluşur demişlerdi. o gün ben bu dersi geçtiğim için mutluyum ama geçemeyenleri tanıdıkça hayattan soğuyorum.
-Birini yere tükürürken görmek.Hatta sonra o yerden geçmek zorunda kalmak.
-Parfüme alerjisi olan ben'in ulaşım araçlarında her seferinde parfüm şişesini dökünmüş bir bay/bayanla dip-dibe durmak zorunda bırakılması
-Facebook'ta paylaştığı ingilizce şarkının videosunu paylaşırken Türkçe sözlerini de yazmaları
- 2-3 film biliyorum diye ortada dolaşan anti-entel-aging sınıf arkadaşlarının kahrını çekmek
...
Derdini bir türlü anlatamazsın ya hani ya sabır dersin tekrar anlatmaya başlarsın karşındaki insan hala sana o boş gözlerle bakar ya bırak soğumayı ölmek istersin.
seni çevreleyen ve asla olmadıkları şekilde kendini dünyanın merkezi zanneden, öyle davranan ve cümlenin de o şekilde davranmasını bekleyip aksini anlamlandıramayan insanlar.
yolda yürürken birinin birden boğazını büyük bir gürültüyle temizleyip sonra da olanca gücüyle yere tükürmesi. allah belanı versin dersiniz o an içinizden ve yok yok ben bu adamla aynı havayı solumamalıyım diye düşünürsünüz.
bikaç aksiliğin bir anda gerçekleşmesi
nüfus cüzdanını kaybetmek
telefon hattını kaybetmek
saati bozulmak sonra bi anda mutlu olmak
nüfus cüzdanını bulmak
saatin pilinin bittiğini anlamak hayat bu *
etek giydiğin gün saatlerce gezdikten sonra aynaya bakman ve çorabında koskoca bir yırtık olması.
facebook a vesikalık fotoğraf koyan amcalar.
uyumak istemek ama uykunun bi türlü gelmemesi.
sevgilinin seni en yakın arkadaşınla aldatması.
hayattan en soğutan şeylerden biri değer verdiğin insanın acı çektiğini bilip hiç birşey yapamamak olsa gerek. o yüzden gururunu bahane edip, bazı şeyleri düzeltmek için yapılabilecek bir şeyler varken yapmayan insanların bir araya getirip gaz odasına tıkmak lazım.
biliyorum ki o şimdi ağlıyor, tarifi olmayan acı dolu hislere gark olmuş durumda. gözlerine bakıp ''üzülme'' diyemiyorum ama ben. titreyişlerini, ağlayışlarını engelleyemiyorum. halbuki hayatımın en değerlisi o, üzülmesini istemem ki hiç. ama hayat böyle işte değil mi?
her oyunun acı sonunda çıkarılan ders aynı değil mi? hayat acılarla dolu..
insana,hayvana,doğaya,adalete,kitaba velhasıl kendi haricindeki hiçbir kişi yahut şeye saygısı olmayan mahluklar...
bi başkası üzerinde salt gücü ile baskı kurabileceğini sanan ahmaklar...
erkek egemen dünya hayali kuran "kadın"lar...
ve daha bi sürü şey!