ya abi illa bir ortaklık arayışı enteresansınız ya. yok osuruk taşı koklamış nesil, yok ebelemengeç oynamış nesil bi bitin artık ya. ne bitmeyen nostaljik goygoyunuz varmış.
30-40 kişilik sınıfın örtüsünü katlar koyar, her cuma bir çocuğa yıkaması için verirlerdi. düşünsenize, küçücük bir çocuksunuz ve ağır, kocaman poşeti eve götürmeye çalışıyorsunuz. zordu.
halbuki hocalarımız evlerine araçlarıyla giderdi, kendileri yıkasa getirse, veli toplantısında da para toplasalar olurdu aslında. küçücük çocukları süründürmeye gerek yoktu.
o ilkelliği biz de yaşadık çok şükür. bir de beslenme günü vardı düşman başına, tüm sınıfa o haftanın annesi bir şeyler yapardı. bir arkadaşımızın da annesi yoktu, ilk o zaman küfür etmiştim böyle düzene... şeklinde.
bir ülkenin ayıbıdır. o kadar vergi topla, okulun fasa füso işlerini öğrencilere ve ailelerine yık. beslenme günleri de halen var, bağış toplama da halen var...
62 kişilik sınıfta öğretmen masasındaki dahil hepsini yoklama sırasına göre cuma akşamları bohça yapmak suretiyle götürüp haftasonu anasına yıkatıp pazartesi günü geri getiren temiz nesildir.
nesil ben ama yıkatan ben değil. çamaşır makinamız yoktu ve annem 6 kardeş+ anne- baba çamaşırlarını leğende yıkardı. bu anneye de 20 masa örtüsü götürmek eziyet olurdu diye.
her cuma günü sınıftan bir öğrencinin götürüp yıkayacağı ama genelde pazartesi getirmeyi unuttuğu veya yıkamadığı nesildir. kendimi övmek gibi olmasın ama ben unutmazdım. anacığım temizinden yıkar al mis gibi yaptım götür oğlum derdi. swh. ama en gıcık olduğum lavuklar unuturdu. veya bilerek getirmezlerdi artistler. bence sorumluluk açısından güzel bir uygulamaydı. ve bunu uygulayan son ilkokullu nesillerden biriydik galiba.
Silgi artıklarını ve kalemtraş pisliklerini Biriktirmiş nesildir. Derste öğretmen yazı yazdırırken sıra arkadaşlarıyla “ilk önce ben yazdım” yarışmasına girip koca 3. Sınıfı hiçbir şey öğrenmeden bitirmiş nesildir ayrıca.
Bir duyuma göre Pazartesi sabahı masa örtüsünü yıkatmayı unuttuğunu fark edip acaba öğretmen bir şey der mi korkusuyla şu an erken boşalma sorunları yaşaya nesildir.
burnuma direkt sobanın üzerinde kuruyan bu örtünün kokusu geldi. örtü kurumaya yüz tuttuğunda muhtemelen bizimkiler dizisinin jenerik müziği çalıyordur ve az sonra parliament sinema kulübü başlayacaktır. dışarıda hava soğuk ve bol kömür kokuludur. uzaklardan bozaaaaaaa sesi kulağınıza kadar gelmektedir.
80'lerde öğrenci olmak...guzel yıllardı be...siyah önlük beyaz yaka, sınıf ayrımı yok, ozel okullar çok az anca fabrika sahiplerinin çocukları gider o derece pahalı...guzel zamanlardı...mavi masa örtüleri her hafta biri alır... güzel zamanlar...
Fakir ayıklama başlığı resmen amkk.
Bi tanesi de taşşak geçmiş bizim masalar örtüsüzdü muhafazakar değildi diye. Sen bu esprileri bi yere not falan al, tutar bence.
Bizimkiler de değildi, masalar yarrak gibiydi sikim bi devlet okulunda nesilden nesile götüne koyulmuş masalardı, mecburen örtülüyordu.