Değerlidir. Eğer gerçek olarak ilk aşk ise bir daha asla başa gelmeyecek olaydır, aşk bir defa olur, bazı hislerin tekrarı yoktur. O kişi yanınızda ise asla kaybetmeyin.
Insan sadece bir kere asik olur ve digerleri sadece onda aradiklaridir. Sol yanimin ilk yarasi ilk sizim. Elde edilmeyen zaten elde edilse degerini yitiren. Kendine iyi bak bir daha hicbir ana dogurmaz seni. Ela gozlum surmelim. Sen anlarsin.
aniden yemeden içmeden kesilirsin. canın bir şey istemez. sadece onu düşünürsün. ben ona aşığım lan dersin kendi kendine sonra bir şeyler olur ve her güzelliğin bir sonu olduğu gibi bunun da bir sonu olduğunu anlarsın.
15 yaşında başa gelen lakin platoniğin cana tak etmesinden mütevellit 2 sene civarında(fazlası vardır eksiği yoktur) süren boktan durum. O kalbin deli gibi çarpması, rengin kireç gibi olup atması falan, insanın hoşuna gitmiyor böyle tuhaf reaksiyonlar.
Platonik kısır döngü haline geldi bu yaşıma kadar. Ama yok, bitti o günler. Gerçekten sevildiğini anladığın an sevmek var artık.
14 yaşında tattım. Korkutucu olduğu kadar mükemmeldi.
onu Gördüğüm an kalbim öyle bir atıyordu ki, günlerce boğazımdan yemek geçmemişti; midem bulanıyordu, Mideme ağrılar giriyordu.
Bacaklarımın beni tutmadığını hissediyordum. Ve ek olarak hayvan gibi terliyordum. *
elini ilk tuttuğum da karnımda kelebekler uçuşan, başımı döndüren kadın... ben gittim sen gittin, ben umutları kovaladım sen tamamen gittin işte o zaman beni de tamamen bitirdin. yeni aşklara yelken açmışsın, senden sonra benim ne sığınacak bi limanım nede yola çıkacak bir yelkenim oldu.
tesadüfün de bu kadarı arkada çalan şarkıda bile ''unutamadım adını'' diyor. canın sağolsun...
ilk olmak hiçbir şey değildir. Mesela ilk aşk olunca elini korkarak tutarsın fakat eğer son olursa o kişi elimi sımsıkı ve güvenerek tutarsın. Ve genellikle ilk aşka acemilik derler. ilk olmak da son olmak da size kalmış. Ben şahsen son olmayı tercih ederim.
acısını hala hissettirendir. hele ki sonsuz olacağına inanılıp korunaklı bir yerde çiçek gibi narin büyütülmüşse...
çekip koparamazsın da, çıkardığı her dal her yaprağın verdiği acıyı da hissetmeye devam edersin.
aklının bir köşesini esir alır da hükümdarlığını sürdürür.
çaresiz izlersin, solmasını beklersin.
çocuklukta aşıktık birbirimize, sonralarda arkadaş olduk. hala konuşuruz arada. kızın yaşamadığı şey kalmamış. en son uyuşturucu yüzünden hastaneye yatmış tedavi gördü. psikolojisi çok kötü, gece dışarı çıkamıyor. tek başına kalamıyor falan. düzelir umarım. değer verdiğim bir insan hala, zira çocukluğum aklıma geliyo onu görünce.
ilk aşk tertemiz ve saf duygular beslediğin kişiye karşı hissettiğin beyin yanılsamasıdır.
bu arada dediğini Kabul etmiyorum. ilk aşk her zaman farklıdır. Her zaman yeri ayrıdır. Belki son kısmına katılabilirim ama ilk kısmına katılmıyorum. ilk kalbinin çarpışı, ilk bakışman, ilk el ele tutuşman, ilk öpüşmen hep ilk aşkınla olmuştur. Üzerinden ne kadar geçerse geçsin hatırlarsın.O yüzden ilk aşk her daim farklıdır. O saf duygu ile karşı tarafa bakışını hiç unutamazsın, unutmamalısın da. Güzelliğini de zaten saflığından alır.
ilk aşk, ilk yangın uğruna şiirler yazdığım kadın, senden sonra kimseyi senin kadar sevemedim, sana yazdığım şiirlerin bir benzerini dahi yazamadım. her şey sende güzeldi. aşkının acısı bile tatlı, senli rüyaları gözlemek, uykuyu almış gözlerle uyumaya çalışmak, zihnime kazınmış güzel gülüşünü yeniden görebilmek için...yeniden gül bana, sabah güneşi yüzüme vurduğunda o güzel kıvırcık saçların uyandırsın beni, yeniden göreyim ama rüya olduğunu bilerek buruk bir tebessümle uyanayım yeter ki rüyalarım sensiz kalmasın.
tüm detayları ile beyninize kazınan aşktır...keşke devam etmiş olsa dediğiniz aşktır...ilk aşk, aynı zamanda ilk ihanettir, ilk hayal kırıklığı ve ilk güvensizlik nedenidir.