Benim bildigim kadariyla ya da benim yasadigim yerde 95 neslinden sonra alişkanlik haline gelen bir eylemdi ondan oncesinde ben sira ortusu hatirlamiyorum okudugum yerlerde.
işte bazen ufacık şeyler insanı hüzünlendirebiliyor. O masa örtüsü aynı zamanda ilkokul demektir. ilkokul ise çocukluk. Çocukluğun bu kadar uzaklarda kalması ise insanı her zaman hüzünlendirir.
Bizim örtüler turuncu kareli, mavi nazar boncukluydu perdelerde turuncu şeritliydi yıkandığı zaman bi güzel kokardı ki sınıf hala burnumdadır kokusu örtülere de öyle bi özen gösterirdik iki gün sonra aynı pis pasaklı çocuk olurduk özlemişim o günleri.
Camasir makinesi olanlara yikattirirdi öğretmenim. Listeye bakar sira kime geldiyse sorardı makineniz var mi diye.
Sira bana geldiğinde var öğretmenim dedim buruk sesle, yok diyemedim utandim niyeyse.
Canim annem bir bir elleriyle yıkamıştı 65 örtüyü. Beyaz, kenarları mavi şeritliydi, leke kalmasin diye kac kazan kaynatmıştı. Kurban olurum ona ben.
Para toplayıp almıştı hoca, sonra yeni bir öğrenci geldi. Birisi örtüleri yıkattıktan sonra dağıtırken benim örtüyü ona vermiş. Bende bişey diyememiştim. Bir yıl örtüsüz oturdum.
Merak etmeyin şimdikiler de yikatiyor.yani ajite etmeye gerek yok... Ayrıca muhtemelen bi on sene kadar sonra onlarda sözlüklerde böyle bi başlık açacaklardır
hay şu nesilden gına geldi abicim. Niye ben veya etrafımda hiç böyle bir nesile rastlamadım? Ne ailemden bir fert ne ben ne de eş dost akraba uzak akraba tanış böyle bir konudan hiç bahsetmedi. Hayır padişahın sol taşşağından da düşmedik normal orta halli bir Anadolu burjuvazi ailesinin ferdiyim. Allah allah.
hatta bir keresinde arkadaşımın durumu olmadığı için hoca yapmadığım şeyi yapmış gibi varsayarak onun örtüsünü bana yıkatmıştı. niye böyle yaptığını şimdi anlıyorum. ne güzel günlerdi.